09 Ara 2017 09:27
Son Güncelleme: 24 Kas 2018 01:51
Zaman'ın sivri kaleminden bomba ifade! 'Sağ çıkmam' deyip gemileri yaktı!
İstanbul'da görülen Zaman Gazetesi davasında en bomba ifade Ahmet Turan Alkan'dan geldi.
Zaman gazetesinin eski yönetici ve yazarlarından oluşan 22'si tutuklu 31 sanığın yargılanması yapıldı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmaya, 22'si tutuklu 28 sanık ile taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.
Duruşmada ifade verenler içinde Ahmet Turan Alkan'ın yaptığı çıkış dikkat çekici oldu. Sivri kalemi ile hatırlanan Ahmet Turan Alkan, diklenerek verdiği ifadesinde bakın neler söyledi;
BU BİR HIRS VE HINÇ DAVASI : Bir insanın ömründen cebren gaspedilen 500 gün asla hafife alınamaz. Bu dava bir intikam hırsının, bir siyasi hıncın eseri. Biz bu hırs ve hıncın saikiyle sanık olarak ifade veriyoruz. Bu kadar hafif ve ciddiye alınamayacak ithamlarla sıradan bir insanın hayatından 500 gün çalmak bu kadar kolay mı? Cevap veriyorum; evet, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nde bu iş bu kadar kolay. Benim hayatımla, şerefimle, meslekî onurumla oynamak bu kadar ucuz mu? Evet, burada öyle.
KAYYUM GELENE KADAR ZAMAN'IN YAZARIYDIM : Her çıkan "Ben aslında gazeteye yazı yazmayacaktım, önünden geçerken herhalde yazar gibi göründüm" gibi ifadeler veriyor. Ben 20 yıldır yazdım. Zaman gazetesinin yazarıyım. Kayyum gelinceye kadar da yazdım. İnandığım şeyleri yazdım. Ne Erdoğan'a ne Gülen'e angajmanım yoktur. Bununla onur duyuyorum.
BENİM KAFAYI OYNATMAMI BEKLİYORLAR: Bu tavrım benim evlatlarıma torunlarıma bırakacağım en manidar mirastır çünkü hapisten sağ çıkıp çıkmayacağımı bilmiyorum. Belki malumatınız yok, bize 500 gündür ağır tecrit uygulanıyor. Bize vatan haini muamelesi yapılıyor, bu resmî bir tutum. Şunu yapmamı istiyor; içerde akıl sağlığımı kaybedeyim. Benim kafayı oynatmamı bekleyen devletime dargınım, küskünüm.
ÖYLE BİR DAMGA YEDİK Kİ... : En iyi örnek biziz, Zaman gazetesi yazarları sahipsiz. Kimse bize sahip çıkamıyor, öyle bir damga yedik ki FETÖ'cü diye. Diyorlar ki AİHM bilmem ne kadar tazminat verecekmiş. Ne yapayım ben tazminatı? Bir hafta öncesine kadar uğruna nota verilecek derecede makbul olan Reza kadar hukukum yokmuş devletin nazarında.
DENGELER DEĞİŞTİĞİ AN BİZ SERBEST KALACAĞIZ: Bu zorlama dosyanın ömrü bizi buraya tıkan iradenin ikbaline bağlı. Dengeler değiştiği anda biz serbest kalacağız. Çünkü zaten suçlu değiliz. Biz şu anda konu mankeniyiz. Bunu kimse doğru dürüst ifade etmiyor, arkadaşlarıma biraz da bu yüzden öfkeliyim. Sizden merhamet beklemiyorum. Sadece somut kanunları hayata geçirebilirseniz başka ihsan istemem. Sanki bu salonun üstünde büyük ağabeyin tehditkar bakışları geziniyor. Bir gazeteci büyüğümüzün sözleriyle bitirmek istiyorum: "Öyle mahkemeler vardır ki orada sanık mahallinde oturmak yargıç sırasında oturmaktan daha evladır."
Duruşmada ifade verenler içinde Ahmet Turan Alkan'ın yaptığı çıkış dikkat çekici oldu. Sivri kalemi ile hatırlanan Ahmet Turan Alkan, diklenerek verdiği ifadesinde bakın neler söyledi;
BU BİR HIRS VE HINÇ DAVASI : Bir insanın ömründen cebren gaspedilen 500 gün asla hafife alınamaz. Bu dava bir intikam hırsının, bir siyasi hıncın eseri. Biz bu hırs ve hıncın saikiyle sanık olarak ifade veriyoruz. Bu kadar hafif ve ciddiye alınamayacak ithamlarla sıradan bir insanın hayatından 500 gün çalmak bu kadar kolay mı? Cevap veriyorum; evet, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nde bu iş bu kadar kolay. Benim hayatımla, şerefimle, meslekî onurumla oynamak bu kadar ucuz mu? Evet, burada öyle.
KAYYUM GELENE KADAR ZAMAN'IN YAZARIYDIM : Her çıkan "Ben aslında gazeteye yazı yazmayacaktım, önünden geçerken herhalde yazar gibi göründüm" gibi ifadeler veriyor. Ben 20 yıldır yazdım. Zaman gazetesinin yazarıyım. Kayyum gelinceye kadar da yazdım. İnandığım şeyleri yazdım. Ne Erdoğan'a ne Gülen'e angajmanım yoktur. Bununla onur duyuyorum.
BENİM KAFAYI OYNATMAMI BEKLİYORLAR: Bu tavrım benim evlatlarıma torunlarıma bırakacağım en manidar mirastır çünkü hapisten sağ çıkıp çıkmayacağımı bilmiyorum. Belki malumatınız yok, bize 500 gündür ağır tecrit uygulanıyor. Bize vatan haini muamelesi yapılıyor, bu resmî bir tutum. Şunu yapmamı istiyor; içerde akıl sağlığımı kaybedeyim. Benim kafayı oynatmamı bekleyen devletime dargınım, küskünüm.
ÖYLE BİR DAMGA YEDİK Kİ... : En iyi örnek biziz, Zaman gazetesi yazarları sahipsiz. Kimse bize sahip çıkamıyor, öyle bir damga yedik ki FETÖ'cü diye. Diyorlar ki AİHM bilmem ne kadar tazminat verecekmiş. Ne yapayım ben tazminatı? Bir hafta öncesine kadar uğruna nota verilecek derecede makbul olan Reza kadar hukukum yokmuş devletin nazarında.
DENGELER DEĞİŞTİĞİ AN BİZ SERBEST KALACAĞIZ: Bu zorlama dosyanın ömrü bizi buraya tıkan iradenin ikbaline bağlı. Dengeler değiştiği anda biz serbest kalacağız. Çünkü zaten suçlu değiliz. Biz şu anda konu mankeniyiz. Bunu kimse doğru dürüst ifade etmiyor, arkadaşlarıma biraz da bu yüzden öfkeliyim. Sizden merhamet beklemiyorum. Sadece somut kanunları hayata geçirebilirseniz başka ihsan istemem. Sanki bu salonun üstünde büyük ağabeyin tehditkar bakışları geziniyor. Bir gazeteci büyüğümüzün sözleriyle bitirmek istiyorum: "Öyle mahkemeler vardır ki orada sanık mahallinde oturmak yargıç sırasında oturmaktan daha evladır."