Yılmaz Özdil'den şok iddia: CIA tercümanı Türk bakan kim?
Sözcü Gazetesi'nde yazmaya başlayan Yılmaz Özdil, Suriye, Irak ve Kürtler konusunda derin sırların olduğu bir yazı kaleme aldı.
Özdil'in anlattığı olay 1995 yılında başlıyor. Saddam Hüseyin'i
devirmek için ABD'nin CIA ajanlarıyla planladığı 10 bin kişilik
Peşmerge operasyonu...
Yazıda Yılmaz Özdil bir bomba iddiayı da gündeme getiriyor.
İddiasına göre o dönem ABD elçiliğinde çalışan Batmanlı bir genç
tercümanlık için kullanıldı. ABD'nin yetiştirip kullandığı bu isim
şimdi Türkiye'de önemli bir bakan.
O ŞİMDİ MALİYE BAKANI
Yılmaz Özdil iddiasına şöyle aktardı;
CIA peşmergelerinin, Habur’dan Batman’a transferi sırasında, ABD
Ankara Büyükelçiliği’nde Batman doğumlu bir genç, ekonomist olarak
çalışıyordu. Kürt kökenli bu genç, elçilik tarafından Silopi’ye
gönderildi, Amerikalılarla peşmergeler arasında tercümanlık yaptı.
Gel zaman git zaman, bu kabiliyetli genç adam, Türkiye
Cumhuriyeti’ne maliye bakanı oldu.
İşte Özdil'in kaleminden karanlıkta kalan o olaydan ilginç
detaylar;
“Esrarengiz Bob” lakabıyla tanınan Robert Booker Baer, CIA’in Irak
istasyon şefiydi. Daha önce, Avrupa’da, Hindistan’da Lübnan’da
Sudan’da Fas’ta Tacikistan’da iş tutmuştu. Anadili seviyesinde,
akıcı şekilde Arapça, Farsça, Fransızca, Almanca konuşuyor, Rusça
ve Tacikçe biliyordu.
Peşmergeleri örgütledi, Mart 1995’te Saddam’ı devirmek için darbe
organize etti. Beceremediler. Fena çuvalladılar, fiyaskoyla
sonuçlandı. E haliyle, yanlarına kalmayacak, Saddam bu işe karışan
peşmergelerin alayını oyacaktı.
PEŞMERGELERİ TÜRKİYE'YE KAÇIRDILAR
CIA, apar topar tahliye operasyonu başlattı. “Maşa” olarak
kullandıkları 10 bin civarında peşmergeyi, kaçırdılar. Aileleriyle
birlikte, Habur’dan Türkiye’ye soktular. Batman’dan nakliye
uçaklarına bindirecek, teee Pasifik okyanusundaki Guam adasına
götüreceklerdi. Peki niye tee oraya götürüyorlardı?
ÖZEL EĞİTİM İÇİN GUAM'A
Adeta Allah’ın unuttuğu yerdeki bu adada, ABD’nin en önemli hava ve
deniz üslerinden biri vardı. Dün başarısız olan peşmergeleri, yarın
başarılı olmaları için eğiteceklerdi. Bir bölümünü, CIA’in Special
Activities Division, Özel Operasyon Bölümü tarafından eğitip, adı
üstünde örtülü operasyonlarda kullanacaklardı. Bir bölümünü de,
akademik konularda eğitip, merkez bankası başkanı, emniyet genel
müdürü, nüfus işleri, tapu idaresi, vergi dairesi gibi, yakında
kurulacak olan Kürdistan’ın bürokrat kadrosunu
yetiştireceklerdi.
PARMAK İZLERİ
Küçük bi pürüz vardı… CIA peşmergeleri, ABD Adana konsolosluğunun
denetiminde, langır lungur sınırdan geçirilip, Silopi’deki hac
konaklama tesislerine yerleştirilmişti ama, pasaportları yoktu,
kimlik belgeleri yoktu. Daha doğrusu, elbette vardı ama,
Amerikalılar “yok” diyor, “yok” dedirtiyor, maşalarının kimliğini
Türkiye’ye vermek istemiyorlardı. Ne yapılacaktı?
Amerikalılar akıl öğretti, “sizin pasaport kanununuzda uygun madde
var, parmak izlerini alın, geçirin” dedi. Bizimkiler hık mık etti
ama, elleri mecburdu, ABD’ye hayır deyip, geçirmiyoruz birader
diyecek halleri yoktu. Ankara’dan beş kişilik uzman ekip getirildi,
peşmergelerin tek tek parmak izleri alındı, vesikalıkları çekildi,
buyrun geçin denildi. Parmak izi bilgileri, MİT’in arşivine
kaldırıldı.
PEŞMERGE PKK İŞBİRLİĞİ
Üç sene sonra, 1998’de… Guam’a götürülen peşmergeler, artık iyice
pişmiş, olgunlaşmış, “Guamerge” olmuşlardı. Bazıları gene Türkiye
üzerinden, bazıları Ürdün üzerinden, Kuzey Irak’a sokuldular. Küçük
bi pürüz vardı… Kuzey Irak’taki otorite boşluğundan faydalanan PKK,
Kandil dağına iyiden iyiye yerleşmişti. Guamergeler döndükten
sonra, PKK’nın bölgeye geçişi hızlanmıştı. Peşmergeyle PKK’nın
işbirliği ayyuka çıkmıştı. Yoksa… Guam’a götürülenler arasında,
PKK’lılar da mı vardı?
GİZLİ TOPLANTIDA ALINAN PARMAK İZLERİ
Türk istihbaratı, Barzani’ye haber saldı, PKK faaliyetleri hakkında
konuşmak üzere, bölgedeki aşiret liderlerini toplantıya davet etti.
Toplantı ayarlandı. Kuzey Irak’ta, bizim kontrolümüzdeki bir
adreste buluşulacaktı. Buluşuldu. Önce sohbet faslı, bilahare
mevzuya gelindi, Türk tarafı rahatsızlığını dile getirdi, aşiret
liderleri sessizce dinledi. O sırada çay servisi yapılıyordu.
Garsonlar, tabii ki aslında garson değildi. Çaylar içildi. Çay
bardakları garsonlar(!) tarafından toplandı, mutfağa götürüldü, o
bardağı kim kullandıysa onun ismiyle etiketlendi, kolilendi,
Ankara’ya getirildi. Üç sene evvel Guam’a götürülenlerin parmak
izleriyle eşleştirildi. Evet… PKK’ya açık destek veren 17 aşiret
lideri, Guamerge’ydi!