Finalden önce spor psikoloğuyla görüştüğünü aktaran Şevval İlayda, şunları söyledi:
"Bizim gibi zihinsel kısmın ön planda olduğu branşlarda rutinin dışına çıkmamak çok daha faydalı. Ailemle sadece gündelik konuşmamı yapıp, başarı dileklerimi ve dualarımı alıp ertesi sabah finale girdim. İlk çıktığımızda final salonuna çok heyecanlıydım. Oraya altın madalya almaya hazır olarak çıktık. Buna hazır olduğumuzu bildiğim için çok da heyecanlı çıktım. Bir yerden sonra sakinledim, biraz daha kontrol, muhakeme kısmım arttı. Keyifli ve güzel bir tecrübe oldu benim için. Olimpiyat Köyü'ne döndüğümüzde yavaş yavaş o mutluluğu hissetmeye başlasak da Türkiye'ye gelene kadar hala bir madalya kazanmış gibi tam anlamıyla hissetmiyordum. Ailemle bir araya geldiğimde istemsizce duygulandım, gözlerim doldu. Bugüne kadar mutluluktan ağladığımı hatırlamıyorum. İlk defa mutluluktan ağladım."
"Yusuf ağabeyin bir gün bırakıp gidebileceği gerçeği beni üzüyor" - Spora başladığı günden beri olimpiyat madalyası hayali kurduğunu belirten Şevval İlayda, hedefleri konusunda, "Birçok sporcu gibi daha fazla olimpiyat madalyası istiyorum. Olimpiyat rekorları daha fazla tabii ki istiyorum. Çok uzun bir kariyer hedefliyorum. Kendi branşımızda 10'uncu olimpiyatına katılmış bir sporcu var. Bir hedefim de onun rekorunu kırabilmek. Uzun bir yolculuk görünüyor. Umarım istediğim gibi de ilerler." şeklinde konuştu.
Şevval İlayda, 'ağabey' diye hitap ettiği Yusuf Dikeç'in hayatındaki anlamı konusunda ise "Benim için Yusuf ağabeyin anlamı çok büyük. Spor dışında da ağabey-kardeş gibiyiz. Ne zaman, neye ihtiyacımız olsa birbirimizi rahatça arayabildiğimiz, çok rahat sohbet edip dertlerimizi paylaşabildiğimiz bir ilişkimiz var. Tam anlamıyla ağabeyim gibi görüyorum kendisini ve çok da seviyorum. Benim için çok kıymetli. Aramızdaki yaş farkından dolayı Yusuf ağabeyin bir gün bırakıp gidebileceği gerçeği beni biraz üzüyor." yorumunu yaptı.