Yılmaz Özdil'den güne damga vuracak bomba yazı: Lafı hiç eğip bükmeyelim... Allahsız bunlar, Allahsız!
Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, 'camileri genelev yaptılar' çirkin iftirasının bağlantılarını kaleme aldı.
Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, "1924 yılında camiler
kapatıldı, Çanakkale ve Bursa'da genelev olarak kullanılan camiler
var" sözlerinin arkasını araştırdı. Çok önemli
bağlantıları köşesinde bir araya getiren Yılmaz Özdil,
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ilahiyat fakültesi
öğretim üyesi Abdullah Akın'ın ortaya attığı bu çirkin
iftiranın kaynağının fesli Kadir olarak bilinen Kadir
Mısıroğlu olduğunu yazdı.
Özdil Mısıroğlu'nun bu zırvaları gündeme getirdiği derginin AK
Parti himayesinde yeniden basıldığını da yazıp çağrıda bulundu.
Özdil, "Sebilürreşad dergisinin arşivi komple elinizde olduğuna
göre, cilt cilt bastırdığınıza göre, "İsmet İnönü döneminde
Çanakkale'de kerhane yapılan caminin fotoğrafı’nı gösterebilir
misiniz?" diye yazdı.
Özdil ayrıca hala öğretim üyesi olan Abdullah Akın'ın kitaplarının
da ENSAR Vakfı tarafından basıldığını belirtti.
Özdil'in "Atatürk döneminde genelev yapılan camiler var
öyle mi?" başlıklı yazısı şöyle;
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ilahiyat fakültesi öğretim
üyesi Abdullah Akın diye bir herif, üniversitenin televizyon
kanalına çıktı, “1924 yılında camiler kapatıldı, Çanakkale ve
Bursa'da genelev olarak kullanılan camiler var” dedi.
*
Çanakkale ve Bursa'da bu genelevlerin adresini bilen var mı?
*
Çanakkale ve Bursa'da camiler genelev yapılsa, hem de Atatürk
tarafından yapılsa, bunun gizli kalması, duyulmaması mümkün mü?
*
Genelev olarak kullanılan camileri sadece bu ilahiyatçı herif
bildiğine göre, insan merak ediyor haliyle… Bu sapıkça yalanın
kaynağı ne?
*
Eminim hiç şaşırmayacaksınız…Bu sapıkça yalanın kaynağı, kafasında
fesle dolaşan tımarhanelik Kadir Mısıroğlu!
*
2012 yılında Akp yandaşı televizyon kanalında “tarih sohbetleri”
programına katıldı, tarihte ilk kez o gün, “İsmet paşa döneminde,
Çanakkale'de bir cami kerhane yapılmıştır, Sebilürreşad
koleksiyonuna baksınlar, fotoğrafı var” dedi.
*
Yani, adıyla sanıyla “belgeli kaynak” gösterdi.
“Fotoğrafı var” dedi.
*
Sebilürreşad, haftalık bir dergiydi… 1908'de Mehmet Akif Ersoy'un
kuruculuğunda “Sırat-ı Müstakim” adıyla çıkarıldı. 1912'de adını
değiştirdi, “Sebilürreşad” oldu. 1966'da kapandı.
*
Ama… 2016'da tekrar açıldı. Akp himayesinde açıldı. Yayın hayatına
başlaması nedeniyle TBMM Kültür Evi'nde etkinlik düzenlendi.
TBMM'de milletvekili odalarına dağıtıldı. Hatta, asrın liderimiz bu
dergiye makale bile yazdı.
Ayrıca… Akp'li Bağcılar belediyesi, Sebilürreşad dergisinin Mehmet
Akif Ersoy dönemindeki eski sayılarını, günümüz Türkçesiyle
kitaplaştırdı, sayı sayı, cilt cilt, eksiksiz bastırdı.
*
E şimdi buradan Akp'ye açık çağrı yapıyorum…
Sebilürreşad dergisinin arşivi komple elinizde olduğuna göre, cilt
cilt bastırdığınıza göre, “İsmet İnönü döneminde Çanakkale'de
kerhane yapılan caminin fotoğrafı”nı gösterebilir misiniz?
*
O fotoğraf var olsaydı, bu sapıkça yalan gerçek olsaydı, bugüne
kadar onbinlerce defa miting kürsüsünden göstermezler miydi?
*
Bitmedi…
*
Tımarhanelik fesli “İsmet paşa döneminde Çanakkale'de bir cami
kerhane yapıldı” yalanını söylemişti.
Gel gör ki…
Onsekiz Mart Üniversitesi ilahiyat fakültesi öğretim üyesi olan
herif, bu yalanı daha da ilerletiyor.
Hem “Atatürk döneminde yapıldığını” söylüyor, hem de “sadece
Çanakkale'de yapılmadığını, Bursa'da da yapıldığını” söylüyor.
*
Bu ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı, milli eğitim bakanı, diyanet
işleri başkanı, YÖK başkanı, Onsekiz Mart Üniversitesi rektörü,
Akp'li Bursa büyükşehir belediye başkanı, Akp'li Bursa valisi,
Bursa'da Atatürk tarafından kerhane yapılan camiyi gösterebilir
mi?
*
Devlet kerhane yapılan caminin yerini bilmiyorsa, o devlete devlet
denir mi?
Yok eğer böyle bir kerhane yoksa, bu sapıkça yalana sessiz kalan
devlete devlet denir mi?
*
Bitmedi…
*
En önemlisi…
*
“1924 yılında camiler kapatıldı, Çanakkale ve Bursa'da genelev
olarak kullanılan camiler var” diyen ilahiyat fakültesi öğretim
üyesi Abdullah Akın'ın yayınlanmış bir kitabı bulunuyor.
“Cumhuriyet Dönemi Din Eğitimi 1920-1950” adıyla basıldı.
*
Bu kitabı hangi yayınevi bastı biliyor musunuz?
Ensar Neşriyat!
*
Ensar Vakfı'nın yayınevi!
*
Ensar Vakfı'nın yurdunda 10 yaşındaki gariban oğlan çocuklarına
yıllarca tecavüz edilmesine gıkını çıkarmayacaksın, üstünü örtmeye
çalışacaksın, sonra da utanmadan ilahiyatçı akademisyen ayaklarıyla
televizyona çıkıp “1924 yılında camiler kapatıldı, Çanakkale ve
Bursa'da genelev olarak kullanılan camiler var” diyeceksin öyle
mi?
*
Lafı hiç eğip bükmeyelim…
Allahsız bunlar, Allahsız.