05 Şub 2014 17:29
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:55
Yolsuzluk fezlekeleri savcılığa iade edildi
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 4 eski bakan hakkındaki fezlekelerin Adalet Bakanlığı tarafından savcılığa iade edildiğini söyledi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "4 bakanla ilgili konu Adalet
Bakanlığı'na gelmiş, bildiğim kadarıyla bakanlık da o genelgeye
uygun olarak savcılığa iade etti, kesin bilmiyorum ama böyle. Çünkü
'yetkimiz yok' dediğine göre Sayın Bakan, onu bakanlıkta
tutmayacak, ilgili makama, savcılığa gönderecek, onlar bize
gönderecek" dedi.
Çiçek, A Haber'in canlı yayınında Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı.
''ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER KALKMALI''
"Özel yetkili mahkemelerin kalkması" ile ilgili soru üzerine Çiçek, bu mahkemelerin kalkması gerektiğini söyledi. Çiçek, "Ümit ederiz ki, bir süreden beri yaşadığımız sıkıntılar öbür mahkemelerde çıkmaz. Çünkü artık günümüzde bireysel suçlar bile örgütlü işlenir hale geldi. Bu davalara bakacak olan mahkemelerin de ona göre hazırlığını yapması lazım" diye konuştu.
"Yeniden yargılamaya nasıl bakıyorsunuz?" sorusu üzerine Çiçek, yeniden yargılamanın mevcut kanunlarda da olduğunu belirtti. Karara çıkmış, kesinleşmiş dosyalar açısından "Yeniden yargılama yapılsın" diye talepler olduğunu anımsatan Çiçek, "Hukukta biz düzenlemeyi genel ve eşit düzenleme olarak yaparız. 3. yargı paketinde, 'cezanın üst sınırı 5 yıldan aşağı olan suçlarda kişi ceza almışsa, eğer 3 yıl içerisinde bir suç işlemişse bu cezasını çekmiş sayılır' denildi. İnfazlar durduruldu. Burada sizin sevdiğiniz, sevmediğiniz, hatta tepki duyduğunuz adamlar bile bundan çıktı. Basında da 'vay falancalar çıktı' diye haber yapıldı. Bu tür düzenlemelerde bazı sıkıntılar da yaşanabilecektir. Kamuoyunun da buna hazır olması lazım" dedi.
TÜBİTAK'IN 5 NOLU HARDDİSKLE İLGİLİ RAPORU
Cemil Çiçek, "Önemli davaların bir çoğuna delil kaynağı olan 5 nolu hardisk var. TÜBİTAK'ın bilirkişisinin üzerinde oynandığına ilişkin kararı var. İnsanların sahte delillerle mahkum edildiğine dair bir şüphe uyanıyor mu sizde?" sorusunu yanıtlarken, şöyle konuştu:
"(O rapor TÜBİTAK'a ait değildir) diye ilgili bakanın açıklaması var. Eğer o kararın verilmesinde en belirleyici delil o ise o zaman düşünülebilir ama o delil olmasaydı dahi aynı hüküm verilebilecek idi ise o zaman farklı bir sonuç çıkar. Burada esas olan, ortaya çıkan belgenin, bilginin, iddianın kararın en belirleyici faktörü olduğuna dikkat etmek lazım. Hakim bir davada bir karar vermiş, 5 tane şahit var, bu şahitlerden birisi sonradan 'ben doğru söylemedim' dedi. Mahkeme, o öyle söylemiş olabilir ama 4 kişinin söylediği şahadette benim bu hükmü vermeme yeter gibi bir anlayış olursa, bu yeniden yargılama sebebi olmaz. Nedir ne değildir? Süreci beklemek lazım."
''SORUŞTURULMASI NORMALDİR''
Cemil Çiçek, Gölcük Donanma Savcılığı'nın, 5 nolu hardiskin sahte olduğu konusunda soruşturma başlatması ile ilgili soru üzerine, "Bu normaldir. Eğer bu hardiskin düzmece olduğu, montaj yapıldığı, sahte delil olduğu ortaya çıkarsa, bu sahteciliği kim yaptı? Ortada işlenmiş bir suç var demektir. Bunun soruşturulması gerekir" dedi.
