23 Eki 2014 14:58 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:51

Yılmaz Özdil'den şok iddia: CIA tercümanı Türk bakan kim?

Sözcü Gazetesi'nde yazmaya başlayan Yılmaz Özdil, Suriye, Irak ve Kürtler konusunda derin sırların olduğu bir yazı kaleme aldı.

Özdil'in anlattığı olay 1995 yılında başlıyor. Saddam Hüseyin'i devirmek için ABD'nin CIA ajanlarıyla planladığı 10 bin kişilik Peşmerge operasyonu...

Yazıda Yılmaz Özdil bir bomba iddiayı da gündeme getiriyor. İddiasına göre o dönem ABD elçiliğinde çalışan Batmanlı bir genç tercümanlık için kullanıldı. ABD'nin yetiştirip kullandığı bu isim şimdi Türkiye'de önemli bir bakan.

O ŞİMDİ MALİYE BAKANI

Yılmaz Özdil iddiasına şöyle aktardı;

CIA peşmergelerinin, Habur’dan Batman’a transferi sırasında, ABD Ankara Büyükelçiliği’nde Batman doğumlu bir genç, ekonomist olarak çalışıyordu. Kürt kökenli bu genç, elçilik tarafından Silopi’ye gönderildi, Amerikalılarla peşmergeler arasında tercümanlık yaptı. Gel zaman git zaman, bu kabiliyetli genç adam, Türkiye Cumhuriyeti’ne maliye bakanı oldu.

İşte Özdil'in kaleminden karanlıkta kalan o olaydan ilginç detaylar;

“Esrarengiz Bob” lakabıyla tanınan Robert Booker Baer, CIA’in Irak istasyon şefiydi. Daha önce, Avrupa’da, Hindistan’da Lübnan’da Sudan’da Fas’ta Tacikistan’da iş tutmuştu. Anadili seviyesinde, akıcı şekilde Arapça, Farsça, Fransızca, Almanca konuşuyor, Rusça ve Tacikçe biliyordu.
Peşmergeleri örgütledi, Mart 1995’te Saddam’ı devirmek için darbe organize etti. Beceremediler. Fena çuvalladılar, fiyaskoyla sonuçlandı. E haliyle, yanlarına kalmayacak, Saddam bu işe karışan peşmergelerin alayını oyacaktı.
PEŞMERGELERİ TÜRKİYE'YE KAÇIRDILAR
CIA, apar topar tahliye operasyonu başlattı. “Maşa” olarak kullandıkları 10 bin civarında peşmergeyi, kaçırdılar. Aileleriyle birlikte, Habur’dan Türkiye’ye soktular. Batman’dan nakliye uçaklarına bindirecek, teee Pasifik okyanusundaki Guam adasına götüreceklerdi. Peki niye tee oraya götürüyorlardı?
ÖZEL EĞİTİM İÇİN GUAM'A
Adeta Allah’ın unuttuğu yerdeki bu adada, ABD’nin en önemli hava ve deniz üslerinden biri vardı. Dün başarısız olan peşmergeleri, yarın başarılı olmaları için eğiteceklerdi. Bir bölümünü, CIA’in Special Activities Division, Özel Operasyon Bölümü tarafından eğitip, adı üstünde örtülü operasyonlarda kullanacaklardı. Bir bölümünü de, akademik konularda eğitip, merkez bankası başkanı, emniyet genel müdürü, nüfus işleri, tapu idaresi, vergi dairesi gibi, yakında kurulacak olan Kürdistan’ın bürokrat kadrosunu yetiştireceklerdi.
PARMAK İZLERİ
Küçük bi pürüz vardı… CIA peşmergeleri, ABD Adana konsolosluğunun denetiminde, langır lungur sınırdan geçirilip, Silopi’deki hac konaklama tesislerine yerleştirilmişti ama, pasaportları yoktu, kimlik belgeleri yoktu. Daha doğrusu, elbette vardı ama, Amerikalılar “yok” diyor, “yok” dedirtiyor, maşalarının kimliğini Türkiye’ye vermek istemiyorlardı. Ne yapılacaktı?
Amerikalılar akıl öğretti, “sizin pasaport kanununuzda uygun madde var, parmak izlerini alın, geçirin” dedi. Bizimkiler hık mık etti ama, elleri mecburdu, ABD’ye hayır deyip, geçirmiyoruz birader diyecek halleri yoktu. Ankara’dan beş kişilik uzman ekip getirildi, peşmergelerin tek tek parmak izleri alındı, vesikalıkları çekildi, buyrun geçin denildi. Parmak izi bilgileri, MİT’in arşivine kaldırıldı.
PEŞMERGE PKK İŞBİRLİĞİ
Üç sene sonra, 1998’de… Guam’a götürülen peşmergeler, artık iyice pişmiş, olgunlaşmış, “Guamerge” olmuşlardı. Bazıları gene Türkiye üzerinden, bazıları Ürdün üzerinden, Kuzey Irak’a sokuldular. Küçük bi pürüz vardı… Kuzey Irak’taki otorite boşluğundan faydalanan PKK, Kandil dağına iyiden iyiye yerleşmişti. Guamergeler döndükten sonra, PKK’nın bölgeye geçişi hızlanmıştı. Peşmergeyle PKK’nın işbirliği ayyuka çıkmıştı. Yoksa… Guam’a götürülenler arasında, PKK’lılar da mı vardı?
GİZLİ TOPLANTIDA ALINAN PARMAK İZLERİ
Türk istihbaratı, Barzani’ye haber saldı, PKK faaliyetleri hakkında konuşmak üzere, bölgedeki aşiret liderlerini toplantıya davet etti. Toplantı ayarlandı. Kuzey Irak’ta, bizim kontrolümüzdeki bir adreste buluşulacaktı. Buluşuldu. Önce sohbet faslı, bilahare mevzuya gelindi, Türk tarafı rahatsızlığını dile getirdi, aşiret liderleri sessizce dinledi. O sırada çay servisi yapılıyordu. Garsonlar, tabii ki aslında garson değildi. Çaylar içildi. Çay bardakları garsonlar(!) tarafından toplandı, mutfağa götürüldü, o bardağı kim kullandıysa onun ismiyle etiketlendi, kolilendi, Ankara’ya getirildi. Üç sene evvel Guam’a götürülenlerin parmak izleriyle eşleştirildi. Evet… PKK’ya açık destek veren 17 aşiret lideri, Guamerge’ydi!