Yeni Yüzyıl Gazetesi kapatıldı! İşte gazetenin son manşeti!
Av. Mansur Topçuoğlu'nun kurucusu olduğu Yeni Yüzyıl gazetesi yazılı basına veda etti.
İsim hakkını Okay Gönensin'den alarak 5 Kasım 2015'te "Türkiye
Hepimizin" sloganıyla yayın hayatına başlayan Yeni Yüzyıl gazetesi
kâğıt baskıya veda etti. Yayın hayatını dijitalde sürdürme kararı
alan gazete, son kağıt baskısında "Bu bir veda değil, bir
Fatiha'dır" başlığıyla çıktı. Gazetenin sürmanşetinde yönetimine
kayyum atanan Haliç Üniversitesi'nin de Mütevelli Heyeti Başkanı da
olan Yeni Yüzyıl'ın sahibi Mansur Topçuoğlu'nun "Elhamdülillah
'bireysel bir Müslüman' olarak ikinci 28 Şubat'ı yaşadım" sözlerine
yer verildi.
Topçuoğlu, şunları söyledi:
"AK Parti sosyolojisi içerisinde yer alan, AK Parti’nin doğrularını
destekleyen bireysel bir Müslümanım. Sosyolojik olarak Arap kökenli
bir Mardinliyim. Diyarbakır’da doğdum. Kürt kültürüyle büyüdüm. Laz
kızıyla evliyim. İstanbul’da Türk kültürüyle yaşayan bir Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşıyım.
Politik olarak Müslüman demokratım. Adaletli, hakkaniyetli,
demokratik, çoğulcu, katılımcı, farklılıklara saygılı, özgürlükçü,
kimliğinden ya da inancından dolayı yaşam tarzından taviz vermek
zorunda kalmayan, kimliğini ve inancını açıkça ifade edebilen,
birlikte yaşayabilen bir Türkiye hayaliyle bu gazeteyi çıkardım.
Çünkü, Türkiye’nin herkese eşit mesafede durabilen, doğruya doğru,
yanlışa yanlış diyebilen, hukukun temel ilkelerine bağlı, evrensel
gazetecilik ilkelerine ve ifade özgürlüğüne saygılı, toplumun her
kesimini kucaklayan bir gazeteye ihtiyacı olduğuna inandım.
Bu nedenle 5 Kasım 2015 günü ‘Türkiye Hepimizindir’ diyerek
sizlerle buluştuk. Okurlarımızdan gelen pozitif telkinler, bize
doğru yolda olduğumuzu gösterdi. Şimdi hayal ettiğimiz bu
Türkiye’yi kurmak için birlik olmanın zamanı."
YÖK'e cevap
Gazetenin birinci sayfasında, YÖK'ün Haliç Üniversitesi'ne el
koymasına dört maddede cevap verildi, "üniversitenin kötü yönetim
nedeniyle risk faktörleri taşıdığı" iddiaları soyut olarak
nitelendirildi:
1- YÖK, hukuksuz gasp için “kötü yönetim nedeniyle çeşitli risk
faktörleri taşıdığı” gerekçesine sarılıyor.
Bu iddia tamamen soyut. Haliç Üniversitesi hakkında bu yönde
herhangi bir mahkeme kararı bulunmuyor.
2- YÖK, denetim görevinin Haliç Üniversitesi yönetimi tarafından
engellendiğini savunuyor.
Oysa denetim görevlilerine YÖK mevzuatı doğrultusunda tüm kolaylık
sağlandı. Mevcut denetim raporları bunun en bülyük kanıtıdır.
3- YÖK, üniversite yönetiminin istenen bazı belgeleri iletmediğini
iddia ediyor.
İddianın aksine YÖK’e istenen gerekli tüm belgeler verildi. Bunlar
denetim raporlarında da yer aldı.
4- YÖK, neden üniversitenin mali durumuyla ilgili bağımsız bir
denetim kurumundan rapor istemiyor da aceleci davranarak
üniversitenin büyük oranda mali sorunlar içinde olduğunu
savunuyor.
Haliç Üniversitesi’nin banka hesaplarına SGK üç ayrı bloke getirdi.
Mali sıkıntı dedikleri işte bu blokajdır. Şimdi anlaşılıyor ki, SGK
blokajları bugün yapılan operasyona zemin hazırlamak için
yapmış