Zaman yazarından olay Süleyman Şah yazısı!
Zaman gazetesi yazarı Şahin Alpay, Cemaat'te soğuk duş etkisi yaratacak. Alpay, Süleyman Şah Türbesi'nin boşaltılmasını net bir şekilde savundu.
Zaman gazetesi yazarı Şahin Alpay, Cemaat kalemlerinin
Süleyman Şah Türbesi üzerinden AK Parti'ye yüklendiği şu günlerde
kendi cenahına ters köşe yaptı.
Şahin Alpay köşesinde, Süleyman Şah Türbesi'nin boşaltılmasının
doğru olduğunu net bir şekilde savundu.
Süleyman Şah Türbesi'nin boşaltılmasını "Bazı sorular sorulabilirse
de, bu ricat, geri çekilmede mantık ve yarar var. İç ve dış
siyasette hayalcilik, hamaset ve böbürlenme değil, gerçekçilik her
zaman akla ve çıkarlara uygun düşer. Bu operasyon, YPG ile IŞİD
arasında giderek yoğunlaşan çatışmaların ortasında kalan türbe ve
askerler nedeniyle Türkiye’nin Suriye’deki çatışmaların içine
çekilme riskini, en azından, azaltıyor" sözleriyle savunan Şahin
Alpay, şöyle devam etti:
"Kuşku yok ki, askerlerin canlarını korumak da, türbenin IŞİD’in
elinde bir şantaj aracı haline gelmesini önlemek de, atfedilen
tarihî–manevî değer ne olursa olsun başka bir ülkenin sınırları
içindeki iki futbol sahası büyüklüğündeki bir arsayı savunmaktan
daha akılcı ve insanîdir."
Şahin Alpay'ın 'Ricatın mantığı ve yararı' başlıklı yazısının
ilgili kısmı şöyle:
Operasyon, her şeyden önce, AKP iktidarının Suriye politikasında
nereden nereye gelindiğini göstermesi bakımından anlamlı. Dönemin
Başbakanı Tayyip Erdoğan Eylül 2012 şöyle konuşuyordu:
“Göreceksiniz, inşallah en kısa zamanda Şam’a gidecek, oradaki
kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. O gün de yakın. İnşallah
Selahaddin Eyyubi’nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi
Camii’nde namazımızı da kılacağız...” Operasyon, iki buçuk yıl
sonra Erdoğan yönetiminin kendini, bırakın Şam’ın “Emevi Camii’nde
namaz” kılmayı, tarihî miras olarak büyük önem atfettiği, Karakozak
köyündeki Süleyman Şah Türbesi’ni dahi koruyamayacak bir konumda
bulduğunu ve gerçekçi davranmak zorunda kaldığını göstermekte.
IŞİD'İN ELİNDE ŞANTAJ ARACI HALİNE GELMESİ
ÖNLENDİ
Bazı sorular sorulabilirse de, bu ricat, geri çekilmede mantık ve
yarar var. İç ve dış siyasette hayalcilik, hamaset ve böbürlenme
değil, gerçekçilik her zaman akla ve çıkarlara uygun düşer. Bu
operasyon, YPG ile IŞİD arasında giderek yoğunlaşan çatışmaların
ortasında kalan türbe ve askerler nedeniyle Türkiye’nin Suriye’deki
çatışmaların içine çekilme riskini, en azından, azaltıyor. Kuşku
yok ki, askerlerin canlarını korumak da, türbenin IŞİD’in elinde
bir şantaj aracı haline gelmesini önlemek de, atfedilen
tarihî–manevî değer ne olursa olsun başka bir ülkenin sınırları
içindeki iki futbol sahası büyüklüğündeki bir arsayı savunmaktan
daha akılcı ve insanîdir.
SANDUKALAR BOŞ
Doğrusu, Eşme’ye taşınan sandukaların boş olduğunu tahmin ediyordum
ama türbenin Ertuğrul Gazi’nin babası Süleyman Şah’a ait olmasının
bir efsane olabileceğini bilmiyordum. Bana sorarsanız, su altında
kalmaması için 1972’de Caber Kalesi’nden Karakozak’a taşınan
türbeyi sınırın 180 m. ötesine değil içine taşımak daha mantıklı
olurdu. Ama belli ki AKP iktidarı, iç politika hesaplarıyla,
yaklaşan seçimlerde MHP’ye kaptırılabilecek oylar endişesiyle,
“Bayrak inmedi, toprak kaybedilmedi...” diyebilmek için Eşme’yi
seçti.