Zaman'a atanan kayyım konuştu: "650 bin abone var ama ortada tek bir isim yok"
Zaman gazetesine atanan kayyım heyetinden Avukat Tahsin Kaplan dağıtıldığı iddia edilen 650 bin aboneyle ilgili, "Herhangi bir listeye ulaşamadık. Belge, bilgi yok..." dedi.
Zaman’a kayyım olarak atanan yeni yönetim kurulu üyesi Avukat
Tahsin Kaplan Sabah'tan İsa Tatlıcan'a konuştu: “650 bin abonenin
varlığı ile ilgili ciddi şüphelerimiz var. Tek bir abonenin bile
bilgisine ulaşamadık. Örgütsel bir disiplinle hep aynı cevapları
alıyoruz. Eski yönetim tazminatını almış, burada çalışanların
tazminatını düşünmemişler. Bize samimiyet dersi verenler gazeteyi
batırmak için elinden geleni yapıyor. Gazete yönetimi isteseydi ilk
gece o görüntüler ortaya çıkmazdı.”
5 Mart Cumartesi akşamı Zaman Gazetesi'ni de bünyesinde barındıran
Feza Gazetecilik A.Ş'ne kayyım atandı. İstanbul 6. Sul Ceza
Hakimliği, Avukat Metin İlhan, Avukat Tahsin Kaplan ve Sezai
Şengönül'ün kayyum olarak atandığına karar verdi. Bu kararın
ardından FETÖ medyasının sosyal medyadaki uzantıları tarafından
sayısız iddia ortaya atıldı. Bu iddialar bir haftadır Gülen
medyasında da tekrarlandı. Bu iddiların tümünü yıllarca TMSF ve
bağlı kurumlarında avukatlık yapan, TMSF'nin banka operasyonlarında
yönetim ve denetim süreçlerinde fiili olarak yeralan Avukat Tahsin
Kaplan'a sorduk. Medya yönetimi ve hukuku konusunda deneyimli bir
isim olan Tahsin Kaplan bir haftadır Zaman Gazetesi yönetiminde
yeralıyor.
Avukat Tahsin Kaplan çok tartışılan olaylı geceyi ve sonrasında
yaşananları konuştuk:
O GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKSIN DİYE UĞRAŞTILAR
-Zaman Gazetesi'ne kayyumun atandığı o gece olaylı geçti. O gece ne
yaşandı?
Devralma aşamasında yeni yönetimin güvenli bir şekilde görevi
devralması için gerekli güvenlik tedbirlerini aldı. Ancak haberin
ajanslara düşmesiyle birlikte bizden önceki yönetimin birtakım
hazırlıklara başladığını televizyonlarda ve haber sitelerinde
gördük. Dolayısıyla mahkeme kararının sadece bizim tarafımızdan
yapılacak bir tebliğ ile devralınmayacağı, bina içerisinde bir
savunma geliştirileceğini düşünüldü. Mahkeme kararının uygulanması
için tedbir alan emniyet yetkilileri, görevini yerine getirmek için
orada bulunuyordu. Ancak bizden önceki yönetim, ortadaki hukuki bir
işlemin mutlak suretle yürürlüğe konulacağını bilmesine rağmen,
adeta bir kale savunması yapar gibi davrandı. Orada hazır bulunan
kitleyi provake edecek açıklamalar yapıldı.
-O görüntülerin ortaya çıkmaması için gazete yönetimi ile
görüşme imkanınız olmadı mı?
Önce şunu söyleyeyim; Nihayetinde hoş olmayan görüntüler ortaya
çıktı. Ortaya çıkan görüntüler elbette bizim de hoşlandığımız
türden değildi. Ancak bu görüntülerin ortaya çıkması istenmiş gibi
bir planlama yapıldığını söylemeden geçemeyeceğim. Ama keşke bu
görüntüler ekranlara hiç yansımamış olsaydı. Sonraki gün Abdulhamit
Bilici ve üst yöneticilerle yaptığımız görüşmede kendilerine, bu
görüntülerin yaşanmasında kendilerinin sorumlulukları olduğunu ve
gazeteden çıktıktan sonra bu ve benzer görüntülerin yaşanmaması
için gerekli hassasiyeti göstermelerini istedik. Ancak binayı terk
ederken bu hassasiyetlere riayet etmeyerek, bu görüntülerin
yaşanmasında büyük rol oynamıştır. Eski gazete yönetimi basiretli
bir yönetim anlayışıyla hareket ederek mahkeme kararını
uygulamasına destek olmak yerine açıklamalarıyla çalışanları ve
bina önünde bekleyen çalışan yakınlarını tahrik edercesine hareket
etme yolunu seçmiştir.
