04 Mayıs 2017 16:38 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:39

Zaman'ın eski genel yayın yönetmenine ABD'de "hain" tepkisi!

Kapatılan Zaman gazetesinin eski genel yayın yönetmeni olan ve hakkında yakalama kararı bulunan Abdülhamit Bilici ABD'de iki konferans verdi.

Gazetenin eski yönetici ve yazarlarına yönelik yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında aranan Bilici, Ohio eyaletinin Dayton kentindeki Sinclair Yüksekokulu ve James M. Cox İnovasyon Merkezi'nde “Basın Özgürlüğü ve Demokrasi” konulu iki konferans düzenledi.

Sinclair Yüksekokulu'nda Wright Eyalet Üniversitesi ve "Dayton Daily News" gazetesi işbirliğiyle düzenlenen programa yaklaşık 15 öğrenci katıldı. Bilici salona iki korumayla geldi.

TEPKİ GÖSTERDİ

Bilici’ye tepki göstermek için konferansa katılan Ahıska Türk Amerikan Toplum Merkezi Başkanı İslam Şahbandarov ise program öncesinde salondakilere 15 Temmuz’daki darbe girişimi ve FETÖ’yü anlatan kitapçıklar dağıttı.

Bilici, konferansın soru cevap bölümünde, Türk vatandaşı olmadığını, Türkiye'de yaşananlara tarafsız bir bakış açısıyla tepki gösterdiğini vurgulayan Şahbandarov’un FETÖ hakkındaki sorularına cevap vermekte zorlandı. Organizatörle ise Şahbandarov'a “basın özgürlüğü” konusu dışında soru sorması halinde salondan çıkarılacağı tehdidinde bulundu. AA'nın haberine göre Şahbandarov, Bilici'nin korumaları tarafından da tehdit edildi.

ELİNİ SIKMAM HAİNLİK YAPIYORSUN

Tartışma koridorda da sürdü, kendisine “Bu ikiyüzlülüğün nereden geliyor?" diye tepki gösteren Şahbandarov ile tokalaşmak isteyen Bilici'nin eli havada kaldı. Şahbandarov'un "Elini sıkmam, sen hainlik yapıyorsun. Ayıp değil mi?” demesi üzerine Bilici, yanındaki korumasıyla uzaklaştı. Bu sırada ikinci korumanın Şahbandarov’un yanında kaldığı gözlendi.

ÇOK YANLIŞ BİLGİLER VERDİ

Şahbandarov, konferansta öğrencilere ve öğretim görevlilerine Türkiye hakkında çok yanlış bilgiler aktarıldığının altını çizen Şahbandarov, “Dayton’ta yaklaşık bin Ahıska Türkü yaşıyor. Konferanstan son anda haberimiz oldu ve büyük bölümümüz etkinliğe kayıt yaptıramadı. Kayıt yaptıranlara bilet vermek istemediler. Katılabilenlerin de soru sormasına izin verilmedi. Adını bile anmak istemediğim bu kişinin, burada Türkiye hakkında yalan ithamlarda bulunması hainliktir.” ifadelerini kullandı.

ORGANİZATÖR KONUŞTU

Organizatörlerinden Monica M. Schultz, AA muhabirinin “Öğrencilere basın özgürlüğü konusunda konferans vermesine izin verilen Bilici’nin Türkiye’de darbe girişiminin sorumlusu terör örgütüne üye olmaktan arandığını ve ABD’de firari olarak bulunduğunu” söylemesi üzerine Bilici’yi “basın özgürlüğü mağduru” olarak gördüklerini, konferansa bu nedenle davet ettiklerini söyledi. Schultz, konferans öncesi ABD makamlarıyla Bilici hakkında yapılan istişarelerde “olumsuz” bir değerlendirmeyle karşılaşmadıklarını belirtti.

Yüksekokuldaki gergin konferansın ardından ikinci konferansta Bilici, AA'nın haberine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı suçlayan konuşmalar yaptı. Bilici’nin salondan ayrıldığı sırada bir dinleyicinin “hain” diye bağırdığı duyuldu.

PROGRAM ERKEN BİTTİ, SORU ALINMADI

Konferansa katılan dinleyicilerden Amerikalı Ted Wendeln, programın planlanandan erken bitirilmesine anlam veremediğini söyledi. Wendeln, “Program sonunda sormak istediğim bazı konular vardı. Söz almak istediğimde soru kabul etmeyeceklerini söylediler. Neden böyle birşey yaptıklarını anlayamıyorum. Eğer konu basın ve ifade özgürlüğüyse, dinleyicilerin de soru sormalarına, düşüncelerini ifade etmelerine izin vermeleri gerekirdi.” şeklinde konuştu.



BAŞKONSOLOS KONUŞTU

Türkiye’nin Chicago Başkonsolosu Umut Acar ise demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından olan basın özgürlüğünün, Türkiye’de anayasa ile güvence altına alındığını anımsatarak “Bu konu, elbette tartışılabilir ama Amerikalı dostlarımızın Türkiye’deki basın özgürlüğünü kimlerle tartıştıklarına dikkat etmeleri gerekir. Basın özgürlüğünü bir terör örgütünün mensubu veya sempatizanları ile konuştuğunuz zaman akla soru işaretleri gelir. Basın özgürlüğü ile basını kullanarak terörü ve teröristleri yüceltme arasındaki farkın iyi anlaşılması gerekir. Konuşmacı olarak davet edilen zatın mensubu olduğu gazetenin yaptığı haberler ve attığı manşetlerle geçmişte pek çok masum insanın hayatını ve kariyerini kararttığı unutulmamalıdır.” dedi.