YİNE KAPIŞTILAR; CANLI YAYINDA CUMHURİYET TARİHİ KAVGASI!
Kime Göre Neye Göre programında Esra Elönü ile Nihat Doğan arasında ateşli tartışmalar yaşandı.
Başarı nedir, kimler başarılıdır, başarılı olmak için her yol mubah
mıdır, sorularına cevap aranan programda, Cem Mumcu, Günseli Kato,
Pelin Batu, Esra Elönü ve Nihat Doğan, "Birilerinin üzerine basarak
yükselmek toplumsal bir refleks haline mi geldi", "Bireysel başarı
hırsı toplumsal başarıyı engelliyor mu", ve "Başarı kavramını din
ekseninde nasıl tanımlayabiliyoruz" gibi başlıklar gündeme alındı.
Konuk olarak katılan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Bülent
Nomer’in bilgilendirici yorumları ve oyun teorisi uygulamalarıyla
da renklendirdiği programda, Nihat Doğan ve Esra Elönü arasında
zaman zaman hararetli tartışmalar yaşandı.
CEM MUMCU: "BAŞARI KELİMESİNE BUGÜN SON DERECE ÇİRKİN,
AHLAKSIZ BİR ANLAM YÜKLENMİŞTİR"
Programın başarı kavramının masaya yatırıldığı giriş bölümünde,
Ceren Akdağ Şahin tarafından yorumculara yöneltilen "Kendinizi
başarılı kabul ediyor musunuz?" sorusuna karşılık Cem Mumcu, "Hiç
öyle tanımlamıyorum. Belki yüz yıl önce başka türlü konuşabilirdim
ama bugün başarının yüklendiği anlam lanet, çirkin, ahlaksız bir
şey. Aşk ve başarı-başarısızlık kelimelerinin yan yana anılmasının
bile son derece anlamsız olduğunu düşünüyorum. Bir süre başarı
kelimesini hayatımızdan silmeliyiz." yanıtını verdi.
NİHAT DOĞAN: "BAŞARI, İNANDIKLARIN İÇİN ÖLMEYİ GÖZE
ALMAKTIR"
Başarının tanımı üzerinde sürdürülen tartışmada, Nihat Doğan’ın
başarı tanımı ise ilginçti: "Yaşamak, insanların inandıkları,
inançları, ideolojisi, felsefesi uğruna ölmeyi göze almaktır.
Başarı da bu zaten, eğer bunu göze alabiliyorsan her şeyi
başarmışsın demektir. Öldükten sonra bir şeyler bırakabiliyorsan,
işte başarı odur."
CEM MUMCU: "GELİŞİM KİTAPLARININ YALNIZCA YAZARLARI
BAŞARILI OLUYOR"
Programda kişisel gelişim akımları ve kitaplarının toplumdaki
işlevleri, yararı veya zararlarının teraziye konduğu bölümünde, bu
tip akımları ağır biçimde eleştiren Cem Mumcu’nun, "Bu kitaplar 300
sayfadır, aslında içinde tek cümle vardır. Yazar, ’Ben bu cümlenin
etrafına bir kitap yazayım’ diye oturup yazıyor, başarılı olan bir
tek kişi oluyor: Bu kitabın yazarı, buradan para kazanıyor. Geri
kalan herkes daha da kendilerini kötü hissediyorlar. Ben bunlara
Has Secret diyorum." sözleriyle stüdyoda uzun süren gülüşmeler
yaşandı.
ESRA ELÖNÜ: "BANA GÖRE EN İYİ YAŞAM KOÇU
AZRAİL’DİR"
Programın yaşam koçluğu, maneviyat ve başarı ilişkisininin
tartışıldığı dakikalarında, Esra Elönü, "Çok fazla ’yaşa’, ’yaşa’,
diyorlar ama insanları en çok rahatlatan şey ölümdür. Ölüm bütün
insanları eşitliyor. Bana göre en büyük yaşam koçu bu yüzden
Azrail’dir." sözlerine katılan Nihat Doğan, "En büyük başarı kendi
ölümünü rabıta etmektir." şeklinde konuştu.
ESRA ELÖNÜ: "HERKES CUMHURİYET TARİHİNİ BİLMEK ZORUNDA
DEĞİL"
Programın ilerleyen saatlerinde apolitik gençlik, cehalet ve fırsat
eşitsizliği konuları hakkında konuşulurken, Nihat Doğan’ın,
cumhuriyetin kuruluş tarihini bilmeyen üniversite öğrencilerini
eleştirdiği cümleler ise yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.
Nihat Doğan’ın yorumuna karşılık "Herkes cumhuriyet tarihini bilmek
zorunda değildir" diyen Esra Elönü’ye, Nihat Doğan’dan itiraz
geldi:
ESRA ELÖNÜ: Herkes cumhuriyet tarihini bilmek
zorunda değildir.
NİHAT DOĞAN: Bence zorundadır. Üniversiteye gelmiş
bir genç bunu bilmek zorundadır.
ESRA ELÖNÜ: Değildir, nasıl zorundadır? Böyle bir
kural mı vardır, cumhuriyetin tarihini bilecek diye? Hiç de zorunda
değildir.
NİHAT DOĞAN: Onu bilme bunu bilme, neyi bilecek o
zaman? Ne diye üniversite okudu bu çocuk yani?
ESRA ELÖNÜ: İyi insan olacaksa olabilir, ama
Cumhuriyetin tarihini bilmek zorunda değil. Gençlerin apolitik
olması çok doğal.
NİHAT DOĞAN: Nasıl doğal? Kusura bakma, o zaman da
kendisinden olmayan iktidara geldiğinde arkasından
sallamayacak.