ŞİRKET ÇALIŞANLARI SOSYAL MEDYADA GEREKEN ÖZENİ
GÖSTERMEDİ
-Sanırım yeni yönetimle birlikte 4-5 kişi işten çıkarıldı. İşten
çıkarmalarla ilgili ne söyleyeceksiniz?
Personel ile ilgili olarak biz öncelikle arkadaşları tanımaya
çalıştık. Geldiğimiz ilk andan itibaren çalışma arkadaşlarımıza,
yayının sahibi olan tüzel kişiliğin faaliyetlerine devam ettiğini,
hukuki süreç sonunda değişen tek şeyin yönetim kurulu olduğunu, iş
hukuku ve genel kurallar çerçevesinde işlerini yapmaya devam
etmelerini, şirket yönetimi dışında kimseyle bilgi ve belge
paylaşmamalarını, yönetimin talimatı olmadan şirket kayıtlarında
herhangi bir işlem yapmamalarını söyledik. Şirketin kaynaklarının
elverdiği ölçüde mevcut personelin kendilerinde beklenen işleri
yapmaları halinde çalışmalarına devam edeceğini ifade ettik.
-Personelin tavrı nasıl oldu size karşı?
Buradaki bazı çalışanlar bütün bu iyi niyetli girişimlere karşın,
gerek sadakat yükümlülükleri, gerekse işyerinin huzurunun korunması
noktasında gereken özeni göstermediler. Onlarla üzülerek yollarımız
ayırmak zorunda kaldık. Hala bazı çalışma arkadaşlarımız üçüncü
kişilere bilgi ve belge paylaşımı yapmaya devam ettiklerini
görüyoruz. Sosyal medyada şirkete ve şirket yönetimini küçük
düşürücü paylaşımlara devam ediyorlar. Bunları da dikkatle takip
ediyoruz. Yasal sınırlar içerisinde gerekli önlemleri aldık ve
almaya devam edeceğiz.
İLK SAYININ ÇIKMAMASI İÇİN HERŞEYİ YAPTILAR
-Gazetenin ilk sayısını çıkarmak yeni yönetim açısından zor oldu
mu?
Bizim gazeteye ilk geldiğimiz gün, burada gazetenin baskısı
tamamlanmış ve dağıtıma gönderilmişti. Dolayısıyla eski yönetimin
hazırladığı gazete cuma günü dağıtılmış oldu. İkinci gün sistemler
içeriden ve dışarıdan yapılan müdahalalelerle çalışamaz hale
getirildi. Burada devam eden gazete ekibi, gazeteyi kendilerinin
çıkaracağını bize söyledi. Ancak saat 17 gibi sistemlerin
çalışmadığını ve gazetede herhangi bir hazırlık yapılamadığını
öğrendik. Bu aşamada bizim için ilk sayıyı çıkarmak çok önemli hale
geldi. Elimizde gazetenin sayfa düzeni ile ilgili elimizde hiçbir
data olmadan mevcut gazete üzerinden şartlarımızı zorlayarak
gazetenin herşeyi yeniden yaptık ve ilk sayıyı çıkardık. Yeni
yönetimin ilk sayısı gazetenin daha önceki personelinin bir katkısı
olmadan hazırlandı ve dağıtıldı.
ABONELER BÜYÜK ÖLÇÜDE SANAL OLABİLİR
-Yeni yönetimin gazeteni tirajını düşürdüğü de söylendi. Gazetenin
tirajının düşmesinde yeni yönetimin bir etkisi oldu
mu?
