21 Nis 2010 09:41
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:14
YILMAZ ÖZDİL'İ HÜRRİYET'E YAYIN YÖNETMENİ YAP, YURTDIŞINDA KEYİF ÇAT!
Aydın Doğan ve kızının yargılandığı SPK davası ile Yılmaz Özdil arasındaki ilişkiyi hatırlatan Fehmi Koru ilginç bir tavsiyede bulundu.
Aydın Doğan ve iki yanlış yakıştırma
Ortalıkta ismi dolaşan her insanın üzerine yapışmış kendisiyle ilgisiz yakıştırmalar vardır. Benimle ilgili olanlardan biri ülkemizin en büyük medya patronunu çevresinin baştan çıkardığını anlatan şu söz: "Aydın Doğan iyi, etrafı kötü..."
Böyle bir tespiti Aydın Doğan’ı hiç tanımasaydım belki yapabilirdim; ancak ülkemizin en büyük medya patronunu bugünkü konumuna kendi zekâsı ve becerisiyle geldiğini bilecek kadar tanıyorum. Sonuçta etrafını, dostlarını, mesai arkadaşlarını, yönetici ve yazarlarını seçen de kendisi.
Kötü bir çevreyi iyi bir insan oluşturur mu? İyi bir insan yakınlarını da kendisi gibi iyi insanlardan seçecektir. (Sevgili Ahmet Kekeç, ben desem desem şunu derim: "Aydın Doğan da iyi, yanındakiler de...")
Yanlışlığı durup durup bugün düzeltmek istememin sebebinin, ’büyük yazarı’nın verdiği destek sayesinde ’yumrukçu’ sayısının çoğalmaya yüz tutması olduğunu sanacakları baştan uyarırım: Yanılıyorsunuz... Beni düşündüren, dün ajanslara düşen ve içinde Aydın Doğan ile ailesi fertlerinin adlarının da geçtiği bir mahkeme haberi...
Hayır, dava konusu Maliye Bakanlığı’nın vergi cezalarıyla ilgili değil; o cezalar kesinleşse bile sonuçta para olarak ödenecek; ancak dün mahkemesi görülen dava kaybedilirse, Aydın Doğan, bir kızı ve şirketlerinin iki önemli yöneticisi sekiz yıl dokuz aya kadar hapis cezasına çarptırılabilir...
Konu aslında basit, bu sebeple mahkemenin fazla uzun sürmemesi beklenir: Doğan Grubu Avrupa’da bir şirket kurup gazetelerinin kâğıt ihtiyacını o şirketten sağlamış... Kendilerine göre ’ucuza’, iddialara göre ise ’pahalıya’ satmış yurtdışındaki şirket kâğıdı Doğan Grubu gazetelerine... Sermaye Piyasası Kurumu (SPK), borsaya açık şirketlerin hissedarlarının bu yolla zarar ettirildiği iddiasıyla açmış davayı...
Aydın Bey mahkemeye katılamamış dün, kızı Hanzade Doğan Boyner kendini şöyle savunmuş: "Yurtdışında ekonomi eğitimi ve finans lisansı yaptım; maliyet analizlerinde hem tecrübeliyim, hem de akademik bilgiye sahibim. Bu bilgiler ışığında çok doğru bir şey yaptığımıza inanıyorum..."
Mahkeme aynı dönemde başka yayın gruplarının kâğıdı kaça mal ettiğini öğrenip yapılan işlemin hissedarları zarara uğratıp uğratmadığına karar verecektir.
Peki de, ’üçüncü sayfa güzeli’ neresinde bu işin?
Şurasında: SPK tarafından mahkemeye verilen dört kişiden biri olan İmre Barmanbek, mahkemede, "Bu iddia 2001 yılında Uzanlar’ın sahibi olduğu star gazetesinde grubumuza karşı açılan bir karalama kampanyası sırasında ortaya atılmıştı" demiş...
Hani Aydın Doğan’ı Mesut Yılmaz ve eşiyle birlikte içki masasında elleriyle ritm tutarken gösteren görüntülerin star televizyonu ekranlarında yayınlandığı dönemde...
Aydın Doğan kendisini halk nezdinde kötü gösteren yayınları yapan star televizyonunu satın alarak üste çıkmış oldu. Bu bir tür ’intikam’ bile sayılabilir.
Bir şey daha yaptı Aydın Bey: star TV’de Haber Bülteni’ni hazırlayıp star gazetesinde manşetleri neşelendiren ’gazeteci’yi transfer edip ’Titanik’ boyutundaki gazetesinin üçüncü sayfasına yazar yaptı...
Geçmişte Aydın Doğan’ın burnuna uzaktan yumruk savuran ve haberleri yüzünden mahkum olursa sekiz yıl hapse düşebileceği kişi, şimdi kendi gazetesinde siyasilere yumruk sallayanları savunuyor.