UZUN TUTUKLULUK SÜRESİ
"Tutukluluk süresinin 5 yıla indirilmesi" ile ilgili soruyu yanıtlayan Çiçek, 2004'te bu düzenlemeyi yaparken, tutuklamalara sınır getirilmesi gerektiğini kanun koyucu olarak arzu ettiklerini söyledi.
Bunun için bir kısım sınırlamalar getirdiklerini belirten Çiçek, tutuklama bir tedbir olduğu için, mahkemelerin bunu sınırlı uygulaması gerektiğine işaret etti. Çiçek, Meclis'in iradesinin geçmişte de tutukluluğun uzun sürmemesi konusunda olduğunu, ancak uygulamalara sıkıntılar yaşandığını belirterek, şunları kaydetti:
"Biz bir taraftan '10 yıl tutukluluk uzundur' dedik ama öbür taraftan da 10 yıldır tutuklu kalan Hizbullahçılar tahliye edildiğinde, tutukluluk uzun diyenlerin çok önemli bir kısmı da 'siz bu kadar cani adamları nasıl tahliye edersiniz' diye kıyamet koptu. Tutukluluğun kısaltılması doğru olabilir. 3. yargı paketinde adli kontrolü getirdik. Yargıya 'sen önüne geleni tutuklama, adli kontrolü uygulayabilirsin' dedik. Tutuklama için kuvvetli suç şüphesi lazım. Bu suçu işlediğine dair yüzde 100'e yakın kanaat olması durumunda tutuklama yapılması lazım. Burada biraz hukuki yorum yoluna gitmek lazım. Tutukluluk süresi 5 yıl olarak kabul edildiğinde, 'vay falanca adamlar nasıl serbest bırakıldı' diye kimse bağırıp çağırmasın. Bazı kişiler de bundan istifade edecektir."
4 ESKİ BAKAN HAKKINDAKİ FEZLEKE İADE
Cemil Çiçek, "Adalet Bakanlığı'ndan TBMM Başkanlığı'na ulaşan fezleke olup olmadığı ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ile görüşmesi" hakkında soru üzerine, Tekin ile görüşmesinin fezlekeler ile ilgili olmadığını söyledi.
HSYK Teklifi konusunda konuşunca, Tekin'in "Meclis Başkanı yalan söylüyor" dediğini ifade eden Çiçek, "Ben de bunun üzerine aradım ve 'bu çok ağır bir ifade oldu, ben bir şey söylemedim ki yalan söylemiş olayım' dedim. Onun üzerine 'pazartesi günü kahve içmeye geleyim' dedi, ben de 'buyurun gelin' dedim. Bu vesileyle geldiği bir konu" dedi.
TBMM Başkanı Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fezleke konusunda hukuk neyi ifade ediyorsa onu ifade etmeye çalıştım. 4 eski bakanla ilgili fezleke bize gelmedi, Adalet Bakanlığı'na gelmiş. Bu ana kadarki uygulamalarda bize gelen dosyalar, bakanlık ve Başbakanlık üzerinden gelmiş. İçtüzük'ün 13. maddesi var. Savcının bugüne kadar direkt göndermesi yok. Sadece Sayıştay'dan ve Danıştay'dan bir dosya gelmiş. Bugüne kadar hep Başbakanlık üzerinden gelmiş ama 2011'de Adalet Bakanlığı savcılıklara genelge gönderiyor, 'bu evrakları doğrudan Meclis'e gönderin' diyor. 4 bakanla ilgili konu Adalet Bakanlığı'na gelmiş, bildiğim kadarıyla bakanlık da o genelgeye uygun olarak savcılığa iade etti, kesin bilmiyorum ama böyle. Çünkü 'yetkimiz yok' dediğine göre Sayın Bakan, onu bakanlıkta tutmayacak, ilgili makama, savcılığa gönderecek, onlar bize gönderecek.
