24 Şub 2015 09:49 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 17:04

Zaman yazarından olay Süleyman Şah yazısı!

Zaman gazetesi yazarı Şahin Alpay, Cemaat'te soğuk duş etkisi yaratacak. Alpay, Süleyman Şah Türbesi'nin boşaltılmasını net bir şekilde savundu.

Zaman gazetesi yazarı Şahin Alpay, Cemaat kalemlerinin Süleyman Şah Türbesi üzerinden AK Parti'ye yüklendiği şu günlerde kendi cenahına ters köşe yaptı.

Şahin Alpay köşesinde, Süleyman Şah Türbesi'nin boşaltılmasının doğru olduğunu net bir şekilde savundu.

Süleyman Şah Türbesi'nin boşaltılmasını "Bazı sorular sorulabilirse de, bu ricat, geri çekilmede mantık ve yarar var. İç ve dış siyasette hayalcilik, hamaset ve böbürlenme değil, gerçekçilik her zaman akla ve çıkarlara uygun düşer. Bu operasyon, YPG ile IŞİD arasında giderek yoğunlaşan çatışmaların ortasında kalan türbe ve askerler nedeniyle Türkiye’nin Suriye’deki çatışmaların içine çekilme riskini, en azından, azaltıyor" sözleriyle savunan Şahin Alpay, şöyle devam etti:
"Kuşku yok ki, askerlerin canlarını korumak da, türbenin IŞİD’in elinde bir şantaj aracı haline gelmesini önlemek de, atfedilen tarihî–manevî değer ne olursa olsun başka bir ülkenin sınırları içindeki iki futbol sahası büyüklüğündeki bir arsayı savunmaktan daha akılcı ve insanîdir."

Şahin Alpay'ın 'Ricatın mantığı ve yararı' başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:

Operasyon, her şeyden önce, AKP iktidarının Suriye politikasında nereden nereye gelindiğini göstermesi bakımından anlamlı. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan Eylül 2012 şöyle konuşuyordu: “Göreceksiniz, inşallah en kısa zamanda Şam’a gidecek, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. O gün de yakın. İnşallah Selahaddin Eyyubi’nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camii’nde namazımızı da kılacağız...” Operasyon, iki buçuk yıl sonra Erdoğan yönetiminin kendini, bırakın Şam’ın “Emevi Camii’nde namaz” kılmayı, tarihî miras olarak büyük önem atfettiği, Karakozak köyündeki Süleyman Şah Türbesi’ni dahi koruyamayacak bir konumda bulduğunu ve gerçekçi davranmak zorunda kaldığını göstermekte.

IŞİD'İN ELİNDE ŞANTAJ ARACI HALİNE GELMESİ ÖNLENDİ

Bazı sorular sorulabilirse de, bu ricat, geri çekilmede mantık ve yarar var. İç ve dış siyasette hayalcilik, hamaset ve böbürlenme değil, gerçekçilik her zaman akla ve çıkarlara uygun düşer. Bu operasyon, YPG ile IŞİD arasında giderek yoğunlaşan çatışmaların ortasında kalan türbe ve askerler nedeniyle Türkiye’nin Suriye’deki çatışmaların içine çekilme riskini, en azından, azaltıyor. Kuşku yok ki, askerlerin canlarını korumak da, türbenin IŞİD’in elinde bir şantaj aracı haline gelmesini önlemek de, atfedilen tarihî–manevî değer ne olursa olsun başka bir ülkenin sınırları içindeki iki futbol sahası büyüklüğündeki bir arsayı savunmaktan daha akılcı ve insanîdir.

SANDUKALAR BOŞ

Doğrusu, Eşme’ye taşınan sandukaların boş olduğunu tahmin ediyordum ama türbenin Ertuğrul Gazi’nin babası Süleyman Şah’a ait olmasının bir efsane olabileceğini bilmiyordum. Bana sorarsanız, su altında kalmaması için 1972’de Caber Kalesi’nden Karakozak’a taşınan türbeyi sınırın 180 m. ötesine değil içine taşımak daha mantıklı olurdu. Ama belli ki AKP iktidarı, iç politika hesaplarıyla, yaklaşan seçimlerde MHP’ye kaptırılabilecek oylar endişesiyle, “Bayrak inmedi, toprak kaybedilmedi...” diyebilmek için Eşme’yi seçti.