27 Ara 2013 09:05
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:50
Zaman savaşı sertleştirdi; Başbakan artık istifa etsin!
Zaman gazetesi yazarı Mümtaz'er Türköne, kaosa yuvarlanmamak için Başbakan Erdoğan'ı istifaya çağırdı.
Yolsuzluk dosyasını hükümetin kaldıramayacağını iddia eden
Zaman gazetesi yazarı Mümtaz'er Türköne, kaosu yuvarlanmamak için
Başbakan Erdoğan'ı istifaya çağırdı.
AK Parti iktidarı en sıkıntılı günlerini yaşıyor.. Operasyonla
sarsılan hükümete karşı yeni dalgalar yolda. Belirsizlik ekonomiyi
de vurdu. Kimse yarın ne olacağını kestiremiyor.
GEZİ'NİN 100 KATI ŞİDDETİNDE DEPREM
Mümtaz'er Türköne yaşanan krizi "Kriz kapıda bekliyor"
başlıklı köşesinde kaleme aldı. Yazara göre elde, sağlam bir
yolsuzluk dosyası ve bunun altında ezilen bir Hükümet var. Gezi'nin
yol açtığı yerel ve uluslararası depremin şiddetinin 1 birim
olduğunu yazan Türköne, 17 Aralık oparasyonunun şiddetinin 100
birim olduğunu iddia etti.
BOMBA PATLADI VE HEDEFİ DAĞITTI
"Ne Hükümet ne de Türkiye bu yükü taşıyamaz. Kaos dediğimiz
şey asıl işte o zaman başlar." diyen yazar, Erdoğan'ın neden istifa
etmesi gerektiğini böyle yazdı:
"Başbakan istifa etmeyi düşünür mü? 11 seneyi, Anka kuşu gibi
her sabah küllerinden yeniden doğarak geçirdi. Bu seferki durum
farklı: Başbakan da karargâhı da dağılmış vaziyette. Artık uzlaşma
arayışlarının da bir faydası yok. Mermi namludan çıktı, bomba
patladı ve hedefi dağıttı. Başbakan’ın sorumluluğu büyük: Bu ülkeyi
derin bir kayba sokmadan bu krize son noktayı koyacak araçlar hâlâ
onun elinde. İstifa müessesesi tam da böyle krizler için bir çare.
Emniyet teşkilatı içindeki kıyım ve yargı ile girişilen savaş gibi
umutsuz çırpınışlar artık sadece hasarı çoğaltmaya hizmet
ediyor.
BU KRİZ TEK BAŞINA DERİN VE KALICI BİR KAOSA YOL AÇABİLİR
Başbakan, bu soruşturmanın ülkeye maliyetini doğru hesaplıyor.
Ekonomi şimdiden ağır bir yükün altında. Yatırımlar durabilir.
Barış süreci her an mihverinden çıkabilir. Türkiye’nin uluslararası
itibarı ve caydırıcılığı hızla azalabilir. İstikrar bir daha geri
gelmemek kaydıyla ortadan kaybolabilir. Bu kriz tek başına
derin ve kalıcı bir kaosa yol açabilir. Bütün bu tehlikeleri
önlemenin yolu, Yolsuzluk Soruşturması dosyasını kapatmak
olamayacağına göre? Geriye Başbakan’ın engin kriz yönetme becerisi
ile girişeceği bir geri çekilme planı kalıyor. Tekrarlıyorum: Dosya
münderecatına Başbakan hâkim olduğuna göre istifa dahil, en doğru
ricat planını o yapacaktır. Şayet Başbakan, bugün hâlâ elinde
bulunan avantajları yerinde kullanırsa, Türkiye kaosa yuvarlanmadan
bu krizi atlatabilir."
Türkiye'ni kaosa yuvarlanmasının Erdoğan'ın elinde olduğunu
ileri süren Türköne, erken seçimin krizi daha da derinleştireceği
görüşünde.
SANDIĞIN VE YARGININ HÜKMÜ FARKLI OLABİLİR
(...)Bu günler hâlâ, derin bir kaosun temel dinamiklerinin
yerli yerine oturması ile geçiyor. Hükümet, Türkiye’yi yönetemez
hale gelecek. Bugün çare olan adımların, birkaç gün sonra hiçbir
değeri kalmayacak. Başbakan’ın kafasında gezen erken seçim planı,
çözümü değil kaosu artırır. Çünkü kriz, Hükümet’in arkasındaki
millî iradenin değil, karşısındaki millî iradenin yani yargının
tasarrufunun eseri. Seçim, zayıf bir ihtimal de olsa Erdoğan’ın
arkasındaki desteği tazeleyebilir. Sandığın ve yargının hükmü
farklı olabilir. Ama bu karşıtlık doğrudan krizi
derinleştirecektir.
Erdoğan’ın seveni çok; onlardan biri de benim. Ülkeye yepyeni
bir soluk getirdi, vizyonunu değiştirdi, askerî vesayeti tasfiye
etti, demokrasinin önünü açtı. Liderliği ile topluma özgüven
aşıladı. Hizmetleri ve eserleri gelecek nesiller tarafından mutlaka
hayırla yâd edilecek. Ama hepsi buraya kadar. Bundan sonra yanlış
bir duruşla ısrarı, ona da bırakacağı mirasa da Türkiye’ye de çok
şey kaybettirecek.
Kaosu önleyecek güç sadece Başbakan’ın ellerinde.