Gazetenin tiraj, abone ve baskı sayısı ile ilgili rakamları kurum
çalışanlarından sorduk. Bu konuda gazetemizin abonesinin olmadığı
söylendi. Abonelerin gazeteden farklı bir şirket olan Cihan Medya
Dağıtım A.Ş tarafından sipariş verilmek suretiyle toptan alındığı
ve o şirket tarafından abonelerine dağıtım yapıldığı bilgisi
verildi. Bunun üzerine Cihan Medya Dağıtım A.Ş yöneticileri ile bir
görüşme yapıldı. Görüşmede daha önce iadesiz olarak satın aldıkları
Zaman gazetesinin iadeli olarak müşterilerine
pazarlayabileceklerini söylediler. Bu konuda bize bir sayı da
vermediler sipariş de geçmediler. Elimizde Feza Gazetecilik
kayıtlarında bir abone kaydı olmadığından sadece bayi için dağıtıcı
kuruluş tarafından geçilen sipariş kadar baskı yapıldı. Dolayısıyla
Zaten daha önce bayı satışı olmayan bu gazetenin abonesi de tamamen
sıfırlanarak tirajı düşürüldü. Biz geldiğimizde bu gazetenin yayın
hayatına devam etmemesi ve batırılması için gerekli bütün altyapı
zaten oluşturulmuştu.
ABONELER KİMDİR, NASIL ÖDEME YAPIYORLAR BİLMİYORUZ!
-Zaman'ın aboneleri hep tartışma konusu olmuştur. Bu listeye
ulaşabildiniz mi?
Gerek Feza Gazetecilik A.Ş kayıtlarında gerekse Cihan Medya Dağıtım
A.Ş yöneticilerinin bize verdiği beyanlara göre herhangi bir abone
listesi mevcut değil. Dağıtıldığı iddia edilen 650 bin gazetenin
nereye ve nasıl dağıtıldığını, bu gazetenin paralarının kimler
tarafından hangi yöntemle ödendiğini gösteren bir bilgi ve belgeye
henüz ulaşabilmiş değiliz. Bu bilgiyi sorduğumuzda örgütsel bir
disiplin içerisinde birbirine benzer ve sonuç ifade etmeyen
cevaplar alıyoruz. Ancak Cihan Medya Dağıtım A.Ş ile ilgili
çalışmamız devam ediyor. Bir abone listesinin olduğuna inanıyoruz.
Aksi takdirde Cihan Medya Dağıtım'ın sanal bir dağıtım ve abonelik
sistemi olduğu gerçeği ortaya çıkacaktır.
ABONE LİSTESİNİN VARLIĞINDAN ŞÜPHELİYİM
-650 bin abonenin büyük ölçüde sanal olduğunu düşünüyor
musunuz?
Göreve geldiğimiz ilk andan itibaren, gazetenin bazı üst düzey
yöneticileri, "gazeteyi en hızlı batıran kayyumlar olarak tarihe
geçeceksiniz" diyorlardı. Bu beyanın altında yatan gerçek gazetenin
bilinen bir abone sitemi olmadığı, abonelere dağıtıldığı iddia
edilen gazetelerin bir şirket tarafından toplu satın alındığı,
bizim göreve gelmemizden sonra bu satın almanın yapılmayarak
tirajların düştüğü algısı oluşturulmaya çalışıldı. Nitekim ilk
sayımız ve devam eden sayılarımız toplu satın alma yapan şirket
tarafından satın alınmaması ve dağıtılmaması abonelik sisteminin
abone iradesi üzerinden yürümediğini gösteriyor. Bu durum gazete
tirajının düşmesi veya düşürülmesinin örgütlü bir planlama ile
yapılmasını kolaylaştırmıştır.
İlk günden itibaren daha önce Zaman Gazetesi'nin dağıtıldığı
yerlere Yarına Bakış ve Meydan gazetelerinin dağıtıldığı duyumları
aldık.
-Gazetenin bir abone listesine ulaşmanız mümkün olmadı
mı?
Gazetenin tarafımızca tespit edilmiş bir abone listesi
bulunmamaktadır. Bu listeler özenle gizlenmiş görünüyor. Bunu
destekleyen yazışmalar var. Bizden önce gerek basın ilan kurumu,
gerekse savcılık makamlarının sormuş olduğu sorulara cevap
verilmediğini gördük. Biz bu konuda araştırma yapıyoruz. Eğer
gerçekten 650 bin kişilik bir abone varsa bu listeyi bulabileceğiz.
