YILMAZ ÖZDİL: LAFI POPOSUNDAN ANLADIĞIN ZAMAN, KIYMETİ YOK!
Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil seçim sonuçlarına dair ne diyecek diye merak konusu olmuştu. Bugün köşesinde yaptığı seçim tahlili CHP'lileri çok kızdıracak.
İşte Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil'in seçim analizi yazısı:
Benden söylemesi (final)
“Benden söylemesi” demiştik.
Sıra geldi “e söyledik size”ye...
*
AKP’nin 2002’den beri yaptığı en vahim taktik hata, Habur’du. Belki tasarlayarak, belki mecburen ama, vahim hataydı. Subayların içeri tıkıldığı dönemde, PKK’lıların resmi üniformalarıyla Kandil’den inip, adeta kırmızı halıyla karşılanması... AKP’ye oy verenlerin zihninde “ilk kez” tereddütler yaratıyor, “tufaya mı geliyoruz” endişesi hâkim oluyordu.
*
Seçim sonuçlarını noktasıyla virgülüyle bilen Adil Gür, dün açıkladı... Habur’dan sonra, AKP erimiş, yüzde 32’ye inmişti. Buna mukabil, CHP aniden 28’e, MHP 18’e fırlamıştı.
*
Bir ay sonra... A-aaa?
*
Kılıçdaroğlu durup dururken “Dersim krizi” çıkardı. Kendi yöneticisi Onur Öymen’i kameralar önünde infaz etti. Toplum nazarında “soykırımcı” durumuna düşürüp, derhal istifaya çağırdı. O güne kadar sanki suçmuş gibi Kılıçdaroğlu’nun Alevi ve Kürt olduğunu yazan tetikçiler, ayakta alkışladı.
*
Şak... Kaset patladı.
*
Basın’ç uygulandı.
*
CHP’nin yedi sülalesine dümdüz giden borazanlar, CHP’ye akıl vermeye başladı. Oyların çığ gibi yuvarlanacağını, sandıklara sığmayacağını, tek başına iktidar olacağını yazdılar. Faili meçhul anketler ekranlarda parlatıldı, “şu anda bile yüzde 35’e ulaştı, bu gidişle yüzde 45’i rahat rahat bulur” denildi. CHP’liler yedi. Hep birlikte 10’uncu Yıl Marşı söylendi.
*
“Aman ha kardeş, benden söylemesi” dedim. Vay sen misin... “Baykal’ın köpeğisin” diyen zarif mesajlar aldım. İnternet hadi neyse de, suratıma tükürülmesi için cep telefonumun numarası dağıtıldı, hakikaten ayıptı. Basına özgürlükten bahseden CHP örgütlerinde yazılarım yasaklandı. Kafası kurcalanan Atatürkçü gençlere “cemaatin örtülü ajanı” olduğum söylendi. Hatta şöhretli bi CHP’li AKP’den para aldığımı iddia etti.
Ki, adını yazsam şoke olursunuz.
*
Bilahare...
Eski genel başkanı satıp, yeni genel başkanı omuzlara alanlar, boş şişe gibi kapının önüne konuldu. CHP’nin üyesi bile olmamış tipler, paraşütle indirildi, CHP’de genel başkan yardımcısı yapıldı.
*
Boş şişeler utanmadan arıyor, arkamdan savurdukları küfürler için “özür” diliyorlardı. Canınız sağ olsun filan diyerek, eşşeği Niğde’ye doğru sürmelerini tavsiye ettim.
*
Ve, seçim dönemi geldi...
Ne özerklik kaldı, ne anadilde eğitim, askerlik yapmıycaz dedi, açılımın feriştahını yaptı, Anayasa’daki Türk kelimesini bile silmeyi vaat etti “yeni” CHP.
*
“Süpersin” dediler.
*
Başbakan’ın bırak gülümsemeyi, gülmekten yerlere yattığını tahmin ediyorum... Bi anda dümeni kırdı. Milliyetçi oldu. Hazır MHP’de de kasetler servis edilmişken... Bayrak dedi, şehit aileleri dedi, “Apo’yu asardım” bile dedi. Habur unutuldu. “Yeni CHP” sayesinde.
*
Aslında çok matraktır...
Ha bire konuşan Bülent Arınç yanlışlıkla ağzından kaçırdı, “Bunlar ne yapıyor böyle, CHP’nin kurumsal kimliğiyle oynuyorlar” dedi... Gene uyanan olmadı.
*
Netice?
Ampul, avize oldu.
*
Testi kırılmadan önce, okurları küstürüp, kariyerimizi riske atma pahasına, “benden söylemesi” dediğimiz için müsterihiz. Ancak, doğruları konuşmak için, en az iki kişi gerekir, biri doğru söyleyen, biri doğru anlayan... Lafı poposundan anladığın zaman, kıymeti yok.