YILDIRIM TÜRKER'İN GAZETEDEN AYRILMASI EZGİ BAŞARAN'I İSYAN ETTİRDİ
Biz gazeteciler için çember giderek daralıyor. Herhalde bunu fark ettiniz. (Umarım fark ettiniz.)
İşte böyle Yıldırım'sız kalınacaktır
Yıldırım Türker’in artık Radikal’de yazmayacak olması ne manaya
geliyor biliyorsunuz.
Yıldırım kimdir biliyorsunuz. Biraz bu gazetenin ismidir.
16 yıllık emeğidir, halidir, tavrıdır.
Aslında Türkiye basını için kimdir, onu da biliyorsunuz.
İnsanlık onuru reçetesinde şart olan öfkenin, cesaretin, bakmanın,
görmenin, duymanın, duyurmanın adıdır. Basının hizasıdır. Her
savruluşumuzda çarpıp sersem gibi kendimize geldiğimiz o hiza.
Bugün basın bu hale geldiyse, sersemlemiyorsa bile… Elbette
Yıldırım da olmayacaktır. İşte böyle Yıldırım’sız kalınacaktır.
Biraz daha kurak.
Kimsenin suçu yok. Ve herkesin suçu var.
Benim. Onun. Şunun. Bütün gazetecilerin, genel yayın
yönetmenlerinin, patronların. Ve sizlerin de.
Bu oksijensiz atmosferi giderek kabulleniyorsunuz. Hep unutuyor,
hiç hatırlamıyorsunuz. En kıymetli haklarınızın üstünü çiğniyorlar,
size tali geliyor.
Sonra birgün uyanıyorsunuz, Orwellian bir dünyada cirit atan,
istikrarlı ekonominin boş bakan neferleri olmuşsunuz.
Böyle bir ‘mutluluk’ halinde, Yıldırım’ı zaten istemezsiniz. Mutlu
olmadığınızı hatırlatsın, gözünüze soksun, kuruyup çöpe dönmekte
olduğunuzu göstersin. Kim ister. Di mi.
Biz gazeteciler için çember giderek daralıyor. Herhalde bunu fark
ettiniz. (Umarım fark ettiniz.)
Ben bu bina üstüme çökene kadar dayanmaya karar verdim.
Biraz inadımdan, biraz gazeteciliğe saygımdan, biraz da
öfkemden.
Çünkü bu mesleğin binası medeniyetin, demokrasinin eseridir.
TOKİ’ninkilere benzemez, öyle kolay kolay da devredilemez.
Yıldırım’ı çok özlememiz, çok özleyip sersemlememiz umuduyla.
Sevgiler.
Ezgi BAŞARAN / RADİKAL