17 Eki 2011 09:55 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:54

YİNE OLSA YİNE YAPARIM! DARBECİ PAŞANIN İFADESİNE HÜRRİYET ULAŞTI!

Hürriyet gazetesi 12 Eylül komutanlarından Tahsin Şahinkaya'nın ifadesine ulaştı.

12 Eylül döneminin Hava Kuvvetleri Komutanı ve Milli Güvenlik Konseyi üyesi Orgeneral Tahsin Şahinkaya, dönemi anlattı.

Şahinkaya, darbeyi kanlı eylemlerin önüne geçmek için yaptıklarını, bu durumdan pişmanlık duymadığını aktardı.

İşte Şahinkaya’nın o ifadesi

SORU: Daha önce yapmış olduğunuz gizli plan çerçevesinde, halkın vergileriyle alınan ve ülke savunması için emanetinize tevdi olunan silahları kullanarak darbe yapıp ülke yönetimine el koydunuz. Ne diyorsunuz?

KARDEŞ KARDEŞİ ÖLDÜRÜYORDU
CEVAP: Öyle bir durum içerisinde idik ki, memleket bölünmüş ve ayrılmış paramparça olmuş, kardeş kardeşi öldürüyor, sağ sol hareketleri had safhasına gelmiş ve biz de halk karşısında mevcudiyetimizi muhafaza edecek veyahutta dönemimizin başında görevini yapamamış bir insan olarak kendimizi gördük. Bütün komuta kademesi, yüksek komuta kademesi, tugaylara kadar hep beraber buna bir çare bulunması için Genelkurmay Başkanlığı altında ve emir komuta zinciri altında buna bir çözüm bulmak istedik. Biz darbe yapmadık. Zira darbe yapan insan 2-3 yıl sonra hükümeti bırakmaz. Biz kanlı olayların önüne geçtik.

SORU: Bu eylemi hangi yasal dayanakla gerçekleştirdiniz?

DEVLETİ KORUMAK İÇİN EL KOYDUK
CEVAP: İç hizmet Kanunu’nun 35. Maddesi’nde bize verilen devleti koruma ve kollama yetkisine dayanarak, yönetime el koyduk.

SORU: Hükümete el koyma olarak nitelendirdiğiniz faaliyetin yasal bir dayanağı mevcut ise neden 1982 Anayasası’nın geçici 15. Maddesi’ni düzenleyerek bu faaliyete katılanları cezai ve mali, hukuki sorumluluktan kurtarmaya çalıştınız?

CEVAP: Bu düzenlemeyi sadece komutanlar açısından düşünmedik, o dönemdeki Danışma Meclisi, sivil idarede görev alan şahısların da yargılanmasının uygun olmayacağını düşündük.

SORU: Meclis’e ait olan yasama yetkisini ve Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu’na ait olan yürütme görevini, üstelik hiyerarşik olarak bağlı olduğunuz kurumlara silahlı güç kullanarak ortadan kaldırdınız. Ne diyorsunuz?

MECLİS DİYE BİR ŞEY YOKTU
CEVAP: O dönemde Meclis diye bir şey yoktu. Milletvekilleri Meclis’teki toplantılara dahi iştirak etmiyordu. 6 ay boyunca Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı seçilemedi. Dolayısıyla millet adına bu yetkileri kullanacak bir kurum yoktu.

SORU: 11 Eylül 1980’de devam eden terör eylemleri 12 Eylül 1980’de nasıl birden önlenmiş, suçlular yakalanmıştır. Suçluların yeri ve kimlikleri biliniyorsa, neden askeri darbe yapılmadan yakalanmamışlardır?

HALKTA BİR SEVİNÇ YAŞANDI
CEVAP:
Askeri müdahaleden sonra halkta bir sevinç yaşandı. Bu sevinç ve rehavetten kaynaklanan nedenlerle eylemler azaldı. Muhtemelen yasadışı gruplar değerlendirme yapmak amacıyla beklediler. Kısa bir süre sonra takriben bir ay sonra tekrar yeniden hadiseler başladı. Çıkardığımız kanunlarla Sıkıyönetim Komutanlığı’nın yetkilerini artırdık. Bu komutanlıklar yetkilerini kullandıkça eylemlerde azalma ve kesilme oldu. Sonra gruplar kontrol altına alındı.

SORU: Pişman mısınız?

AYAKLARINIZI ÖPEYİM
CEVAP: O dönemin şartlarında gerek fert olarak gerek Kuvvet Komutanı olarak kendimi bu olaylardan soyutlayamazdım. Aksi takdirde kendinizi vatan haini görüp, utançtan yaşayamazdınız. Aynı şartlarda şimdi olsa elimde de imkân olsa böyle bir olaya katılırdım. Çünkü milletin aciziyetini sürekli görüyordum. Bir annenin yanıma gelip ayaklarınızı öpeyim diyerek bize gösterdiği minneti hiç unutmuyorum.

SORU: Dönemin TSK komuta kademesi olarak sizlerin siyasi istikrarsızlığı darbe yapmak için bir fırsat olarak gördüğünüz iddia edilmektedir. Bu konuda ne diyorsunuz?

SİYASİ KİŞİLER DEĞİLDİK
CEVAP: Sizi temin ederim ki, zamanın komutanları olarak bizim yönetime el koymak gibi bir düşüncemiz yoktu. Zira biz siyasi kişiler değildik, askerdik. Kesinlikle siyasi istikrarsızlıklardan faydalanmak gibi bir düşüncemiz yoktu. Askeri müdahale yapmak amacıyla terör olaylarının üzerine gidilmemesi diye bir şey söz konusu değildir.