BOZDAĞ HAKKINDAKİ FEZLEKE
Adalet Bakanı ile ilgili bize gelen bir dosya oldu. İzmir'de yürütülen bir soruşturma ile ilgili Sayın Bakanın yargıya müdahale ettiği anlamına gelebilecek, görüşme yapmış ilgili savcı ile 'tarafsız olun, adil davranın' diye. Başsavcılık önce Adalet Bakanlığı'na göndermiş bakanlık da 'siz bunu Meclis'e gönderin' demiş. Dosya Meclis'e geldi, gelirken usul ve hukuki hata yapılarak geldi. Soruşturma gizlidir. Bir bakanla ilgili Meclis soruşturması yolunu açacak bir yazı bize geliyorsa, sadece o bakanla ilgili evrakın bize gönderilmesi lazım. Bize yazı geldi, arkasından 32 klasör dosya geldi. Biz bu dosyaları gizli olduğu için açmadık. 32 tane adamla ilgili bilgileri kamuoyunun bilmemesi gerekiyor. Bu soruşturmalar belki 2 yıl sürecek. Bu soruşturma İzmir'de gizli ama Ankara'ya gelince açık hale gelecek. Bu insanların ticari ve mesleki itibarı, çoluğu, çocuğu var. Biz bu dosyaları açmadık. Gizliliği ihlal ederek ve bunda da Meclis'i aracı kılarak... Bunu gönderiyorsunuz. Yazdığım yazıda, 'bu evrakın bize bakanlık, Başbakanlık üzerinden gelmesi lazım' dedim. Ama aksi kanaatte iseniz, bizimle alakası olmayan 32 klasörü göndermek yerine, soruşturma başlatılması istenen bakanla ilgili evrakı gönderin, biz ondan sonra gereğini yapalım."
''ANAYASA'DA OLMAYAN KRAL YETKİSİ VARMIŞ GİBİ...''
Çiçek, Meclis Başkanı'nın Meclis soruşturmasını başlatma görevinin olmadığını ifade ederek, "Bize evrak gelir, biz bunu Genel Kurul'un bilgisine sunarız. Genel Kurul'un bilgisine sunulduktan sonra en az 55 milletvekilinin imzası ile Meclis soruşturması açılması yönünde bir önerge verilecek, bu önerge kabul edilirse 15 kişilik bir komisyon kurulacak, soruşturma yapacak. Meclis sonuçta oylamada 'evet bunun Yüce Divan'a gitmesi gerekiyor' diyorsa, o iddianame yerine geçiyor ve Anayasa Mahkemesi'ne gidiyor. Konuşanlar, Meclis Başkanı'nın Anayasa'da olmayan kral yetkisi varmış gibi, 'Onu getir, bunu götür, şunu niye geciktirdin?...' Böyle bir şey olur mu?" diye konuştu.
Türkiye'de haksızlık, hukuksuzluk ve yolsuzluk yapıldıysa bunların soruşturulması gerektiğine işaret ederek, "Ama bunu yaparken de hukukun içinde kalınması lazım" dedi.
Hürriyet
Çiçek, A Haber'in canlı yayınında Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı.
''ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER KALKMALI''
"Özel yetkili mahkemelerin kalkması" ile ilgili soru üzerine Çiçek, bu mahkemelerin kalkması gerektiğini söyledi. Çiçek, "Ümit ederiz ki, bir süreden beri yaşadığımız sıkıntılar öbür mahkemelerde çıkmaz. Çünkü artık günümüzde bireysel suçlar bile örgütlü işlenir hale geldi. Bu davalara bakacak olan mahkemelerin de ona göre hazırlığını yapması lazım" diye konuştu.
"Yeniden yargılamaya nasıl bakıyorsunuz?" sorusu üzerine Çiçek, yeniden yargılamanın mevcut kanunlarda da olduğunu belirtti. Karara çıkmış, kesinleşmiş dosyalar açısından "Yeniden yargılama yapılsın" diye talepler olduğunu anımsatan Çiçek, "Hukukta biz düzenlemeyi genel ve eşit düzenleme olarak yaparız. 3. yargı paketinde, 'cezanın üst sınırı 5 yıldan aşağı olan suçlarda kişi ceza almışsa, eğer 3 yıl içerisinde bir suç işlemişse bu cezasını çekmiş sayılır' denildi. İnfazlar durduruldu. Burada sizin sevdiğiniz, sevmediğiniz, hatta tepki duyduğunuz adamlar bile bundan çıktı. Basında da 'vay falancalar çıktı' diye haber yapıldı. Bu tür düzenlemelerde bazı sıkıntılar da yaşanabilecektir. Kamuoyunun da buna hazır olması lazım" dedi.
