27 Ağu 2010 08:01 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:34

ZAMAN YAZARINDAN CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU'NA YEŞİL IŞIK!

CHP liderinin vaatkar bir dil kullandığını belirten Zaman yazarı Ali Bulaç, ekledi: "oyum ona ancak ..."

Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç’tan tartışma yaratacak açıklamalar! CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok başarılı olduğunu belirten Bulaç, ’Başörtüsü konusundaki sözlerinde samimi olursa, ben de kendisine söz veriyorum, oyumu ona vereceğim’ dedi.

Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinin İslami kesim tarafından da ilgiyle izlendiğini belirten Bulaç, ’Yoksul başörtülü kızlarımız, zenginler kadar şanslı değiller. Kılıçdaroğlu bu söylemlerini sürdürdüğü takdirde İslami kesim kendisine sıcak bakar’ diye konuştu. Bulaç, referandumun bir ölçüt olmadığını, asıl genel seçimlerin Kılıçdaroğlu’nun lehine olacağını belirterek, muhafazakar kesimin CHP’ye olan ilgisinin artabileceğini söyledi.

İSLAMİ KESİM YAKLAŞIR
Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç’ın, yaptığı açıklamaların satır başları şöyle:

- Kılıçdaroğlu’nun çok başarılı buluyorum. Bir defa Baykal’dan çok farklı. Muhafazakar seçmene itici gelmeyen, hatta vaatkar bir dil kullanıyor. Çatışmaya dayalı bir kampanya da yürütmüyor. Şu anda Kılıçdaroğlu’nun yürüttüğü kampanya, milletvekili genel seçimlerinde daha da lehine işleyecektir. Şimdi kısmi bir referandum kampanyası olmasına rağmen bence çok başarılı.

- Kılıçdaroğlu’nun bu tavrı sürdükçe İslamcı kesim Kılıçdaroğlu’na yaklaşır. Bunun temel kıstası da başörtüsüdür. Kılıçdaroğlu, başörtüsü konusunda somut, samimi ve inandırıcı bir adım atarsa, islami kesimden de CHP’ye olan ilgi artar.

- Toplumun yüzde 20’si yoksulluk sınırında ve bunları içine alacak, onların kendilerini bulacağı bir parti yok. Türkiye’nin sosyal demokrat bir partiye ihtiyacı var. Bu sosyal demokrat partinin de din ve vicdan özgürlüğüne sahip çıkması gerekir. Kılıçdaroğlu bunu gerçekleştirirse bence İslami kesimde şansı olur. Başörtüsünü kesin bir şekilde çözeceğine dair ikna edici ve somut adım atarsa söz veriyorum ona oy vereceğim.

YOKSULLAR ŞANSLI DEĞİL
- Ne yazık ki yoksul başörtülü kızlar zengin başörtülü kızlar kadar şanslı değiller. Zenginlerin başörtülü kızları, yoksul başörtülü kızlarımızın hissettiği acıyı o kadar derinden hissetmiyorlar. Bizim kızlarımız iş bulamıyor, itiliyor. Okuyamıyor, okusa da iş bulamıyor.

İmralı’yla temastan yanayım
- Öteden beri devlet görüşüyor. Fakat hükümet adına kamuoyunun haberdar olacağı şekilde görüşüleceğini zannetmiyorum. Bana göre Yalçın Akdoğan’ın söylediği çerçevede bunlar oluyor. Hükümet adına doğrudan görüşme olmaz fakat sözün gideceği adres de bellidir. Bu türden iletişimler açıktır ve işliyordur. Oradan (İmralı) alınan mesajlar hükümete de iletiliyordur. Bence bu doğru da bir şeydir. Bu görüşmeler çerçevesinde ateşkes olduysa ve son 1 hafta içerisinde 6-7 asker şehit olmadıysa bu kardır.

YARI RESMİ AÇIKLAMA SAYILIR
- Başbakan’ın haberi olmadan görüşme olmaz. Partide ondan habersiz bir şeyler olmaz. Başbakan’ın haberi mutlaka vardır. Zaten Yalçın Akdoğan’ın açıklamalarını yarı resmi görüş olarak kabul etmek lazım.

- Referandum kampanyasında hem PKK’nın hem de BDP’nin yürüttüğü strateji tutmadı. Çünkü bir defa CHP ve MHP’yle aynı sahaya düştüler. İkincisi de; 31 Mayıs itibarıyla örgütün şiddete başvurması
kamuoyunda doğrudan doğruya ’eylemler AK Parti iktidarına yönelik yapılıyor’ intibaı yarattı. MHP’nin temel argümanı şimdi PKK ile AKP’nin aynı safta olduğu yönünde. Ama durum öyle değil. Bölgede hem devletin hem de PKK’nın silahları susturması yönünde inisiyatif doğdu. Bu önemli bir gelişmedir. Bu da ateşkesin alınmasında önemli etken oldu.

- AKP ile PKK’nın aynı safta olduğuna dair iddia, Karadeniz Bölgesi’nde İçanadolu Bölgesi’nde bir miktar AKP’nin aleyhine işler ama genel anlamda bu partiye çok fazla zarar getirmez. Çünkü MHP de kampanyada demoralize oldu.

- Şu anda meydanlarda sadece CHP ile AK Parti var. ’Evet’ cephesinden
AK Parti’ye, ’Hayır’ cephesinden de CHP’ye akış var. Bu kampanyanın şimdi 2 sembol ismi var, Erdoğan ve Kılıçdaroğlu.

APO’YLA TEMASTAN YANAYIM
- Ben devlet katında tabii ki Apo’yla temas kurulmasını, iletişim kurulmasını savunuyorum. Ama bu devlet katında olmalı, hükümet nezdinde değil. Türkiyed’e kanın durmasından daha önemli bir sorun yoktur.

Akşam