08 Kas 2014 16:07
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:53
Zaman yazarı açıkladı; Cemaat parti mi kuruyor?
Zaman yazarı Ahmet Kurucan cemaatin parti kurdurduğu yönündeki iddiaları ortaya atanlar için ağır bir yazı kaleme aldı.
Hükümete yakın basını "zift medyası" olarak niteleyen yazar,
"Hizmet parti kuracakmış!" başlıklı yazısında iddialara çok sert
çıktı.
Cemaate iftira atmakla suçladığı kesimleri helak olacaklar kategorisinde gören yazar, "iyi ki cennet var, cehennem var" diye yazdı.
Cemaate yakınlığıyla bilinen Kütahya milletvekili İdris Bal'ın öncülüğünde kurulan Demokratik Gelişim Partisi'nin arkasında cemaat mi var? Günlerdir kamuoyunda ve medyada dile getirilen bu iddia Zaman yazarı Ahmet Kurucan'ın gündemindeydi.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın herkese eşit mesafede olduklarını belirten açıklamasını köşesine taşıyan Kurucan, Gülen'in de iddiaları net bir dille yalanladığını yazdı. İşte o yazıdan bir bölüm:
GÜLEN KİMSEYLE GÖRÜŞMEMİŞ
Hizmet hakkında başka kim konuşur? Fethullah Gülen Hocaefendi. Hizmet’e gönül verenler içinde kendini bir fert görüp böyle bir yetkisi olmadığını söylemesine rağmen, haydi bu genel kabul üzerine hareket edelim ve soralım; Hocaefendi ne diyor bu iddialara? İki ayrı dille konuşuyor Hocaefendi. Bir; avukatları vasıtasıyla. Mezkûr iddiaların gündeme getirilmesi üzerine avukatı Nurullah Albayrak kanalıyla bir açıklama yaptı Hocaefendi. Haber ajansları vasıtasıyla tüm basın yayın kuruluşlarına dağıtıldı. “Müvekkilimin defalarca açıkladığı üzere hiçbir parti kuruluşu hakkında açıktan veya örtülü bir şekilde telkin ve yönlendirme yapması söz konusu değildir. Bu konuda hiç kimseyle görüşmemiş, hiç kimseye olumlu ya da olumsuz görüş beyan etmemiştir.”
Sonuç ne oldu? Tahmin ettiğiniz gibi ne zift medyası ne bu iddiaları seslendiren siyasiler mezkûr açıklamayı kaale almadı, görmezden geldi. Çünkü bir oluşumu ademe mahkum etme stratejileri ancak böyle davranmakla, yalana, iftiraya, karalamaya devam etmekle mümkün olabilir.
İki; Hocaefendi çıkar kendisi bir açıklama yapar. Yaptı da. Birkaç gün içinde büyük bir ihtimalle herkul.org’da sesli ve görüntülü olarak cevabını kendi ağzından dinleyecek ve izleyeceksiniz.
BÜTÜN SİYASİ PARTİLERE EŞİT MESAFEDE
Ne dedi diye sorabilirsiniz. Gerek vakfın gerekse avukatın açıklamalarında yer alan ilkeleri bir kez daha tekrarladı. Kaldı ki aynı düşünceleri 17 Aralık sonrası BBC ve Zaman Gazetesi’ne verdiği röportajlarda da söylemişti. Bütün siyasi partilere eşit mesafede ve eşit yakınlıkta olduğunu, insan hak ve özgürlükleri, demokrasi, çoğulculuk, eşit vatandaşlık, hukukun üstünlüğü, dünya devletleri ile barış içinde yaşama, evrensel insanî değerlere sahip çıkma, devletin şeffaf ve hesap verebilir olması gibi ilkeleri desteklediğini, bu ilkeleri kabullenen ve hayata taşıyan partilere ise Hizmet gönüllülerinin vatandaşlık vazifesinin gereği olarak “bir oy” ile destek verdiğini söyledi. Zannediyorum bu cümleler son 2 yıldır hükümet eliyle yapılan icraatları nazara alarak Hizmet’in neden daha önce iktidar partisine destek verdiğini, şimdi neden mesafeli durduğunu açıklıyor. ‘U dönüşü yapan kim?’ sorusuna cevap arayanlar yukarıdaki ilkelerle bugün yapılanları bir daha gözden geçirmeli.
