YİĞİT BULUT İSİM VERMEDEN AYDIN DOĞAN'I TOPA TUTTU
Star yazarı Yiğit Bulut, Ahmet Hakan ve Hürriyet üzerinden eski patronu Aydın Doğan'ı yerden yere vurdu..
‘Yeni bir burjuvazi doğuyor’ yalanı
Birkaç gün önce bir gazetede büyük bir oyunun ilk adımlarına dair
birkaç kareyi gördük. İki aile seçilmiş, o insanların iyi
niyetlerinden yararlanılarak “sentez habercilik yapıyoruz”
görüntüsü altında psikolojik bir harekatın girişi ortaya
konmuştu... Amaç ne kadar “barış içinde yaşıyoruz” havası içine
saklanmış olsa bile, Türkiye’nin “sermaye yapısını” özellikle
“Bizans’ın” yani İstanbul surları içinde küresel sistemin türetmesi
sermayenin, 1946-2004 arası Anadolu’ya oynadığı oyunları
bilenler için, hedef çok açık, mesaj netti; Türkiye uyan, her şey
değişiyor!
Sevgili dostlar, bu ülkenin 1946-2004 arasındaki en büyük sorunu
“dışarıdan ekilen tohumlar” ile türeyen “burjuvanın”,
finans-ekonomi-üretim(montaj)-medya gibi ana alanlarda kontrolü
elinde tutması ve Anadolu kökenli sermaye halkalarını “bayilik”
sistemi tahakkümü ile kontrol etmesiydi. Daha açık yazayım;
“burjuva devrimi” montaj bantları üzerinde kurulurken, “dış
odakların” eski kalıplarını alarak onların taşeronu olanlar
“Anadolu sermayesini de kendi taşeronları” haline getirdiler. Bu
yapılanma içinde “İnönü mantığıyla idare edilen” bir bankadan kredi
alıp, Bizans sermayesinin montaj ürünlerinin “bayi uzantısı”
olanlar, hayatlarını “banka müdürünün” verdiği istihbarat-açtığı
hareket alanı ve üzerilerine binen borçlar içinde geçirdiler. Bu
döngüye eklenen “darbe-devalüasyon” kurgusu ve kontrol altında
tutulan medya ile “pompalanan krizler-darbeler”, bu ülkenin gerçek
insan dokusunun öne çıkmasına izin vermedi...
Yapı böyle olunca kurulan Hükümetler ve başa gelenler de ister
seçilmiş-ister atanmış olsun bu fabrikanın ürünüydüler. Geriye
dönüp düşünelim; hangi başbakan 2004 öncesi bu “bayi-banka-medya”
krallığına biat etmedi veya zorla ettirilmedi. Etmeyenler oldu,
onlar da 1960 darbesinde yaşandığı gibi “küresel planlar” eşliğinde
bertaraf edildiler. Bir not düşmek isterim; Menderes’in asılmasının
en önemli sebebi İş Bankası’nı Ruslara satmak için bir çalışma
yaptırması ve Temmuz ayında bu satış için Moskova’da görüşme
randevuları olmasıydı... Ne oldu? Banka-Bayi-Medya dinamiği
varlığını korumak ve küresel düzenin menfaatlerini savunmak adına
gerekli kışkırtmaları yaparak ülkenin kaderiyle oynadı...
Sonuç: 1946 yılında başlayan “küresel-yerel ele
geçirme-işgal”, 2001 krizi ile Türkiye’yi tam olarak teslim
alırken, bu yapıyı kurgulayanların kafasında şu vardı; artık tam
olarak kontrolümüz altında! Bu yolda Ecevit’in hastanede “esir
edilmesinden” Derviş’in parti kurmasına kadar birçok alt dinamik
zorlandı. Ama hesaba katmadıkları bir ana gerçek vardı; Türk Halkı!
Bugün o gazetelerde gördüğünüz ve altına “yeni burjuva”
manşetlerini attıran amaç da işte 2004 sonrası yarım kalan-bozulan
bu büyük planın devamı! Türkiye’nin 2004 sonrası kontrolünü
kaybeden “Küresel yapının montaj türetmesi Bizans sermayesi ve
medyası”, şimdi yeniden nasıl “bölerim, korkuturum, kontrolü ele
alırım” derdinde!
Son söz: Son dönemde belli medya yapılanmaları
tarafından pompalanan, yerleştirmeye çalışılan “Türkiye’de sermaye
dokusu değişiyor” korkusuna bir de bu pencereden bakın, çok farklı,
korkunç hatta geçmişe dönük “kabul edilemeyecek” detaylar
göreceksiniz!
Yiğit Bulut / STAR GAZETESİ