TÜBİTAK'IN 5 NOLU HARDDİSKLE İLGİLİ RAPORU
Cemil Çiçek, "Önemli davaların bir çoğuna delil kaynağı olan 5 nolu hardisk var. TÜBİTAK'ın bilirkişisinin üzerinde oynandığına ilişkin kararı var. İnsanların sahte delillerle mahkum edildiğine dair bir şüphe uyanıyor mu sizde?" sorusunu yanıtlarken, şöyle konuştu:
"(O rapor TÜBİTAK'a ait değildir) diye ilgili bakanın açıklaması var. Eğer o kararın verilmesinde en belirleyici delil o ise o zaman düşünülebilir ama o delil olmasaydı dahi aynı hüküm verilebilecek idi ise o zaman farklı bir sonuç çıkar. Burada esas olan, ortaya çıkan belgenin, bilginin, iddianın kararın en belirleyici faktörü olduğuna dikkat etmek lazım. Hakim bir davada bir karar vermiş, 5 tane şahit var, bu şahitlerden birisi sonradan 'ben doğru söylemedim' dedi. Mahkeme, o öyle söylemiş olabilir ama 4 kişinin söylediği şahadette benim bu hükmü vermeme yeter gibi bir anlayış olursa, bu yeniden yargılama sebebi olmaz. Nedir ne değildir? Süreci beklemek lazım."
''SORUŞTURULMASI NORMALDİR''
Cemil Çiçek, Gölcük Donanma Savcılığı'nın, 5 nolu hardiskin sahte olduğu konusunda soruşturma başlatması ile ilgili soru üzerine, "Bu normaldir. Eğer bu hardiskin düzmece olduğu, montaj yapıldığı, sahte delil olduğu ortaya çıkarsa, bu sahteciliği kim yaptı? Ortada işlenmiş bir suç var demektir. Bunun soruşturulması gerekir" dedi.
UZUN TUTUKLULUK SÜRESİ
"Tutukluluk süresinin 5 yıla indirilmesi" ile ilgili soruyu yanıtlayan Çiçek, 2004'te bu düzenlemeyi yaparken, tutuklamalara sınır getirilmesi gerektiğini kanun koyucu olarak arzu ettiklerini söyledi.
Bunun için bir kısım sınırlamalar getirdiklerini belirten Çiçek, tutuklama bir tedbir olduğu için, mahkemelerin bunu sınırlı uygulaması gerektiğine işaret etti. Çiçek, Meclis'in iradesinin geçmişte de tutukluluğun uzun sürmemesi konusunda olduğunu, ancak uygulamalara sıkıntılar yaşandığını belirterek, şunları kaydetti:
"Biz bir taraftan '10 yıl tutukluluk uzundur' dedik ama öbür taraftan da 10 yıldır tutuklu kalan Hizbullahçılar tahliye edildiğinde, tutukluluk uzun diyenlerin çok önemli bir kısmı da 'siz bu kadar cani adamları nasıl tahliye edersiniz' diye kıyamet koptu. Tutukluluğun kısaltılması doğru olabilir. 3. yargı paketinde adli kontrolü getirdik. Yargıya 'sen önüne geleni tutuklama, adli kontrolü uygulayabilirsin' dedik. Tutuklama için kuvvetli suç şüphesi lazım. Bu suçu işlediğine dair yüzde 100'e yakın kanaat olması durumunda tutuklama yapılması lazım. Burada biraz hukuki yorum yoluna gitmek lazım. Tutukluluk süresi 5 yıl olarak kabul edildiğinde, 'vay falanca adamlar nasıl serbest bırakıldı' diye kimse bağırıp çağırmasın. Bazı kişiler de bundan istifade edecektir."
4 ESKİ BAKAN HAKKINDAKİ FEZLEKE İADE
Cemil Çiçek, "Adalet Bakanlığı'ndan TBMM Başkanlığı'na ulaşan fezleke olup olmadığı ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ile görüşmesi" hakkında soru üzerine, Tekin ile görüşmesinin fezlekeler ile ilgili olmadığını söyledi.
HSYK Teklifi konusunda konuşunca, Tekin'in "Meclis Başkanı yalan söylüyor" dediğini ifade eden Çiçek, "Ben de bunun üzerine aradım ve 'bu çok ağır bir ifade oldu, ben bir şey söylemedim ki yalan söylemiş olayım' dedim. Onun üzerine 'pazartesi günü kahve içmeye geleyim' dedi, ben de 'buyurun gelin' dedim. Bu vesileyle geldiği bir konu" dedi.