HİZMET'E ZİFT ATMAYA DEVAM EDECEKLER
Pekâlâ, Hocaefendi’nin bu açıklaması nasıl kabullenilecek? Değişen bir şeyin olacağını sanmam. Onlar yine kamuoyunu kendi planları istikametinde etkilemek, yaklaşan seçimlerde vatandaşı “ütmek” için oluşmuş olan algıların yıkılmasına izin vermeyecek ve “ötekileştirdiği, düşmanlaştırdığı” Hizmet’e zift atmaya devam edeceklerdir. Ama hiç olmazsa bu açıklamalar yazının başında dediğim gibi ahirette Allah’ın huzurunda mezkûr iftira, yalan ve ithamlara inanan insanların elinden “bilmiyorduk, duymamıştık, devlet büyüklerimiz söylemiş biz de inanmıştık” türünden mazeretlerini ellerinden alacak.
ALLAH'IN YERLE BİR EDECEĞİ GÜRUH
Bu son cümlelerle izaha çalıştığım şey aslında Kur’an’da yer alan bir ayetten mülhem. A’raf Sûresi, 164. ayet bu hakikati ne kadar da güzel anlatır: “Hani onlardan bir cemaat, ‘Allah’ın yerle bir edeceği veya şiddetli bir felaket göndereceği şu gürûha ne diye boşuna öğüt verip duruyorsunuz?’ demişti. O salih kişiler de, “Rabb’inize mazeret arz edebilmek için! Bir de ne bilirsiniz, olur ki Allah’a karşı gelmekten nihayet sakınırlar ümidiyle öğüt veriyoruz.’ diye cevap verdiler.”
Hamdolsun ki Müslüman’ız ve iyi ki ahiret var, hesap var, hesaplaşma var, mizan var, cennet var, cehennem var. Allah adil-i mutlaktır vesselam.
Cemaate iftira atmakla suçladığı kesimleri helak olacaklar kategorisinde gören yazar, "iyi ki cennet var, cehennem var" diye yazdı.
Cemaate yakınlığıyla bilinen Kütahya milletvekili İdris Bal'ın öncülüğünde kurulan Demokratik Gelişim Partisi'nin arkasında cemaat mi var? Günlerdir kamuoyunda ve medyada dile getirilen bu iddia Zaman yazarı Ahmet Kurucan'ın gündemindeydi.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın herkese eşit mesafede olduklarını belirten açıklamasını köşesine taşıyan Kurucan, Gülen'in de iddiaları net bir dille yalanladığını yazdı. İşte o yazıdan bir bölüm:
GÜLEN KİMSEYLE GÖRÜŞMEMİŞ
Hizmet hakkında başka kim konuşur? Fethullah Gülen Hocaefendi. Hizmet’e gönül verenler içinde kendini bir fert görüp böyle bir yetkisi olmadığını söylemesine rağmen, haydi bu genel kabul üzerine hareket edelim ve soralım; Hocaefendi ne diyor bu iddialara? İki ayrı dille konuşuyor Hocaefendi. Bir; avukatları vasıtasıyla. Mezkûr iddiaların gündeme getirilmesi üzerine avukatı Nurullah Albayrak kanalıyla bir açıklama yaptı Hocaefendi. Haber ajansları vasıtasıyla tüm basın yayın kuruluşlarına dağıtıldı. “Müvekkilimin defalarca açıkladığı üzere hiçbir parti kuruluşu hakkında açıktan veya örtülü bir şekilde telkin ve yönlendirme yapması söz konusu değildir. Bu konuda hiç kimseyle görüşmemiş, hiç kimseye olumlu ya da olumsuz görüş beyan etmemiştir.”
