Zaman yazarı teşhisi koydu! Gülen Cemaati'ni diğer cemaatler neden yalnız bıraktı?
Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç, Cemaat'in haftalık dergisi Aksiyon'a verdiği röportajda 17 Aralık yolsuzluk operasyonunun toplumda bıraktığı izlere değindi.
Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, Fethullah Gülen cemaatinin diğer dini cemaatler tarafından neden yalnız bırakıldığına dair yaptığı açıklamada, "Geçen on sene içerisinde cemaat diğer gruplara karşı çok sıcak davranmadı. ‘Ben onlardan farklıyım’ı hissettirmek için uzak durdu. Hıristiyanlara, Yahudilere, Hindulara, laiklere yaptığı diyalog çağrısını ve gösterdiği sıcaklığı bunlara pek göstermedi. Bütün bu sebepler, dini grup ve cemaatlerin Gülen Cemaati’ni yalnız bırakmasına yol açtı” dedi.
Bulaç, Aksiyon dergisine verdiği röportajda, 17 Aralık yolsuzluk operasyonunun toplumda bıraktığı izlere değinerek, "Toplumun dindar gruplara kredisi vardı. Siz beni yönetebilirsiniz, siz güvenilir doğru dürüst insanlarsınız diye.Bu güven zedelendi. Bu güven krizi Müslüman’dan çıkıp İslam’ın kendisine geçerse –ki böyle bir tehlike var- toplumda müthiş bir sekülerleşme ve ateistleşme furyası başlar" ifadelerini kullandı.
“100 yıllık bir İslami birikim heba olacak, oluyor da, 10 yıllık ve 20 yıllık değil. Çok acı bir durum. İttihat ve Terakki ’den beri Müslümanların iğne ile kazdıkları kuyular şu anda bataklığa dönüştürülüyor, emekler heba oluyor. Hem de Ortadoğu’da şansımızı, itibarımızı kaybediyoruz. Belki 20, belki 50 senede zor toparlarız” dedi.
Cemaat, Yahudilere Ve Hıristiyanlara Yaptığı Diyalog Çağrısını İslami Cemaatlere Yapmadı
Aksiyon’a verdiği röportajda cemaatin Hıristiyanlara, Yahudilere gösterdiği sıcaklığı İslami cemaatlere göstermediğini de belirten Ali Bulaç şunları söyledi: “Geçen on sene içerisinde Cemaat diğer gruplara karşı çok sıcak davranmadı. ‘Ben onlardan farklıyım’ı hissettirmek için uzak durdu. Hıristiyanlara, Yahudilere, Hindulara, laiklere yaptığı diyalog çağrısını ve gösterdiği sıcaklığı bunlara (Türkiye’deki İslami cemaatler kastediliyor) pek göstermedi. Bütün bu sebepler, dini grup ve cemaatlerin Gülen Cemaati’ni yalnız bırakmasına yol açtı.”
İslamcı Sosyolog-Yazar Ali Bulaç son günlerde yaşananları değerlendirdi. Haftalık bir dergiye verdiği röportajda çarpıcı tespitlerde bulunan Bulaç, AKP’nin şu anki tavrının 100 yıllık bir İslami birikimi heba edeceğinin altını çizerek, İslam’a, Müslümanlara sempatiyle bakanların ise yapılan yolsuzluklar yüzünden sekülerleştiğini ifade etti.
AKP’nin kuruluş doktrininde hata vardı
Sosyolog Yazar Ali Bulaç, Aksiyon Dergisine verdiği röportajda önemli açıklamalarda bulundu. Bulaç, AKP’nin kuruluşunda seçtiği doktrinin yanlış olduğunu belirterek, “AKP kurulurken tezleri şöyleydi; ‘Necmettin Erbakan’ın kafasıyla iktidar olunmaz. Olunsa da iktidarda kalınmaz. Erbakan içeride ve dışarıda sisteme meydan okuyor, partner kabul etmiyor, istilacı bir kimliğe sahip. Her şeyi kendi başına yapmak istiyor. Bu da içeride kamuoyu, dışarıda uluslararası camia izin vermez. Çünkü biz Türkiye uzayda kendi başımıza yaşayan bir galaksi değiliz, interaktif ilişkiler var. Karşılıklı olarak etkileşiyoruz. Dolayısıyla uzaklaşarak hareket edeceğiz.’ Türkiye üzerinden uluslararası gücü olan çevrelerle. Amerika, İsrail, İngiltere gibi devletlerle. Ben bu doktrinin yanlış olduğunu söyledim ve yazdım ” ifadelerini kullandı.
'AKP Yüzünden Müslümanlara Güven Azaldı'
Son zamanlarda yandaş medya üzerinden bir algı operasyonunun yapıldığını belirten Bulaç, “ Bir karargâh var ve sürekli algı inşa ediyor. Algı ile hakikat arasında bir ilişki yok. Savaş çıktığında ilk öldürülen hakikat olur derler. Burada çok dramatik bir sonuç ortaya çıktı. Birincisi, Müslümanlar Türkiye’de iktidarı paylaşamadılar. Hangisi haklı hangisi haksız ayrı konu. İkincisi, ortaya çıkan ihtilaf karşısında başarısız bir sınav verdiler. Üçüncüsü, toplumun dindar gruplara kredisi vardı. Siz beni yönetebilirsiniz, siz güvenilir doğru dürüst insanlarsınız diye.Bu güven zedelendi. Bu güven krizi Müslüman’dan çıkıp İslam’ın kendisine geçerse –ki böyle bir tehlike var- toplumda müthiş bir sekülerleşme ve ateistleşme furyası başlar. Çünkü insanlar dini kim temsil ediyor ona bakıyor, ona göre hüküm veriyor. Müslüman’a bakıp “Müslüman yolsuzluk yapar mı, yalan söyler mi, bu kadar zengin olur mu, bu kadar üstten bakar mı?” diyorsa –ki deniyor- büyük sıkıntı doğar” dedi.
'Çalıyor ama çalışıyor algısı büyük fecaata sebep olacak'
Vatandaşlarda oluşturulan çalıyor ama çalışıyorlar algısını ise Bulaç şöyle izah etti, “Bu ahlaki bakımdan toplumun dejenere olduğunu da gösterir. ‘Halk, padişahın dinindendir’ denir. Padişah bunu yapıyorsa bunda mahzur yoktur. Üstelik bu adamlar dindar. Din çalmaya cevaz veriyor, orada bir açık kapı var diye düşünülür. Çalmayan, bundan mağdur olan emekli, çiftçi, işçi, esnaf ‘ Din buysa bana lazım değil’ diyecek. Bu büyük fecaat.” Bulaç, açıklamasının devamında ise, “100 yıllık bir İslami birikim heba olacak, oluyor da 10 yıllık ve 20 yıllık değil. Çok acı bir durum. İttihat ve Terakki ’den beri Müslümanların iğne ile kazdıkları kuyular şu anda bataklığa dönüştürülüyor, emekler heba oluyor. Hem de Ortadoğu’da şansımızı, itibarımızı kaybediyoruz. Belki 20, belki 50 senede zor toparlarız” diyerek vatandaşların görmesi gereken büyük tabloyu özetledi.