TBMM Başkanı Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fezleke konusunda hukuk neyi ifade ediyorsa onu ifade etmeye çalıştım. 4 eski bakanla ilgili fezleke bize gelmedi, Adalet Bakanlığı'na gelmiş. Bu ana kadarki uygulamalarda bize gelen dosyalar, bakanlık ve Başbakanlık üzerinden gelmiş. İçtüzük'ün 13. maddesi var. Savcının bugüne kadar direkt göndermesi yok. Sadece Sayıştay'dan ve Danıştay'dan bir dosya gelmiş. Bugüne kadar hep Başbakanlık üzerinden gelmiş ama 2011'de Adalet Bakanlığı savcılıklara genelge gönderiyor, 'bu evrakları doğrudan Meclis'e gönderin' diyor. 4 bakanla ilgili konu Adalet Bakanlığı'na gelmiş, bildiğim kadarıyla bakanlık da o genelgeye uygun olarak savcılığa iade etti, kesin bilmiyorum ama böyle. Çünkü 'yetkimiz yok' dediğine göre Sayın Bakan, onu bakanlıkta tutmayacak, ilgili makama, savcılığa gönderecek, onlar bize gönderecek.
BOZDAĞ HAKKINDAKİ FEZLEKE
Adalet Bakanı ile ilgili bize gelen bir dosya oldu. İzmir'de yürütülen bir soruşturma ile ilgili Sayın Bakanın yargıya müdahale ettiği anlamına gelebilecek, görüşme yapmış ilgili savcı ile 'tarafsız olun, adil davranın' diye. Başsavcılık önce Adalet Bakanlığı'na göndermiş bakanlık da 'siz bunu Meclis'e gönderin' demiş. Dosya Meclis'e geldi, gelirken usul ve hukuki hata yapılarak geldi. Soruşturma gizlidir. Bir bakanla ilgili Meclis soruşturması yolunu açacak bir yazı bize geliyorsa, sadece o bakanla ilgili evrakın bize gönderilmesi lazım. Bize yazı geldi, arkasından 32 klasör dosya geldi. Biz bu dosyaları gizli olduğu için açmadık. 32 tane adamla ilgili bilgileri kamuoyunun bilmemesi gerekiyor. Bu soruşturmalar belki 2 yıl sürecek. Bu soruşturma İzmir'de gizli ama Ankara'ya gelince açık hale gelecek. Bu insanların ticari ve mesleki itibarı, çoluğu, çocuğu var. Biz bu dosyaları açmadık. Gizliliği ihlal ederek ve bunda da Meclis'i aracı kılarak... Bunu gönderiyorsunuz. Yazdığım yazıda, 'bu evrakın bize bakanlık, Başbakanlık üzerinden gelmesi lazım' dedim. Ama aksi kanaatte iseniz, bizimle alakası olmayan 32 klasörü göndermek yerine, soruşturma başlatılması istenen bakanla ilgili evrakı gönderin, biz ondan sonra gereğini yapalım."
''ANAYASA'DA OLMAYAN KRAL YETKİSİ VARMIŞ GİBİ...''
Çiçek, Meclis Başkanı'nın Meclis soruşturmasını başlatma görevinin olmadığını ifade ederek, "Bize evrak gelir, biz bunu Genel Kurul'un bilgisine sunarız. Genel Kurul'un bilgisine sunulduktan sonra en az 55 milletvekilinin imzası ile Meclis soruşturması açılması yönünde bir önerge verilecek, bu önerge kabul edilirse 15 kişilik bir komisyon kurulacak, soruşturma yapacak. Meclis sonuçta oylamada 'evet bunun Yüce Divan'a gitmesi gerekiyor' diyorsa, o iddianame yerine geçiyor ve Anayasa Mahkemesi'ne gidiyor. Konuşanlar, Meclis Başkanı'nın Anayasa'da olmayan kral yetkisi varmış gibi, 'Onu getir, bunu götür, şunu niye geciktirdin?...' Böyle bir şey olur mu?" diye konuştu.
Türkiye'de haksızlık, hukuksuzluk ve yolsuzluk yapıldıysa bunların soruşturulması gerektiğine işaret ederek, "Ama bunu yaparken de hukukun içinde kalınması lazım" dedi.
Hürriyet