"YUH OLSUN BU MEDYAYA; O YOL KESME DEĞİL DÜPEDÜZ BULUŞMA"
Takvim yazarı Emin Pazarcı, PKK'nın BDP'lilerle görüşmesini okura aktaran medyayı yerden yere vurdu
Yuh olsun bu medyaya
Çirkin olaya ilişkin, aynı kalemden çıktığı belli olan
"haberler" bayram öncesi pek çok vatandaşın ağzını bozmasına yol
açtı. Neymiş, PKK'lılar "BDP konvoyunun yolunu kesmiş", sonra
"yarım saat boyunca propaganda" yapmış. Ardından da "serbest
bırakılmış" bu BDP'liler. Mış da mış mış...
Haberin veriliş biçimi, adeta hepimizle alay eder gibi...
Üstte, "PKK, BDP'nin yolunu kesti" başlığı atmışlar. Altta, BDP'li
vekillerle PKK'lıların sarmaş dolaş fotoğraflarını yayınlamışlar.
Bir tarafta "PKK'lılar yarım saat sonra konvoyun geçişine izin
verdi" bilgisi var; diğer yanda el sallanarak uğurlanan PKK'lıların
fotoğrafları.
Yazıda, "BDP'lilerin PKK'lılar tarafından araçlardan indirildiği"
ifadeleri kullanılıyor.
Fotoğrafta, PKK'lılara sarılmak için koşturan BDP'liler yer
alıyor...
Fotoğraflar haberi tekzip ediyor. Üstteki satır, bir alttaki ile
çelişiyor.
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde "haber yazma" dersleri
verdiğim günlerde karşıma çıksalardı hiç şansları yoktu. Önce bu
haberi çöpe atar, sonra da tamamına sıfır verir gönderirdim.
* * *
Oysa, gerçekler hiç de öyle değil. Bu haberler yapılmadan önce
olayın görüntüleri internette dolaşmaya başlamıştı. Belli ki,
BDP'liler ya da PKK'lılar tarafından propaganda amacıyla çekilip
dağıtılmıştı. Öylesine sırıtıyordu ki...
1) Ortada bir "yol kesme" yok, "buluşma" vardı.
2) PKK'lılar "propaganda" yapmıyor, BDP'li güruha "brifing"
veriyorlardı.
Şimdi bırakalım yazılan çizilenleri, görüntülere bakalım...
Türkiye Cumhuriyeti'nin Parlamentosu'nda "milletvekili" sıfatı
taşıyan ve maaş alan Gülten Kışanak, tokalaştığı PKK'lıya
sesleniyor:
- Umarım özgürlüğü sağlayacağız sizlerle.
Peki nasıl olacak bu? Özgürlük, PKK-BDP birlikteliği ile ne şekilde
sağlanacak? Kışanak'ın "gerilla" dediği eşkıya askeri
kurşunlayacak.
Polise mayınlı tuzaklar düzenleyecek. Köprüleri havaya uçuracak. İş
makinelerini yakacak. Bölge insanını tehdit edip sindirecek. BDP de
siyasi ayak olarak ona destek verecek. Vesaire, vesaire...
Garip, bizim medya Kışanak'ın bu önemli sözlerini atlamış!
Ardından, kucaklaşma faslı başlıyor. BDP'li milletvekilleri,
önlerine çıkan 4 PKK'lıya da sırayla sarılıyor. Yetmiyor, kadın
milletvekilleri hepsini öpüyor. Bu da yetmiyor, başlarını okşuyor.
Kardeş ya da akraba gibiler!
Tam bu sırada, sloganlar atılmaya başlanıyor:
- Biji PKK.
Ardından alkışlar geliyor.
Ve herkesin ağızları kulaklarında! Ne gariptir ki bizim medya bu
ayrıntıyı da atlıyor. Olayı en çok eleştiren gazetenin attığı
başlık "danışıklı dövüşle" sınırlı kalıyor.
* * *
PKK'lının biri, bölgedeki "çatışmaları" anlatıyor. "Düşmana" büyük
kayıplar verdirdiklerini iddia ediyor. "Düşman" dediği de
Mehmetçik, Türk askeri.
BDP'liler ise alkışlıyorlar. "Biji" diye bağırıyorlar. Mutluluktan
uçacak gibiler. Yine sırıtıyorlar. Askerimizin öldürülmesinden
duydukları memnuniyeti açıkça dışa vuruyorlar.
Yine hepsinin ağzı kulaklarında, çirkinlik ve iğrençlik diz
boyu.
Bizim medya, bu görüntüleri de fazlaca önemsemeyip üzerinde
durmuyor!
Bir ara "hatıra fotoğrafları" çekiliyor.
Sonunda, BDP konvoyu ile kucaklaşıp hasret gideren PKK'lılar, daha
fazla riske girmemek için ayrılıyorlar. Alkışlar ve destek
sloganları arasında uzaklaşıp gözden kayboluyorlar.
Bu final de medyada şu satırlarla yer alıyor: "PKK'lılar, yarım
saat örgüt propagandası yaptıktan sonra, BDP konvoyunun geçişine
izin verdi."
Nihayet, bizim medyanın görmediğini Cumhuriyet Savcılığı görüyor.
Görüntüleri inceledikten sonra "Bu bir yol kesme değil, buluşma"
diyerek soruşturma açıyor.
* * *
Görüntüler son derece net, her şey apaçık ortada. Buna rağmen,
bizim medyanın hali evlere şenlik, ortaya çıkan tablo düpedüz
kepazelik!
Kimi bütün bunları bilerek planlı bir şekilde yapıyor. Kimisi de
şaşkın mı şaşkın, sürü psikolojisi içinde hareket ediyor.
Başbakan ise bu haberleri "PKK'ya psikolojik destek veriyorsunuz"
diye eleştirdiğinde, "Basın Özgürlüğü" adına hep birlikte ayağa
kalkılıyor!
Yuh, gerçekten yuh! Daha fazlasını da dilimin ucuna geliyor, ama bu
bayram günü söyleyip ağzımı bozmak istemiyorum.
Emin PAZARCI / TAKVİM