YRP Son Anda Çark Etti!.. Oğul Erbakan “Kârlı” mı “Zararlı” mı çıkacak?..

Siyaset analisti Atilla Akar, Yeniden Refah Partisi’nin “Cumhur İttifakı”na katılmamasının muhtemel sonuçlarını değerlendirdi.

Yeniden Refah Partisi (YRP) ve lideri Fatih Erbakan nihayet Cumhur İttifakı’nın bir parçası olup olmayacaklarını açıkladılar. Partilerinin Genel Merkezi önünde geniş bir kalabalık önünde yapılan açıklamanın sonucu “Herhangi bir ittifakta yer almamak” yönünde oldu. “Milli Görüş Davası” ve Necmettin Erbakan’ı hatırlatan uzunca bir girişten sonra olumsuz tavırlarını belirttiler. Ayrıca Fatih Erbakan’ın “Cumhurbaşkanı adayı” olduğunu da ilan ettiler.

Öyle ki bir saat geç başlayan açıklama zaten ortada bir “sıkıntı” olduğunu gösteriyordu. Beklentilerin veya oluşturulan havanın tersine bir sonuç çıkartarak herkesi şaşırttılar. Bu arada bir kanaatimi de belirtmeden geçmeyeyim. Fatih Erbakan’ın hitabetini “kötü” değil ama babası kadar “iyi” de bulamadım. Gene de idare ederdi.

Siyaseten “Ters köşe” Yaptılar!..

Neyse, öyle veya böyle bende itiraf ediyorum: doğrusu bu sonucu pek beklemiyordum. Her ne kadar “Siyasette her şey olur”, “24 saat siyasette çok uzun bir süredir” desem dahi “İttifak” arayışının bozulmasına fazla ihtimal vermiyordum. Bunun için dillendirilen gerekçelerin dışında başka nedenlerim vardı. Hatta “AK Parti’ye YRP Aşısı” mealinde bir yazı bile hazırlamıştım. Tabii ki çöpe gitti. Yanıldım!

İyi ama neden böyle oldu? Şimdi herkes bu soruyu soruyor ve kendine göre cevaplar buluyor. Ne derece doğru ne derece yanlıştır bilemem. Ben ise verilen kararın ne derece “doğru” olduğunun peşindeyim. Hiç şüphesiz doğru da yanlış da sübjektiftir. Durduğun, baktığın yere göre değişir.

Bu açıdan benim baştan beri tavrım “Aman ne şahane ittifak kuracaklar” ya da “Aman ne kötü ittifak kuramadılar” tarzında değildi. Daha ziyade bunun olumlu-olumsuz sonuçlarının YRP üzerindeki etkisi üzerine yoğunlaşmıştım. Uygun olanda buydu…

Fırsat mı Tepildi Yeni Fırsat mı Yaratıldı?

Hiç şüphesiz YRP yönetimi ve Erbakan yaptıkları istişare toplantılarında kendi açılarından artı ve eksileri hesaplamışlardır. Bu anlamda siyasetçiler kadar “İnce hesaplar” güdemem. O yüzden alınan kararla “Fırsat mı Tepildi Yeni Fırsat mı Yaratıldı?” sorusuna bugünden çok “net” cevap vermek mümkün görünmüyor. Onu birazda süreç gösterecek. Aynı sebeple öne sürülen nedenlerin dışında bambaşka hesaplar yapılmış olabilir.

Gene de bazı saptamalar ya da tahminler yapılabilir. Bence her iki yöne de çekilebilecek yanlar mevcut. YRP açısından muhasebenin kâr-zarar hanelerine yazılabilecekler belki şunlar olabilir.

Kâr-Zarar Muhasebesi…

· YRP, öncelikle propagandif açıdan net kârlı çıktı. O kadar para harcayıp yapamayacağı propagandayı bu sayede “bedava” yaptı ve kendini tanıttı.

· YRP, AK Parti ile ekonomi, devlet, aile, toplumsal ahlak, vb gibi hassas konularda bir “zihniyet farkı” olduğunu hissettirdi.

· YRP’nin “Milli Görüş”ün gerçek temsilcisi olduğu imajını pekiştirdi.

· YRP kendini “korumaya” aldı. Anketlere bakılırsa Cumhur İttifakı açısından pek de parlak görünmeyen sonuçların altında kalma ihtimalinden kendini uzak tuttu.

· YRP, AK Parti’nin birikmiş “günahları”na ortak olmadı, kendi “saf”lığını korudu.

· YRP, eğer sonuç olumsuz olursa ve Cumhur İttifakı seçimi kaybederse diğerleriyle birlikte batmaktan ve sorumluluktan sıyrıldı.

· YRP, AK Parti’ye kızgın veya kırgın klasik seçmen kitlesini karşısına almaktan kurtuldu.

· YRP, en önemlisi AK Parti’den şu veya bu nedenle kopacak veya kaçacak muhafazakâr kesime yeni bir “adres” olarak kendini sundu.

· YRP “kestirmeden” gitmek yerine dolaylı ve dolambaçlı ama daha emin adımlarla tedricen gelişme stratejisini tercih etti. Sürece kısa vadeli değil, uzun vadeli baktı.

· İleride “Sağda liderliğe” oynayabileceğini hesap ederek kendini riske atmadı.

· Muhtemelen 2028 seçimleri hedeflendi ve “sabır”la beklenip, rüzgârı arkalarına alma planları yapıldı.

· Olumsuz manada ise Erbakan sanki Erdoğan ve AK Parti’den bir tür “intikam” aldı görüntüsü verdi.

· Yüzde 7 barajını artık yakalamaları çok zor görünüyor.

· Gene AK Parti ile yakınlaşıp daha farklı bir “Strateji” yürütebilirdi. AKP’yi “İçerden kuşatıp”, olayı bir birleşme sürecine çevirip –biraz sıkıntılı ve zor da olsa- liderliğe oynayabilirdi.

· Erdoğan’ın seçilememesi durumunda –soyadının avantajıyla- liderliği zorlayabilirdi. “Alternatif” isim olabilirdi.

· Erdoğan yaşlanıyor. Şu an 69 yaşında. Fatih Erbakan ise 44. Bu ona başka bir “fırsat” sunabilirdi. Halen de başka şekilde sunabilir.

· YRP bütün bunları “içerden” ziyade “dışarıda” kalarak yapabileceğini düşündü herhalde.

Erbakan “Pişman” Olacak mı?

Hiç şüphesiz bütün bunlara başka maddeler eklenebilir veya yanlış olarak tanımlanabilir. Kesinlik öne süremem. Ancak siyasette aslında doğru veya yanlış karar yoktur. Sürecin doğruladığı veya yanlışladığı karar vardır. Burada önemli olan mümkün olan en isabetli kararları alabilmek, öngörülü olmak ve cesur davranıp, risk alabilmektir. Ne derece kârlı çıkar söyleyemem. Bu seçimlerde alacakları neticeye bağlı. Rüştlerini ispat etmeleri lâzım. Bunun için sürece yüklenecekler. Tabii ayaklarını yorganlarına göre uzatıp, kendilerini “dev aynası”nda görmemeleri şartıyla.

Ancak ilk anda “zararda” olduklarını da söyleyemeyeceğim. Bu durum hata yapıp yapmamalarına bağlı. Şimdilik o cenahta kendilerine bir “kredi” açılmış görünüyor. Bu anlamda Fatih Erbakan –şimdilik- alınan karardan dolayı pişman olmayacağa benziyor. Bunu çarçur etmezler ise süreçten lafta değil, gerçekten “kârlı” çıkabilirler…

21. 03. 2023