Zaman yazarı açıkladı; Cemaat parti mi kuruyor?
Zaman yazarı Ahmet Kurucan cemaatin parti kurdurduğu yönündeki iddiaları ortaya atanlar için ağır bir yazı kaleme aldı.
Hükümete yakın basını "zift medyası" olarak niteleyen yazar,
"Hizmet parti kuracakmış!" başlıklı yazısında iddialara çok sert
çıktı.
Cemaate iftira atmakla suçladığı kesimleri helak olacaklar
kategorisinde gören yazar, "iyi ki cennet var, cehennem var" diye
yazdı.
Cemaate yakınlığıyla bilinen Kütahya milletvekili İdris Bal'ın
öncülüğünde kurulan Demokratik Gelişim Partisi'nin arkasında cemaat
mi var? Günlerdir kamuoyunda ve medyada dile getirilen bu iddia
Zaman yazarı Ahmet Kurucan'ın gündemindeydi.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın herkese eşit mesafede olduklarını
belirten açıklamasını köşesine taşıyan Kurucan, Gülen'in de
iddiaları net bir dille yalanladığını yazdı. İşte o yazıdan bir
bölüm:
GÜLEN KİMSEYLE GÖRÜŞMEMİŞ
Hizmet hakkında başka kim konuşur? Fethullah Gülen Hocaefendi.
Hizmet’e gönül verenler içinde kendini bir fert görüp böyle bir
yetkisi olmadığını söylemesine rağmen, haydi bu genel kabul üzerine
hareket edelim ve soralım; Hocaefendi ne diyor bu iddialara? İki
ayrı dille konuşuyor Hocaefendi. Bir; avukatları vasıtasıyla.
Mezkûr iddiaların gündeme getirilmesi üzerine avukatı Nurullah
Albayrak kanalıyla bir açıklama yaptı Hocaefendi. Haber ajansları
vasıtasıyla tüm basın yayın kuruluşlarına dağıtıldı. “Müvekkilimin
defalarca açıkladığı üzere hiçbir parti kuruluşu hakkında açıktan
veya örtülü bir şekilde telkin ve yönlendirme yapması söz konusu
değildir. Bu konuda hiç kimseyle görüşmemiş, hiç kimseye olumlu ya
da olumsuz görüş beyan etmemiştir.”
Sonuç ne oldu? Tahmin ettiğiniz gibi ne zift medyası ne bu
iddiaları seslendiren siyasiler mezkûr açıklamayı kaale almadı,
görmezden geldi. Çünkü bir oluşumu ademe mahkum etme stratejileri
ancak böyle davranmakla, yalana, iftiraya, karalamaya devam etmekle
mümkün olabilir.
İki; Hocaefendi çıkar kendisi bir açıklama yapar. Yaptı da. Birkaç
gün içinde büyük bir ihtimalle herkul.org’da sesli ve görüntülü
olarak cevabını kendi ağzından dinleyecek ve izleyeceksiniz.
BÜTÜN SİYASİ PARTİLERE EŞİT MESAFEDE
Ne dedi diye sorabilirsiniz. Gerek vakfın gerekse avukatın
açıklamalarında yer alan ilkeleri bir kez daha tekrarladı. Kaldı ki
aynı düşünceleri 17 Aralık sonrası BBC ve Zaman Gazetesi’ne verdiği
röportajlarda da söylemişti. Bütün siyasi partilere eşit mesafede
ve eşit yakınlıkta olduğunu, insan hak ve özgürlükleri, demokrasi,
çoğulculuk, eşit vatandaşlık, hukukun üstünlüğü, dünya devletleri
ile barış içinde yaşama, evrensel insanî değerlere sahip çıkma,
devletin şeffaf ve hesap verebilir olması gibi ilkeleri
desteklediğini, bu ilkeleri kabullenen ve hayata taşıyan partilere
ise Hizmet gönüllülerinin vatandaşlık vazifesinin gereği olarak
“bir oy” ile destek verdiğini söyledi. Zannediyorum bu cümleler son
2 yıldır hükümet eliyle yapılan icraatları nazara alarak Hizmet’in
neden daha önce iktidar partisine destek verdiğini, şimdi neden
mesafeli durduğunu açıklıyor. ‘U dönüşü yapan kim?’ sorusuna cevap
arayanlar yukarıdaki ilkelerle bugün yapılanları bir daha gözden
geçirmeli.
HİZMET'E ZİFT ATMAYA DEVAM EDECEKLER
Pekâlâ, Hocaefendi’nin bu açıklaması nasıl kabullenilecek? Değişen
bir şeyin olacağını sanmam. Onlar yine kamuoyunu kendi planları
istikametinde etkilemek, yaklaşan seçimlerde vatandaşı “ütmek” için
oluşmuş olan algıların yıkılmasına izin vermeyecek ve
“ötekileştirdiği, düşmanlaştırdığı” Hizmet’e zift atmaya devam
edeceklerdir. Ama hiç olmazsa bu açıklamalar yazının başında
dediğim gibi ahirette Allah’ın huzurunda mezkûr iftira, yalan ve
ithamlara inanan insanların elinden “bilmiyorduk, duymamıştık,
devlet büyüklerimiz söylemiş biz de inanmıştık” türünden
mazeretlerini ellerinden alacak.
ALLAH'IN YERLE BİR EDECEĞİ GÜRUH
Bu son cümlelerle izaha çalıştığım şey aslında Kur’an’da yer alan
bir ayetten mülhem. A’raf Sûresi, 164. ayet bu hakikati ne kadar da
güzel anlatır: “Hani onlardan bir cemaat, ‘Allah’ın yerle bir
edeceği veya şiddetli bir felaket göndereceği şu gürûha ne diye
boşuna öğüt verip duruyorsunuz?’ demişti. O salih kişiler de,
“Rabb’inize mazeret arz edebilmek için! Bir de ne bilirsiniz, olur
ki Allah’a karşı gelmekten nihayet sakınırlar ümidiyle öğüt
veriyoruz.’ diye cevap verdiler.”
Hamdolsun ki Müslüman’ız ve iyi ki ahiret var, hesap var,
hesaplaşma var, mizan var, cennet var, cehennem var. Allah adil-i
mutlaktır vesselam.