Sonuç ne oldu? Tahmin ettiğiniz gibi ne zift medyası ne bu iddiaları seslendiren siyasiler mezkûr açıklamayı kaale almadı, görmezden geldi. Çünkü bir oluşumu ademe mahkum etme stratejileri ancak böyle davranmakla, yalana, iftiraya, karalamaya devam etmekle mümkün olabilir.
İki; Hocaefendi çıkar kendisi bir açıklama yapar. Yaptı da. Birkaç gün içinde büyük bir ihtimalle herkul.org’da sesli ve görüntülü olarak cevabını kendi ağzından dinleyecek ve izleyeceksiniz.
BÜTÜN SİYASİ PARTİLERE EŞİT MESAFEDE
Ne dedi diye sorabilirsiniz. Gerek vakfın gerekse avukatın açıklamalarında yer alan ilkeleri bir kez daha tekrarladı. Kaldı ki aynı düşünceleri 17 Aralık sonrası BBC ve Zaman Gazetesi’ne verdiği röportajlarda da söylemişti. Bütün siyasi partilere eşit mesafede ve eşit yakınlıkta olduğunu, insan hak ve özgürlükleri, demokrasi, çoğulculuk, eşit vatandaşlık, hukukun üstünlüğü, dünya devletleri ile barış içinde yaşama, evrensel insanî değerlere sahip çıkma, devletin şeffaf ve hesap verebilir olması gibi ilkeleri desteklediğini, bu ilkeleri kabullenen ve hayata taşıyan partilere ise Hizmet gönüllülerinin vatandaşlık vazifesinin gereği olarak “bir oy” ile destek verdiğini söyledi. Zannediyorum bu cümleler son 2 yıldır hükümet eliyle yapılan icraatları nazara alarak Hizmet’in neden daha önce iktidar partisine destek verdiğini, şimdi neden mesafeli durduğunu açıklıyor. ‘U dönüşü yapan kim?’ sorusuna cevap arayanlar yukarıdaki ilkelerle bugün yapılanları bir daha gözden geçirmeli.
HİZMET'E ZİFT ATMAYA DEVAM EDECEKLER
Pekâlâ, Hocaefendi’nin bu açıklaması nasıl kabullenilecek? Değişen bir şeyin olacağını sanmam. Onlar yine kamuoyunu kendi planları istikametinde etkilemek, yaklaşan seçimlerde vatandaşı “ütmek” için oluşmuş olan algıların yıkılmasına izin vermeyecek ve “ötekileştirdiği, düşmanlaştırdığı” Hizmet’e zift atmaya devam edeceklerdir. Ama hiç olmazsa bu açıklamalar yazının başında dediğim gibi ahirette Allah’ın huzurunda mezkûr iftira, yalan ve ithamlara inanan insanların elinden “bilmiyorduk, duymamıştık, devlet büyüklerimiz söylemiş biz de inanmıştık” türünden mazeretlerini ellerinden alacak.
ALLAH'IN YERLE BİR EDECEĞİ GÜRUH
Bu son cümlelerle izaha çalıştığım şey aslında Kur’an’da yer alan bir ayetten mülhem. A’raf Sûresi, 164. ayet bu hakikati ne kadar da güzel anlatır: “Hani onlardan bir cemaat, ‘Allah’ın yerle bir edeceği veya şiddetli bir felaket göndereceği şu gürûha ne diye boşuna öğüt verip duruyorsunuz?’ demişti. O salih kişiler de, “Rabb’inize mazeret arz edebilmek için! Bir de ne bilirsiniz, olur ki Allah’a karşı gelmekten nihayet sakınırlar ümidiyle öğüt veriyoruz.’ diye cevap verdiler.”
Hamdolsun ki Müslüman’ız ve iyi ki ahiret var, hesap var, hesaplaşma var, mizan var, cennet var, cehennem var. Allah adil-i mutlaktır vesselam.