Yiğit Bulut'tan Özkök'ün yazısına bomba analiz: İçimizdeki yabancılar!
Star gazetesi yazarı Yiğit Bulut, Ertuğrul Özkök'ün "Türkiye’nin Tahrir’i neresi olacak"başlıklı yazısının analizini yaptı.
Bulut, yazıyı cümle cümle analiz attığı köşesinden Özkök için "içimizde bu adamlar “yerleşik” ve her olayda Devlet-Millet arasına girip kendilerine yazmak için bekliyorlar" dedi.
İşte Yiğit Bulut'un Özkök analizleri:
Hürriyet’in eski genel yayın yönetmeni Özkök’ün“Türkiye’nin Tahrir’i neresi olacak” başlıklı yazısını, Cuma akşamı televizyonda yapmayı denediği psikolojik harekat sonrası bir daha okudum… Aynı gazetede yazı yazan birinin “bu insanlara bu müstahaktır” açıklamasını yaptığı gün 5 sayfa arkada yazı yazan bu eski yönetmenin adımları, “neden, ne yapmaya çalışıyorlar” noktasında bu arkadaşları yeniden sorgulamama yol açtı…
Sevgili dostlar, ülke olarak, millet olarak acımız büyük, çok büyük… Ama bir de bize her alanda yeni acılar yaşatabilecek bir gerçeğimiz var; içimizde bu adamlar “yerleşik” ve her olayda Devlet-Millet arasına girip kendilerine yazmak için bekliyorlar… Lütfen bu gazetenin yazarının kullandığı ifadeyi not edin; “Bu insanlar bunu haketti”!
Bu noktada gelelim eski yazıya ve Hükümeti “halkı kamplara bölmekle” suçlayan bu arkadaşın düştüğü notlara göz atalım… Yazıyı üstün körü okuyanlar veya ilgisini çekmediği için bu köşeye hiç bakmayan her Türk vatandaşı, “411 el kaos’a kalktı” dizisini devamı olan bu “deneme”yi geri dönüp mutlaka görmeli ve “şifrelerle” yazılanların altında “ne denmek” istendiğini sorgulamalı…
Sevgili dostlar, yazının “başlık” olarak yazılan ilk satırından son satırına bazı cümleleri almak ve özellikle “iki parça yazılanları” bir bütünlük içinde karışık okuyarak, “yazılan” ile “söylenmek isteneni” birlikte aktarmak istiyorum…
Gelelim cümle cümle “yazılan-gizlenen” analizine…
1-Yazılan: “Türkiye’nin Tahrir’i neresi olacak”!
Bu cümlenin altında gizlenen: Türkiye’de de Mısır gibi yıllar süren-sürecek bir diktatoryal yapı var ve insanlarımız buna karşı meydanları doldurmalı!
2- Yazılan: “Beyaz Türkler ekonominin hala en büyük taşıyıcı gücü olmaya devam ediyor. Günü modasına ayak uyduran muhafazakar bir orta sınıf gelişiyor ama hala en büyük tüketici Beyaz Türkler”!
Bu cümlenin altında gizlenen: Siz iktidar olduğunuzu sanabilirsiniz ama bu ülkede en büyük rantı almaya hala “bizim gibiler” devam ediyor. Ülkeyi yönetseniz bile “ekonomik-finansal dinamiklere” hakim değilsiniz. Hala para “bizde” ve bizde olmaya da devam edecek.
3- Yazılan: “ilk büyük tepkiler imam hatip okullarında başlayacak. Tepkinin ilk Tahrir Meydanı oraları olacak. Oralardan binlerce Ahmet Hakan mezun olacak”.
Bu cümlenin altında gizlenen: Bu ifadeyi yukarıdaki ile birlikte okumak gerekli; siz ne kadar düzgün bir şekilde insanları eğitirseniz eğitin, “para hala bizde olduğu için” eldeki maddi imkanlarla biz onları rahat bırakmayacağız, paranın ve dünya nimetlerinin gücüyle yeni “Ahmet Hakan”lar devşireceğiz ve size karşı onları ortalığa salacağız. Öyle bir “kaos yaratacağız ki”; inançlı insanları meydanlara dökmeyi deneyeceğiz!
4- Yazılan: “Dindar nesil yetiştiremeyenler, ne yazık ki, azınlık da olsalar, iki tarafta da kindar bir nesil yetiştirmeyi başaracaklar”. Onların yaratığı bu sorunu ne yazık ki gelecek nesiller yüklenecek”.
Bu cümlenin altında gizlenen: Sizden öyle bir “intikam alacağız”, size öyle şeyler yapacağız ki; çocuklarınızdan bile hesap soracağız!
5- Yazılan: “Muhafazakarlar kendilerini artık bu ülkenin muktedir çoğunluğu ilan ettiler., ama medyada sanatta, ekonomide hala çoğunluk olamadılar”…
Bu cümlenin altında gizlenen: Ekonomi başta olmak üzere her alan hala bizim kontrolümüzde. Medyada “411 el kaos’a kalktı” dinamiği ve zihniyeti hala dimdik ayakta ve gününü bekliyor!
6- Yazılan: “Başkalarının ak’ı varsa, onların da beyaz’ı var”…
Bu cümlenin altında gizlenen: Bu ülkede “AK Parti’ye oy veren” yüzde 50’lerin üstündeki halk bizim için “başkalarıdır” ve biz Beyaz Türkler için öyle kalmaya devam edecekti !
7- Yazılan: “Ey baskıcı, empoze edici, zorlayıcı yeni devlet… Çekil aradan”!
Bu cümlenin altında gizlenen: Bu ülkede “baskıcı, zorba, diktatör” dinamiklerin hakim olduğu yeni bir devlet anlayışı oluşmaktadır. Buna karşı duralım, meydanları dolduralım ve sesimizi yükseltelim!
Sevgili dostlar, bugün bunları yazmak istemezdim ama YAZMAK ZORUNDAYIM! O program yapılıyorsa ve bir yazar “müstahaktır” diyebiliyorsa, bu milletin acısına saygı duyulmuyorsa; bu adamları deşifre etmek zorundayım!