05 Nis 2013 13:48
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:07
ZARAKOL İLETİŞİM HİZMETLERİ, ZARA'YA ‘KARŞI DAVA' AÇACAK!
Uluslararası tekstil şirketi Zara ile Zarakol İletişim Hizmetleri arasındaki isim hakkı davasında yeni bir aşamaya giriliyor...
Uluslararası tekstil şirketi Zara, Zarakol İletişim Hizmetleri A.Ş.’ye karşı “markamızın ünü kullanılıyor” gerekçesiyle açtığı davayı kaybettikten sonra Yargıtay’a başvurarak kararın temyizini istemişti. Yargıtay geçtiğimiz yıl bu başvuruyu reddederek mahkeme kararını onadı. Zara’nın yaptığı karar düzeltme başvurusu da Yargıtay tarafından dün reddedildi. Zarakol İletişim Hizmetleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Necla Zarakol, bu sürecin kendisine ve şirketine maddi-manevi zarar verdiğini belirterek, zararının tazmini için bu kez kendisinin yargıya başvurucağını açıkladı.
Türkiye’de Fikri Mülkiyet Hakları yasasının yürürlüğe girmesinden sonra ilk isim hakkı davası kurucusunun soyadını taşıyan Zarakol İletişim Hizmetleri aleyhine açıldı. Zarakol İletişim Hizmetleri, Türkiye Patent Enstitüsü’ne başvurarak “Zarakol” adının tescilini istemişti. Zara’nın bu başvuruya itirazı üzerine Enstitü, Zarakol adının kullanılabileceği alanları belirledi. Bu karara da itiraz eden Zara 2005 yılında mahkemeye başvurarak kendi adının “dünyaca tanınan bir marka” olduğunu; bu nedenle Zarakol sözcüğünden “Zara” kısmının çıkarılmasını ve şirketin faaliyetine “Kol” kısmını ile devam etmesine karar verilmesini istedi.
Beş yıl süren dava 2010 yılında Zarakol lehine sonuçlandı. Zara’nın karar üzerine Yargıtay’a yaptığı temyiz ve karar düzeltme başvuruları da reddedildi.
Zarakol İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Necla Zarakol, hukuki sürecin tamamlanmasının ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Sürecin bu şekilde tamamlanmasıyla dava açma sırası bize ve dolayısıyla şirketimize geldi. Gerekçesi hepimize komik gelen bu dava aslında bana ve şirketime maddi - manevi zararlar verdi. 2007 yılında şirketime bir yabancı şirket talip olmuştu. O tarihte bilirkişi aşamasına gelen mahkeme süreci tamamlanmadan satış görüşmelerine devam etmeyi doğru bulmadığım için, satış işleminden vazgeçmek zorunda kaldım. Ayrıca konunun basına yansımasının da ‘yayınlanan haberler şirketimi ve beni destekler durumda olsa da’ itibarıma zarar verdiğini düşünüyorum. Bu yüzden zararlarımın karşılanması için Zara’yı mahkemeye vererek tazminat davası açacağım. Bu davadan amacım maddi kazanç sağlamak değil. Ülkemizdeki fikri ve mülki haklar düzenlemelerinin yeniden gözden geçirilmesine ve itibar kayıplarının tazmin edilmesi konusunda bir yol açılmasına katkı sağlamak en büyük kazancımız olacaktır.”
Türkiye’de Fikri Mülkiyet Hakları yasasının yürürlüğe girmesinden sonra ilk isim hakkı davası kurucusunun soyadını taşıyan Zarakol İletişim Hizmetleri aleyhine açıldı. Zarakol İletişim Hizmetleri, Türkiye Patent Enstitüsü’ne başvurarak “Zarakol” adının tescilini istemişti. Zara’nın bu başvuruya itirazı üzerine Enstitü, Zarakol adının kullanılabileceği alanları belirledi. Bu karara da itiraz eden Zara 2005 yılında mahkemeye başvurarak kendi adının “dünyaca tanınan bir marka” olduğunu; bu nedenle Zarakol sözcüğünden “Zara” kısmının çıkarılmasını ve şirketin faaliyetine “Kol” kısmını ile devam etmesine karar verilmesini istedi.
Beş yıl süren dava 2010 yılında Zarakol lehine sonuçlandı. Zara’nın karar üzerine Yargıtay’a yaptığı temyiz ve karar düzeltme başvuruları da reddedildi.
Zarakol İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Necla Zarakol, hukuki sürecin tamamlanmasının ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Sürecin bu şekilde tamamlanmasıyla dava açma sırası bize ve dolayısıyla şirketimize geldi. Gerekçesi hepimize komik gelen bu dava aslında bana ve şirketime maddi - manevi zararlar verdi. 2007 yılında şirketime bir yabancı şirket talip olmuştu. O tarihte bilirkişi aşamasına gelen mahkeme süreci tamamlanmadan satış görüşmelerine devam etmeyi doğru bulmadığım için, satış işleminden vazgeçmek zorunda kaldım. Ayrıca konunun basına yansımasının da ‘yayınlanan haberler şirketimi ve beni destekler durumda olsa da’ itibarıma zarar verdiğini düşünüyorum. Bu yüzden zararlarımın karşılanması için Zara’yı mahkemeye vererek tazminat davası açacağım. Bu davadan amacım maddi kazanç sağlamak değil. Ülkemizdeki fikri ve mülki haklar düzenlemelerinin yeniden gözden geçirilmesine ve itibar kayıplarının tazmin edilmesi konusunda bir yol açılmasına katkı sağlamak en büyük kazancımız olacaktır.”