25 Nis 2009 11:38 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:39

ZAHİT AKMAN'IN MEKTUBU ALMANYA'YI KARIŞTIRDI!..MEKTUPTA NELER YAZIYORDU?

Türkiye´deki Deniz Feneri e.V. şüphelilerinin mağdur edildikleri gerekçesiyle, Alman hâkim Dr. Jochen Müller için AİHM'e gideceklerini açıklamaları, Alman yargı çevrelerinin tepkisine yol açtı.

Almanya'daki Deniz Feneri e.V davasının Türkiye'deki şüphelileri Zekeriya Karaman, İsmail Karahan ile RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın Alman hâkim Dr. Jocken Müller'e gönderdikleri ve mağdur oldukları gerekçesiyle `AİHM'ye gidecekleri' yolundaki mektup, Alman yargı çevrelerinde `yargıyı etkilemeye yönelik bir girişim' olarak nitelendi


Türkiye'deki Deniz Feneri e.V. şüphelilerinin mağdur edildikleri gerekçesiyle, Alman hâkim Dr. Jochen Müller için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gideceklerini açıklamaları, Alman yargı çevrelerinin tepkisine yol açtı.
Almanya'da tarihin en büyük bağış dolandırıcılığı olan Deniz Feneri e.V. davasınının karar celsesinde asıl faillerin Türkiye'de olduğunu ve bu kişilerin Kanal 7 yöneticileri Zekeriya Karaman, İsmail Karahan ile eski Kanal 7 yetkilisi, RTÜK Başkanı Zahid Akman olduğunu belirten Frankfurt 26. Ceza Dairesi Başkanı Dr. Jochen Müller'e Türkiye'den gelen bir mektup tepki çekti.


`Şaşırtıcı bir girişim'
Alınan bilgilere göre, Almanya'daki avukatları aracılığıyla mektup yazan ve mağdur edildiklerini iddia eden Zekeriya Karaman, İsmail Karahan ve Akman, AİHM'ye gidebileceklerini belirtti.
Milliyet'e mektubu aldığını doğrulayan Müller, soruşturmanın halen devam etmesi nedeniyle bir açıklama yapamayacağını söyledi.
Frankfurt yargı çevreleri ise mektubu, "yargıyı etkilemeye yönelik etkisiz ve şaşırtıcı bir girişim" olarak nitelendirdi.


Türkiye'den dosya yok
17 Eylül 2008'de üç zanlının hapis ve para cezası almasıyla sonuçlanan Deniz Feneri e.V davası sonrası Frankfurt Başsavcılığı, Türkiye'den asıl failler ve suç ortakları olmalarından şüphelenilen 15 kişi hakkında bilgi ve belge talep etmişti. Türkiye, halen soruşturma aşamasında olan "2. dalga Deniz Feneri e.V." kapsamındaki talepleri yerine getirmediği gibi, Alman sorgu makamlarına yanıt da vermedi.
Alman yetkililer, olağan adli yardımlaşma prosedürüyle talep edilen dosyanın henüz Türkiye Adalet Bakanlığı'na ulaşmamış olabileceğini belirtti.
Ankara Başsavcılığı'nın kendilerinden talep ettiği 3 bin sayfalık dosyanın, işlemleri süratlendirmek amacıyla doğrudan Türkiye Büyükelçiliği'ne ulaştırıldığını anımsatan Alman yetkililer, kendi dosya taleplerinin ise nispeten daha ağır işleyen normal adli yardımlaşma mevzuatı kapsamında talep edildiğini de vurguladı. Milliyet'e konuşan ancak adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili ise, şunları söyledi: "Aradan aylar geçmesine rağmen bir yanıt verilmemesini yorumlamak istemiyorum. Biz talep edilirse, her türlü ilave bilgi ve belgeyi vermeyi, gerekirse bizzat Türkiye'ye gitmeyi dahi teklif etmiştik. Ancak bu süreçler bazen uzun sürebiliyor. Türk yetkililere haksızlık etmek istemeyiz. Biraz daha beklemek zorundayız."
Türkiye'den yanıt gelmemesi halinde bir kez daha resmen taleplerinin akıbetini soracaklarını belirten yetkili, "Adli ve diplomatik süreçlerin bitmesini bekledikten sonra, bizdeki yargı süreci şekillenecek" dedi. Alman yetkililer, halen yürütülen 2. dalga Deniz Feneri e.V. soruşturması sonunda davanın açılmasının da 2009 sonunu bulabileceğini belirtti.


Müller ne demişti?
Müller, karar duruşmasında şu açıklamayı yapmıştı: "Deniz Feneri, gerçekte Mehmet Gürhan için sermaye bulma aracıydı. Paraları Türkiye'deki Kanal 7'ye taşıdı. Paraların nasıl kullanılacağına Türkiye'dekiler karar veriyordu. Bunlar Zekeriya Karaman, İsmail Karahan, Mustafa Çelik ve Zahid Akman'dı." Müller, çıktığı bir TV programında da "Skandalın baş sorumluları Türkiye'de" demişti. "Bağışların 11.7 milyon euro'su amaç dışı kullanıldı" diyen Müller, "Türkiye'deki elebaşlarının, Kanal 7'nin sorumluları" olduğunu söylemişti. Müller, "Bu kişiler Karaman, Karahan ve Akman mı?" sorusunu da "Evet" diye yanıtlamıştı.


Adli yardım bilmecesi
Adalet Bakanlığı, Deniz Feneri e.V. davasının ardından aynı konuda ikinci bir soruşturma başlatan Frankfurt Eyalet Savcılığı'nın 15 kişi hakkında "adli yardım" talebinde bulunduğu, ancak yanıt alamadığı yönündeki açıklamasının doğruyu yansıtmadığını bildirdi.Kaynaklar, bakanlığa gelen bir yazı veya talebin olmadığını ifade etti. Frankfurt Eyalet Savcılığı, 2 ay önce yaptıkları bu açıklamada, Adalet Bakanlığı'ndan aralarında Zahid Akman, Zekeriya Karaman'ın da bulunduğu 15 kişinin kişisel bilgilerine erişmek için bilgi istediğini bildirdi. Ancak bakanlık, bu dönem kendilerinden bilgi istenmediğini ifade etti.


Milliyet