Yeniçağ gazetesinden Hürriyet'e destek!
Yeniçağ gazetesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hedefinde olan Hürriyet gazetesine sahip çıktı.
Yeniçağ’ın birinci sayfasında yayımlanan “Haksızlığa susulmaz!” başlıklı yazıda “Siyasi mücadelenin yeri, siyasi kurumlar aracılığıyla siyaset meydanı olmalı. ‘Milletin müşterek sesi’ olan basın, siyasi çekişmelerin dışında tutulmalıdır” denildi.
Hürriyet gazetesi, Mısır'ın devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında idam kararı ile birinci sayfadan verdiği haberinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedefi haline gelmişti.
İşte Yeniçağ gazetesi’nin Hürriyet ve Doğan Grubu’na destek çıktığı o yazısı:
Basın hürdür, sansür edilemez!.. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 28. maddesinde yapılan bu tanım, kamuoyunu aydınlatma görevini yapan basın mensuplarının en büyük teminatıdır. Uluslararası kuruluşlar, sivil toplum örgütleri de “düşünce ve ifade özgürlüğü” çerçevesinde teminat altına alınan “halkın haber alma hakkı”nın hiçbir şekilde kısıtlanamayacağı, engellenemeyeceği, siyasi ve başka emeller amacıyla, bu görevi ifa edenlere karşı tehdit, şantaj, baskı yapılamayacağını kayda geçirmiştir.
Konu bu kadar açık ve net iken, siyasi erki elinde bulunduran iktidarın, Doğan Medya Grubu’nu attığı manşetten, yazdıkları haber ve köşe yazılarından dolayı adeta “hasım” belleyerek seçim meydanlarında linçe tabi tutması, kanunları zorlayarak sıkıştırması, yasalarla teminat altına alınmış basın ve ifade özgürlüğüne açık bir saldırıdır. Bugün Doğan Medya Grubu’nun karşı karşıya kaldığı “susturma” operasyonuna kayıtsız kalmak, yarın siyasi erkin değişmesi halinde başka bir yayın kuruluşuna yapılacak saldırıya da zemin hazırlayacaktır. Her seçim öncesi, taraftarlarını kenetlemek, oy kaymasını önlemek ve mağduriyet üzerinden oy devşirmek için “düşman yaratma ve onunla savaşma” pratiğini geliştiren iktidarın, muhalefetle birlikte basını da cephe muharebesine dahil etmeye çalışmasını kınıyoruz.
BÜTÜN KURUM VE KİŞİLERİN BAŞVURACAĞI EN HAKİKİ YOL
Siyasi mücadelenin yeri, siyasi kurumlar aracılığıyla siyaset meydanı olmalı. “Milletin müşterek sesi” olan basın, siyasi çekişmelerin dışında tutulmalıdır.
Yayın hayatımıza başladığımız günden bu yana basın ahlakı ve evrensel değerlerini savunduk. Farklı yayın çizgisinde olmamız, Doğan Medya Grubu’na yapılan açık saldırıya sessiz kalmamızı ve görmezden gelmemizi gerektirmez.
Haksızlığa uğradığını düşünen, bu konuda mağdur olduğunu ileri süren başta siyaset olmak üzere bütün kurum ve kişilerin başvuracağı en hakiki yol ise yine basın özgürlüğüne sığınmaktır.
Nitekim, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, çeşitli vesilelerle yaptığı konuşmalarda, basın özgürlüğüne verdiği önemi şöyle anlatmıştır:
Millî egemenlik esasına dayalı temsili bir hükümette, kamuoyu büyük bir rol oynar. Basın ve toplantı hürriyeti olmadan ve topluma ait işler hakkında geniş bir tenkit sahası bırakılmadan kamuoyu vazifesini yapamaz. Kamuoyunun tenkit hürriyeti, başlıca çok sayıdaki yayınlar ile olur. Yayınlar yolsuzluklara engel olur ve hükümet organlarını vazifelerini doğru yapmaya mecbur eder. Yayın en etkin kontrol vasıtalarındandır. Gazeteciler Türkiye dahilinde milletin fikrini aydınlatma ve kamuoyunu açık bir şekilde oluşturma çalışmalarında tamamen serbest olmalıdırlar.