YILMAZ ÖZDİL BAŞBAKAN ERDOĞAN'I ÖCALAN'A AF İLE VURDU; DEDİ-KODU!
Yılmaz Özdil sorulduğunda reddettiği konuları Demokratikleşme Paketine koyan Başbakan Erdoğan'ı yazdı.
Yılmaz Özdil Başbakan’ı yine kızdıracak. Özdil bugünkü köşesinde
Başbakan Erdoğan’ın çeşitli konularda önce olmaz deyip sonra
dediğinin aksine yaptıklarını sıraladı. Sonunda da bakın lafı
nereye getirdi?
İşte Özdil’in bugünkü köşe yazısı...
"Terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, hiçbir zaman da
oturmayacağız, biz buyuz.Bunlarla görüştüğümüzü söyleyenler, bu
alçakça iftirada bulunanlar şerefsizdir” dedi mi? Dedi. Sonrası
malum.
*
TBMM tutanaklarında yazıyor, “benim milletimin dili tektir, o resmi
dil Türkçedir” dedi mi? Dedi. Sonra ne dedi? “Ben ne tek dil dedim,
ne tek din dedim, hiçbir yerde böyle bir ifadem yok, bunlar yalan
makinesi” dedi.
*
“NATO’nun ne işi var Libya’da? Böyle saçmalık olabilir mi yahu?
Türkiye olarak biz bunun karşısındayız, böyle bir şey konuşulamaz,
böyle bir şey düşünülemez” dedi mi? Dedi. Sonra ne dedi? AKP’nin
resmi internet sitesinde yazıyor, “NATO, Libya’nın Libyalılara ait
olduğunu tespit ve tescil için oraya gitmelidir” dedi.
*
“NATO’dan Patriot talebimiz olmadı, iddialar tamamen asılsız,
savunma icra konseyinin başkanı benim, karar verici biziz, benim
bundan haberimin olması lazım, benim böyle bir şeyden haberim yok,
herhalde sağır duymaz uydurur cinsinden bir haber” dedi mi? Dedi.
Sonra ne dedi? “Türkiye NATO toprağıdır. Patriotlar Adana,
Gaziantep, Kahramanmaraş’a yerleştirilecek” dedi.
*
Malatya Kürecik’teki füze kalkanının komutası için ne dedi? “Komuta
kesinlikle bize verilmeli, aksi takdirde böyle bir şeyin kabulü
mümkün değil” dedi. Sonra ne dedi? “Buranın komuta sisteminin
tamamıyla NATO’da olması gerektiğini söyledik” dedi.
*
“Biz, geniş Ortadoğu projesinin eşbaşkanlarından bir tanesiyiz”
dedi mi? Dedi. “Şu anda Amerika’nın da düşündüğü Büyük Ortadoğu
Projesi var ya, genişletilmiş Ortadoğu projesi, yani bu proje
içerisinde Diyarbakır yıldız olabilir” dedi mi? Dedi. Sonra ne
dedi? “Ellerine bir kâğıt almışlar dolaşıyorlar, Amerika’nın
projesidir diyorlar, bunu ispat edemezlerse alçaktırlar,
namussuzdurlar” dedi.
*
“Kardeşim Esad” dedi mi? Dedi. Sonra “Diktatör Esed” dedi mi? Onu
da dedi.
Miting kürsüsünden “içerde sanal tehditler, dışarda düşman
ürettiler, milleti korkuttular, Türkiye’nin üç tarafı denizle, dört
tarafı düşmanla çevrili dediler, biz ne yaptık, bu anlayışı yıktık,
Esad kardeşimle oturduk, iki dost, iki kardeş olduk” dedi mi? Dedi.
Sonra, Suriye’ye asker göndermek için tezkere çıkardı mı? Çıkardı.
Ne dedi o tezkerenin gerekçesinde? “Suriye giderek artan bir tehdit
oluşturmaktadır, ülkemiz bu tehdidi her geçen gün biraz daha fazla
ve yakından hissetmektedir” dedi.
*
BDP milletvekilleri hakkında ne dedi? “Silahlanmaya,
ayaklanmaya çağırmak, TBMM çatısı altında olanlara yakışmaz,
dokunulmazlık zırhına bürünen bu zevatla ilgili kararımızı,
dokunulmazlıklarını kaldırmak suretiyle vereceğiz, ondan sonrası
yargıya aittir” dedi. Sonra ne dedi? “BDP milletvekilleri niyetleri
ne olursa olsun, bu ülkenin seçilmiş milletvekilleridir, saygı
duymak zorundasın” dedi.
*
Bedelli askerlik için “parası olan var, olmayan var, parası olan
bastıracak parayı, askerlikten kurtulacak, parası olmayan askerlik
yapacak, ben şahsen Tayyip Erdoğan olarak böyle bir sorumluluğun
altına girmem, referandum yaparım, çünkü biz yola çıkarken
kimsesizlerin kimi olarak çıktık, sessiz yığınların sesi olarak
çıktık” dedi mi? Dedi. Sonra ne dedi? “Bedeli 30 bin lira”
dedi.
*
Gazetecilerle sohbet ederken, “seçim barajının düşürülmesi
ekonomiyi tehdit eder, arkadaşlar biz ülkemizin ekonomik yapısını
tehdit altına sokmak istemiyoruz” dedi mi? Dedi. Akil adamları
Dolmabahçe’de toplayıp, kesin bir dille reddederek “seçim barajı
düşmeyecek, böyle bir çalışma söz konusu değil” dedi mi? Dedi.
Şimdi ne dedi? “Üç farklı alternatifi tartışmaya açıyoruz, yüzde 10
barajla devam edebiliriz, barajı yüzde 5’e çekebiliriz, barajı
tamamen kaldırabiliriz” dedi.
*
Daha geçen ay, bizim gazetenin Ankara temsilcisi “demokratikleşme
paketinde anadilde eğitimin önü açılıyor mu?” diye sorunca, “hayır,
yok, özel okullarda da yok, neyi getirir götürür kimse düşünmüyor,
biz ülkemizi bölecek konular üzerinde adım atamayız, güzelim
ülkemize yazık edersiniz, anadilde eğitimin önünü açarsanız, resmi
dili zedelersiniz” dedi mi? Dedi. Şimdi ne dedi? “Özel okullarda
farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açıyoruz, özel kurs imkânı
getirmiştik, seçmeli ders olarak öğretilmesinin önünü açmıştık,
şimdi de özel okullarda mümkün hale getiriyoruz” dedi.
*
Sıradaki?
*
“Apo’ya af çıkacak mı” diye sorulunca, “asla böyle bir şey söz
konusu değil, asla genel af yok, olmayacak” dedi.
*
E yalanladığına göre...
Dedi’kodu demek ki!
Yılmaz Özdil/Hürriyet