Bana atfedilen yanlış sözlerden biri de "Yayın yönetmenini at, yerine beni getir" talebidir. Titanik’in başına star’dan aldığı kişiyi getirmesini tavsiye ederim. Uğurlu biri olduğu bir önceki patronlarının dünyanın değişik yerlerinde keyif çatmalarından belli değil mi?
Yakışır.
Fehmi Koru/Yeni Şafak
Ortalıkta ismi dolaşan her insanın üzerine yapışmış kendisiyle ilgisiz yakıştırmalar vardır. Benimle ilgili olanlardan biri ülkemizin en büyük medya patronunu çevresinin baştan çıkardığını anlatan şu söz: "Aydın Doğan iyi, etrafı kötü..."
Böyle bir tespiti Aydın Doğan’ı hiç tanımasaydım belki yapabilirdim; ancak ülkemizin en büyük medya patronunu bugünkü konumuna kendi zekâsı ve becerisiyle geldiğini bilecek kadar tanıyorum. Sonuçta etrafını, dostlarını, mesai arkadaşlarını, yönetici ve yazarlarını seçen de kendisi.
Kötü bir çevreyi iyi bir insan oluşturur mu? İyi bir insan yakınlarını da kendisi gibi iyi insanlardan seçecektir. (Sevgili Ahmet Kekeç, ben desem desem şunu derim: "Aydın Doğan da iyi, yanındakiler de...")
Yanlışlığı durup durup bugün düzeltmek istememin sebebinin, ’büyük yazarı’nın verdiği destek sayesinde ’yumrukçu’ sayısının çoğalmaya yüz tutması olduğunu sanacakları baştan uyarırım: Yanılıyorsunuz... Beni düşündüren, dün ajanslara düşen ve içinde Aydın Doğan ile ailesi fertlerinin adlarının da geçtiği bir mahkeme haberi...
Hayır, dava konusu Maliye Bakanlığı’nın vergi cezalarıyla ilgili değil; o cezalar kesinleşse bile sonuçta para olarak ödenecek; ancak dün mahkemesi görülen dava kaybedilirse, Aydın Doğan, bir kızı ve şirketlerinin iki önemli yöneticisi sekiz yıl dokuz aya kadar hapis cezasına çarptırılabilir...
Konu aslında basit, bu sebeple mahkemenin fazla uzun sürmemesi beklenir: Doğan Grubu Avrupa’da bir şirket kurup gazetelerinin kâğıt ihtiyacını o şirketten sağlamış... Kendilerine göre ’ucuza’, iddialara göre ise ’pahalıya’ satmış yurtdışındaki şirket kâğıdı Doğan Grubu gazetelerine... Sermaye Piyasası Kurumu (SPK), borsaya açık şirketlerin hissedarlarının bu yolla zarar ettirildiği iddiasıyla açmış davayı...
Aydın Bey mahkemeye katılamamış dün, kızı Hanzade Doğan Boyner kendini şöyle savunmuş: "Yurtdışında ekonomi eğitimi ve finans lisansı yaptım; maliyet analizlerinde hem tecrübeliyim, hem de akademik bilgiye sahibim. Bu bilgiler ışığında çok doğru bir şey yaptığımıza inanıyorum..."
Mahkeme aynı dönemde başka yayın gruplarının kâğıdı kaça mal ettiğini öğrenip yapılan işlemin hissedarları zarara uğratıp uğratmadığına karar verecektir.
Peki de, ’üçüncü sayfa güzeli’ neresinde bu işin?
Şurasında: SPK tarafından mahkemeye verilen dört kişiden biri olan İmre Barmanbek, mahkemede, "Bu iddia 2001 yılında Uzanlar’ın sahibi olduğu star gazetesinde grubumuza karşı açılan bir karalama kampanyası sırasında ortaya atılmıştı" demiş...
Hani Aydın Doğan’ı Mesut Yılmaz ve eşiyle birlikte içki masasında elleriyle ritm tutarken gösteren görüntülerin star televizyonu ekranlarında yayınlandığı dönemde...
Aydın Doğan kendisini halk nezdinde kötü gösteren yayınları yapan star televizyonunu satın alarak üste çıkmış oldu. Bu bir tür ’intikam’ bile sayılabilir.
Bir şey daha yaptı Aydın Bey: star TV’de Haber Bülteni’ni hazırlayıp star gazetesinde manşetleri neşelendiren ’gazeteci’yi transfer edip ’Titanik’ boyutundaki gazetesinin üçüncü sayfasına yazar yaptı...
Geçmişte Aydın Doğan’ın burnuna uzaktan yumruk savuran ve haberleri yüzünden mahkum olursa sekiz yıl hapse düşebileceği kişi, şimdi kendi gazetesinde siyasilere yumruk sallayanları savunuyor.
Bana atfedilen yanlış sözlerden biri de "Yayın yönetmenini at, yerine beni getir" talebidir. Titanik’in başına star’dan aldığı kişiyi getirmesini tavsiye ederim. Uğurlu biri olduğu bir önceki patronlarının dünyanın değişik yerlerinde keyif çatmalarından belli değil mi?
Yakışır.
Fehmi Koru/Yeni Şafak