15 Ağu 2006 08:56
Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46
YILMAZ ERDOĞAN'IN EVLİLİĞİNİN KODLARI NE? O BİR AŞK EVLİLİĞİ DEĞİL Mİ?
Tam da meşhur mektubuyla gündemde olduğu bir dönemde, Şeyh Said'in soyundan gelen Belçim Bilgin'le evlenmesi tesadüf olabilir mi acaba? diyor Oray Eğin.
Yılmaz Erdoğan'ın evliliğinin kodları
Yılmaz Erdoğan'ın ani evliliği şaşırtıcı. Ama şaşırtıcı olduğu kadar da Erdoğan'ı anlamak açısından önemli. Onun ne kadar planlı, adımlarının nasıl organize olduğunu çözenler için ilginç bir zamanlama. Tam da meşhur mektubuyla gündemde olduğu bir dönemde, Şeyh Said'in soyundan gelen Belçim Bilgin'le evlenmesi tesadüf olabilir mi acaba?
Açıkçası, 'Evlilik haberlerinin mektubu gölgelememesini' isterken samimi olduğuna inanmak zor. Zira Yılmaz Erdoğan, hatta belki de daha geniş anlamıyla Erdoğan ailesi yaptıkları pek çok şeyle samimiyet kredilerini çoktan tükettiler gibi geliyor. Özgür Gündem'in eski Ankara temsilcisi Mustafa Erdoğan'ın geçirdiği evreleri düşünün.
Bizleri mi, yoksa kendilerini mi kandırdıklarını düşünüyorlar, açıkçası merak ediyorum: Böyle bir evlilik nasıl mektubu gölgelemez ki? Ortada belki de mektuptan daha önemli bir ideolojik çatışma var. Yılmaz Erdoğan'ın temel çelişkisi kısacası: Feodaliteyle burjuva kültürünü karşı karşıya...
Aynı zamanda Yılmaz Erdoğan'ın aydın olmaya ne kadar uzak olduğunun da kanıtı...
Elbette evleneceği kadın için 'Elbette yatmam lazım önce, yine de benim kadınımın sırtı çok da fazla yere gelmemelidir' demek de bir aydın tavrı değil. Ama sonunda kendisini feodaliteye teslim etmesi, bunca yıla rağmen feodaliteyi aşamamış olması da düşündürücü.
Yılmaz Erdoğan'ın ilişki haritasını hatırlayalım: Önce ünlü gazeteci Elif Dağdeviren'le aşk yaşayıp Beyaz Türkler arasında kabul gördü. Daha sonra Ahmet Altan'ın kızıyla entelektüel dünyanın sularında dolaştı. Sinem Güven ve Deniz Akkaya gibi isimlerle mankenler arasında yer aldı. Ama bugün hiçbirinin ona yetmediğini görüyoruz.
ŞEYH SAİD'E TORUN VERECEK Mİ?
Ne Beyaz Türkler, ne Beyaz Müslümanlar, ne de sosyete, hatta magazin dünyası... Yetmedi işte, onun sadece feodalite tatmin ediyor anlaşılan.
Yılmaz Erdoğan içinden çıktığı feodal toplum bir türlü aşamamış belli ki. Ve bütün yaşadığı aşklardan sonra ona en çok anlam ifade eden de Şeyh Said'in soyundan çocuk sahibi olma ihtimali. Dilerseniz iddiaya girelim, bir sene içinde çocukları olacak mı olmayacak mı...
Çünkü bu paye onun için öylesine anlamlı ki... Şeyh Said'e torun vermek, onun bugüne kadar yaptığı bütün işlerinin, bütün adımlarının ötesinde bir önem taşıyor Yılmaz Erdoğan için. Aşireti aşamamak da denebilir buna.
Zaten kendi kurduğu BKM'yi bile bir aşirete çevirmeyi başarmıştı, şimdi özel hayatında da aşiret hayatını meşrulaştırır, aşirete hizmet eder bir hali var. Sezen Aksu da feodaliteye hizmet etti şahitliğiyle, bunu da unutmayalım.
Ve lütfen Yılmaz Erdoğan bu evliliğin altmetninin okunamayacağını zannetmesin.
Not: Bugün büyük ihtimalle Muhsin Kızılkaya bu yazıyı okuyup ya beni ya da arkadaşlarımı arayıp bağırıp çağıracaktır. Kendisine şunu hatırlatmak isterim: Bir zamanlar entelijansiya içinde adı olan, Kürt aydını olarak anılan adı şimdi sadece bir BKM çalışanı olarak geçiyor. Geçmişin kredisini epey tüketti... O yüzden Muhsin, lütfen arama... Öyle bir saygınlığın kalmadı maalesef, bunu da Yılmaz Erdoğan'a borçlusun...
[email protected]
ORAY EĞİN-AKŞAMhttp://www.gbradw.com/ng