Ancak ilk incelemelerimize dayanarak böyle bir listenin varlığından
çok ümitli değilim.
ARAÇLARI BİLE ŞİRKET ÇALIŞANLARINA DEVRETMİŞLER
-Şirkete ait taşınmazların son gelişmelerden önce devredildiği
belirtiliyor. Bu bilgiler doğru mu?
Şirketin markası da dahil olmak üzere şirkete ait diğer menkul ve
gayrı menkullerinin üçüncü kişilere devir işlemlerinin
başlatıldığını gördük. Yine şirkete ait matbaaların da satılmak
suretiyle elden çıkarıldığına şahit olduk. Feza Gazetecilik A.Ş
sattığı malların bedelini henüz tahsil edememiş olmasına rağmen
bütün bu mallarda kiracı olarak faliyetlerini sürdürüyor. Şirkete
ait bilgisayar ve ekipmanlar da üçüncü kişilere devredilmiş.
Bunları da kiracı olarak kullanabiliyoruz. Milyon liralık canlı
yayın araçları şirket çalışanlarına, şüpheli muhasebe
hareketleriyle devredilmiş. Kurum bu araçlarda da kendi personeline
karşı kiracı görünüyor. Bu araçların tamamı sözleşmelerdeki bir
maddeye dayandırılarak şirketin eski yöneticilerinin
kullanımındadır. Özetle şirketimiz kendi araçlarını kiracı olarak
kullanamıyor.
HİLELİ DEVİRLERLE İLGİLİ YASAL İŞLEM BAŞLATACAĞIZ
-Hileli devir olduğunu düşündüğünüz konularla ilgili yasal olarak
yapılacak bir şey var mı?
Bu konuda gerekli hukuki girişimlerde bulunacağız. Şirketin
malvarlıklarının geri dönmesi için hukuk mahkemeleri nezdinde
gerekli yasal yollara başvuracağız. Konunun ceza hukuku yönündeki
boyutu ile ilgili olarak ihbar yükümlülüğümüz olan kısmında ihbar
yükümlülüğümüzü yerine getirmek suretiyle sorumluluğumuzu yerine
getireceğiz.
YÖNETİCİLER TAZMİNATLARINI ALIP ÇALIŞANLARINI UNUTMUŞ!
-Bazı şirket yöneticileri tazminatlarını bazı STK'lara
bağışladıklarını açıkladı. Ancak daha sonra bu tazminatlarını
kayyumdan önce aldıklarını yazıldı. Hangisi doğru?
Biz şu ana kadar herhangi bir çalışana tazminat ödemesi yapmadık.
Abdulhamit Bilici'ye de henüz bir tazminat ödememiz sözkonusu
değil. Ancak sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda tazminatını bir
meslek kuruluşuna bağışladığını gördük. Bunun üzerine insan
kaynaklarından Abdulhamit Bilici'nin kıdem tazminatını nasıl aldığı
konusunda bilgi istedik. Gelen bilgi üzerine gazete yöneticilerinin
büyük bir kısmına tazminatlarının çok kısa süre önce nakit ve çek
olarak ödendiğini öğrendik. Buna ilişkin yasal prosedürleri şirket
menfaatleri doğrultusunda işleteceğiz. Kabaca yaptığımız bir
incelemede kıdem süresi uzun olan ve yönetim kadrolarının altında
yeralan, gazeteye yıllarca hizmet verdiğini düşünen personelin
tazminatlarının ödenmediğini gördük. İlk günden itibaren bize
samimiyet dersi veren, vicdanlı olmak adına buraya gelmememiz
gerektiğini söyleyen bazı eski yöneticilerin bu tutumlarını hangi
ahlaki ve vicdani kriterlerle izah edeceklerini merak ediyorum.
