Yılmaz Özdil'den İmamoğlu'na eleştiri: "Belediyenin otobüsünde vatandaş yok!"
Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz turunda gündem olan otobüs fotoğrafıyla ilgili dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Ramazan Bayramı’nda çıktığı Karadeniz turunun yankıları sürüyor.
İmamoğlu’nun otobüsünde Nagehan Alçı’nın yer alması tepkilere neden oldu. İBB Başkanı, Nagehan Alçı eleştirileri için önce “Vız gelir, tırıs gider” açıklamasını yapmış; gelen tepkilerin ardından bu sözü için özür dilemişti.
Son olarak Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, İmamoğlu’nun Karadeniz turunda tartışmalara neden olan otobüs fotoğrafını köşesine taşıdı.
Özdil, “Belediye otobüsü” başlıklı yazısında “Meslekte 40 senem oldu. 40 senedir sadece vatandaşın çıkarları için yazarım. Ama sanırım yanlış öğrenişiz. Çünkü bakıyoruz şimdi belediye otobüsüne…
Balyoz sanıklarının eşleri maarif takvimine soyunsun diyenler” orada diyerek isim vermeden İmamoğlu’na eleştirilerde bulundu.
Yılmaz Özdil’in yazısının tamamı şöyle;
Mesleğe başladığım haftaydı, henüz 17 yaşındayım, bacaklarım titreye titreye yazıişlerinde olup bitenleri gözlemlemeye çalışıyordum, rahmetli babamın da yakın arkadaşı olan efsane bir gazeteci büyüğüm “oğlum” dedi, “gel seni bir yere götüreceğim…”
Çıktık gazeteden, havadan sudan sohbet ederek durağa kadar yürüdük, belediye otobüsüne bindik, düşünüyorum, acaba beni nereye götürüyor, etrafı seyrederek sessiz sessiz oturuyorum.
“Bak oğlum” dedi, parmağıyla işaret ederek… “Şu şoför arkadaşın hemen arkasında oturan kişiyi tanıyor musun?”
Baktım merakla, belli ki mutlaka tanımam gereken biri ama, tanımıyorum iyi mi, çıkaramadım ağabey dedim.
“İyi tanı oğlum” dedi.
“O vatandaştır!”
“Sadece onun için yaz.”
Böyle öğrendik.
Meslekte 40 senem doldu, 40 senedir sadece “o vatandaş”ın çıkarları için yazarım.
Ama sanırım yanlış öğrenmişiz
Çünkü, bakıyoruz şimdi belediyenin otobüsüne…
Balyoz sanıklarının eşleri maarif takvimine soyunsun diyenler orada
Yarbay Ali Tatar canına kıyarken, Kaşif Kozinoğlu hapiste öldürülürken, Kozmik Oda soyulurken alkışlayanlar orada.
Ergenekon iftiralarını gerçekmiş gibi yazanlar orada.
Profesör Türkan Saylan’ın evi basılırken, Yargıtay onursal başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun evi basılırken, kumpasların tetikçiliğini yapanlar… Ve sonra, rutubet gibi bağımsız medyaya sızarak, bunları unuttuğumuzu zanneden mutantlar orada.
Profesör Mehmet Haberal, Profesör Erol Manisalı, Profesör Fatih Hilmlioğlu gibi, varlığıyla onur duyduğumuz biliminsanları “beton tabut”lara tıkılırken, Akp’nin adalet bakanıyla birlikte Silivri cezaevine “turistik tur” düzenleyip, hiç utanmadan, Silivri cezaevinin adeta tatil köyü gibi olduğunu yazanlar orada.
Atatürk’e diktatör diyenler orada.
Benim Atatürk diye atam filan yok diyenler orada.
Hiçbir zaman Atatürkçi olmadım diyenler orada.
Hukuku imha eden “yetmez ama evet”çiler orada.
Pkk açılımının şakşakçıları orada.
“Milletin orasına koyacağını” söyleyen yandaş müteaahite güzellemeler yapanlar orada.
Ekmelettin İhsanoğlu’nun basın danışmanları orada.
Mustafa Kemal ve Kuvayi Milliye hakkında idam fetvası veren şeyhülislam Mustafa Sabri’nin ayağının dibinde yatan adamın oğlunu, Chp adayı olarak, Atatürkçü diye bu millete kakalayanlar orada.
Tayyip Erdoğan’ın peygamber soyundan geldiğini, kan bağı olmadığını ama peygamber karakterine sahip olduğunu yazanlar orada.
Tayyip Erdoğan’ın basın danışmanıyken namuslu gazetecilere akredite uygulayanlar, yasaklayanlar orada.
15 yaşındaki Berkin Elvan kafasından biber gazı kapsülüyle vurularak öldürülürken, Ali İsmail dövüle dövüle öldürülürken, Ethem suratına tabancayla ateş edililerek öldürülürken, bu katledilen çocukları bile suçlu gösterebilmek için “başörtülü bacı”ya saldırıldığını iddia edenler, Gezi direnişine katılanların sırf başörtülü olduğu için kadıncağızın başörtüsüne işediklerini, cinsel organlarını başörtüsüne sürttüklerini söyleyenler, altı aylık bebeğini yaraladıklarını söyleyenler, Kabataş yalancılara orada.
Levent Kırca’yı, Tarık Akan’ı, Müjdat Gezen’i, Fazıl Say’ı “darbeci, militarist, islamafobik” gibi iftiralarla linç edenler orada.
Hepsi oradan.
Ama gördüğüm kadarıyla vatandaş yok, belediyenin otobüsünde.