'ZAFER MUTLU'NUN LEŞKERLERİ BUNUN NASIL ATLAMIŞLAR!... ' ENGİN ARDIÇ'TAN VATAN'A TAŞ!..
Ergenekon'u ya da AKP'yi yazmazsan Internet'teki siteci çocuklar "alıntı" da yapmıyorlar, bakıyorum, "arak yazarlar" listesinde kendimi bulamıyorum, bayağı bozuluyorum!
Tabii gündemde Rus-Gürcü savaşı gibi büyük meseleler var, kimse üstünde durmaz, sigara yasağı deliniyormuş...
İşin kötüsü, Ergenekon'u ya da AKP'yi yazmazsan Internet'teki siteci çocuklar "alıntı" da yapmıyorlar, bakıyorum, "arak yazarlar" listesinde kendimi bulamıyorum, bayağı bozuluyorum!
Olsun, sigara yasağını yazacağım. Beleşçiler okumasınlar. Haberini de geçen gün bizim Ebru Erdoğan vermişti. (Muhabirlerimizin soyadları bile hükümet yanlısı vallahi! Zafer Mutlu'nun leşkerleri bunu nasıl atlamışlar yahu, hayret!) Önce izmarit konusuna eğilelim, yasak başladığından bu yana her Allah'ın günü yere birkaç izmarit attım, bir Allah'ın kulu ceza kesmedi. (Bak bak, Allah diyor, demek ki hükümet yanlısı!)
Tüh! Şimdi kendi kendimi ihbar etmiş mi oldum? Yazarın bir yazısını ihbar olarak değerlendiren zabıta ekipleri, yaptıkları baskında...
Bunun için Singapur gibi bir "gizli polis devleti" lazım, durakta seninle birlikte otobüs bekleyen yaşlı teyze sen izmariti yere atınca birdenbire çantasından kimliğini çıkaracak, bastır 1500 Singapur Doları cezayı! Bizde sökmez. Bizim "derinler" böyle küçük işlerle uğraşmazlar, üstelik suçu kendileri işledikleri için diğer suçluları kovalamazlar...
Kapalı alanlarda da sıkı denetim şart, o da yok. Tamam, havaalanında falan söküyor da... Gerek oraların gerekse şirketlerin kapı önleri dumanaltı oldu, yerlerde izmarit tepecikleri oluştu.
Diyelim çalışana yasak ama müdür kendi odasında fosur fosur içiyor, şikayet mi edeceksin? Eceline mi susadın? Şu zamanda işsiz kalıp sokağa mı düşeceksin?
Üstelik ödenemeyecek bir ceza da değil ha, alt tarafı 65 YTL... Senin bütçeyi zorlasa bile "üst düzey elemanları" hiç ırgalamaz.
Kaldı lokanta, kahvehane, şu bu.
"Teraslarda" serbest, kapalı bölümlerinde de on bir ay daha serbest!
Asıl sorun, alışveriş merkezlerinin bu tür "lokallerinde", çünkü kapalı alan deyince merkezin tümü "mütalaa" ediliyor ve lokantaya da dükkan muamelesi yapılıyor. Böylece diğer lokantalarla arada büyük bir dengesizlik doğuyor, yani "dışarıdakilerin lehine" hem haksız rekabet oluşuyor, hem de müşteri kaçıyor. Bu tür yerlerde müşteri sayısı yarıya imiş. Bu çok ciddi bir kayıp. Adamı batırır.
Bakmışlar olmayacak, ipin ucunu koyuvermiş, müşteriyi salıvermişler, isteyen içsin, cezasına razıyız!
Yani, cepten ödeyeceğiz, müessesenin ikramı!
"İzin vermenin" cezası 500 papelden başlayıp 5000 kağıda kadar çıkıyor ama, "vallahi ben izin vermedim, adam kendisi yakmış, söndür dedim aldırmadı, işte bakın, masada kültablası da yok zaten, herif içip içip yere atmış, ben ne yapayım" deyip kıvırmanın müeyyidesi nedir?
İşin matrağı, hiçbir yerde bugüne kadar hiçbir ceza da kesilmemiş!
Daha da ilginç olan şu: Cezayı kimin keseceği de bilinmiyor. Polis mi kesecek, belediye mi? Bunun "matbu makbuzu" basıldı mı, üstünde ne yazacak? Diyelim dumandan rahatsız oldun, şikayetini nereye yapacaksın? O da belli değil. Adama altmış beş lira ceza yazdırmak için kalkıp en yakın emniyet müdürlüğüne mi gideceksin? Taksi mi tutacaksın, kendi arabanın benzinini mi yakacaksın? Orada kimi göreceksin? Dilekçe mi vereceksin