KEŞKE YÖNETİCİLERİN TAZMİNATINI DÜŞÜNDÜKLERİ KADAR
ÇALIŞANLARI DA DÜŞÜNSELER Dİ…
-Kurum yöneticilerinin kendi tazminatlarını alarak ayrılmalarını,
diğer çalışanların haklarını gözetmemelerini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Bize gazetenin eski yöneticileri sürekli burada çalışanların
haklarını ödememiz gerektiğini telkin ediyorlar. Ya da başka
mecralarda bunu yapmayacağımıza dair iddialarda bulunuyorlar. Ama
ticaret sicilindeki Gazetenin kayıtlı sahipleri gibi görünenler,
2006 ile 2012 yılı arasındaki dönem için yaklaşık 120 milyon TL kar
dağıtımı yapmış ve bunları tahsil etmiştir. Her ne kadar şirketin
kayıtlarında bazı rakamlar telafuz ediyor olsalar da Mart 2016'da
ödenecek vergi bunun çok üstündedir. Mevcut kaynaklarla bu
vergileri ödememiz halinde personelin tazminatlarını ödeyecek
herhangi bir kaynağımız kalmayacaktır. Keşke sadece bazı
yöneticilere ödeme yapan bu kişiler kar paylaşımı yapmadan önce
diğer bazı yöneticilere ödedikleri gibi bu bütün Zaman
çalışanlarının tazminatlarını ödemiş olsalardı... O zaman bizden
vicdanlı olma beklentileri daha samimi ve gerçek olurdu.
Şirketlerin içi boşaltılarak geride bırakılan ve işleri gazetecilik
olan, bu gazeteye yıllarca emek vermiş çalışanlar hakları
ödenmeyerek adeta gözden çıkarılmıştır. Yeni yöneticiler olarak biz
şirket kaynakları el verdiği ölçüde suça karışmamış ve görevini
yapan çalışanların haklarının ödenmesi konusunda gerekli çabayı
ortaya koyacağız.
Hukuka aykırı fiil ve eylemler içerisinde olmayan çalışanlara karşı
adil olacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
YURTDIŞI TEMSİLCİLİKLER KORSAN YAYIN YAPIYOR
-Yurtdışındaki temsilciliklerin gazete ile ilgisi olmadığı yazıldı.
Zaman logosu ile yayın yapan yurtdışı yayınlar da sizin
yönetiminizde mi?
Yurtdışındaki Zaman temsilcilikleri ile ilgili olarak şu ana
şirketimiz tarafından sadece oradaki dağıtımcı kuruluşlara ihtar
gönderilerek gazetemiz markasının kullanmamasını talep ettik. Bu
taleplerimizin karşılığında o yurtdışındaki şirketler her türlü
taahhüt vererek basımını devam ettiriyorlar. Şu an yaptıkları
korsan yayın niteliğindedir. Şirketimizin markalarının yurtdışında
da şirketimizin çıkarlarına uygun olarak yayın yapması konusunda
gerekli başvuruları en kısa zamanda yapacağız.
ZAMAN'I KAPATMAK GİBİ BİR DÜŞÜNCEMİZ YOK
-Belki biraz detay ama gazetede Cuma namazı kılınmasına izin
vermediğiniz yazıldı. Bu gerçek mi?
Gazete içerisindeki mescitte daha önce cuma namazı kılındığı ancak
bizim izin vermediğimize dair gerçek dışı bir tezvirat dolaşıyor.
Bunu yapan arkadaşlar hangi dini ve vicdanı kriterlerle bunu
söylediklerini merak ediyorum. Burada buna benzer yalan haberler
çıktığında vicdanlı bir iki kişi dışında kimsenin tepki
göstermemesi de oldukça manidar ve üzücü... Burada arkadaşlar daha
önce sahip oldukları bütün haklara sahipler. Bizim herhangi bir
kısıtlamamız sözkonusu değil.
MALİ YAPI İZİN VERİRSE ZAMAN DEVAM EDECEK
-Zaman devam edecek mi? Yeni yönetim bu konuda ne
düşünüyor?
Öncelikli olarak bu gazetenin profesyonel olarak idare edilmesi
için marka değerini ileriye taşıyacak bir Genel Yayın Yönetmeni
atamasını yapmayı planlıyoruz. Şirketin varlıklarının şirkete
dönmesini sağlayabilirsek Zaman markasını taraflı ve tarafsız
herkesin beğenebileceği bir gazete haline getirmek için
çalışacağız. Gazeteyi kapatmak gibi bir düşüncemiz göreve
atandığımız andan bu güne hiç olmadı. Ancak gazetenin mali yapısı
bu kararımızda belirleyici olacak.