YENİ YÜZYIL GAZETESİ 2008'İ ZARAR ETMEDEN KAPATTI!..BU BAŞARININ SIRRI NE?..
Okay Gönensin nasıl oluyor da dünyada her şeyin ters gittiği bir ortam varken, gazetesini ayakta tutabiliyor?
Yeni Yüzyıl Gazetesi'nin beklenen büyük hamlesi!
Türkiye medyası patlama eşiğinde.. Kimi sahipsiz kalmış gazeteleri almaya çalışıyor.. Kimi tirajı patlatıp hükümet adamlarını zıplatma derdinde.. Kimi de ahaliye hiç ihtiyaç duymadığı bir gazete yapmanın gayreti içinde.. Yeni Yüzyıl ise bu koşu ayağının sürpriz yarışmacısı..
Sevgili arkadaşım (dünya durdukça şanı yedi iklim, on dört âlemde dolaşsın) Okay Gönensin'in sahip olduğu Yeni Yüzyıl Gazetesi bir yılı daha başarıyla geride bıraktı..
Krizdi, ekonomik bunalımdı derken bütün ceridelerin kan ağladığı bir ortamda Okay Gönensin'in gazetesi Yeni Yüzyıl, 2008'i bir kuruş zarar etmeden kapatıyor..
Ne mutlu oranın çalışanlarına..
Tabii bu başarının sırrı var..
Okay Gönensin nasıl oluyor da dünyada her şeyin ters gittiği bir ortam varken, gazetesini ayakta tutabiliyor? Nasıl oluyor da bir kuruş zarar etmiyor?
Medya tarihine kafa patlatanlar bunu bir araştırıp, elde ettikleri sonuçlardan ders çıkarsalar ne iyi olurdu.. Diğer gazete patronları da sebeplenirdi..
Okay Gönensin tevazu sahibidir..
Muhabiran takımından biri, röportaj bahanesiyle karşısına dikilip "Başarınızı neye borçlusunuz?" diye sorsa, eminim ki en küçük payı kendine ayırır..
Çok zorlanırsa "Uykumu iyi alıyorum.. Akşamları sadece yoğurt yiyorum.. Bir de sigara içtiğim zaman içime çekmiyorum.." türünden bir cevap verir..
Gazete emekçisiyken gazete sahibi olmak, üstelik o gazeteyi zarara sokmadan bu günlere getirirken "marka değerini" sabit tutmak ciddi bir başarıdır..
Başarılı olduğu için de mesleğin keyfini çıkarması hakkıdır..
MARKA DEĞERİ..
Okay Gönensin kardeşim, Yeni Yüzyıl deneyi ile kendisinde "ticari yetenek" bulmayanları mahcup etti.. Şahsen bu kadar başarılı olacağını ben de beklemiyordum..
Ama o inandı.. Ağzı var dili yok Yeni Yüzyıl'ı marka yapmak için savaştı.. Kendisine o kadar güveniyordu ki sonu Yeni Yüzyıl ile biten bütün isim haklarını da namına tescil ettirdi..
Türkiye'de Yeni Yüzyıl, Halkın Sesi Yeni Yüzyıl, Son Yeni Yüzyıl, Bağımsız Yeni Yüzyıl, Terbiyeli Yeni Yüzyıl, Türkiye'nin Aynası Yeni Yüzyıl, Avrupa'nın Danası Yeni Yüzyıl, Öz Yeni Yüzyıl, Haberci Yeni Yüzyıl..
Say say bitmiyor..
Trafikte Yeni Yüzyıl, Hop Dediks Yeni Yüzyıl, Çağdaş Yeni Yüzyıl, Nokta Benli Yeni Yüzyıl, İnce Belli Yeni Yüzyıl..
Yani diyeceğim şu..
Okay Gönensin'in başarılı gazetesini biri taklit etmeye kalksa sonu "Yeni Yüzyıl" sözcükleri ile biten bir tane isim bulamaz..
Tabii bu arada hakkını vermemiz gereken biri daha var..
Bu kadar yan yayını başarı ile idare eden, bütün bu mevkutenin tek sorumlu yazı işleri müdürü olan Sayın Kemal Yıldırım'ı da kutlamak gerekir..
Hiçbiri zarar etmeyen yüzlerce gazete..
Bu muhteşem ikili, kendilerine birer kartvizit bastırmaya kalkışsa temsil ettikleri yayınları yetmişe yüz on santimlik kartona sığdıramazlar..
Geçenlerde memleketimizin incisi İstanbulumuz, bu başarının sessiz sedasız kutlanmasına tanıklık etti..
Yeni Yüzyıl gazetesi'nin sahibi Okay Gönensin gazetesinin çalışanlarına bir yemek verdi..
Yemeğe Yeni Yüzyıl Gazeteler Grubu'nun amiral gemisinin çalışanları katıldı..
Yeni Yüzyıl Gazeteleri Yıldırım Grubu başkanı sayılan Kemal Yıldırım ise unutuldu..
Bu muhteşem medya gösterisine Asmalımescit'in ünlü meyhanesi Yakup 2 ev sahipliği yaptı.. Yemekte yok yoktu.. Bazılarına göre hiçbir şey yoktu..
ÖZEL BİR GECE
Aslında Yakup Meyhanesi bizim medyamız için özel bir mekândır.. Sevgili arkadaşım Okay Gönensin için daha da özeldir..
Fransızlar'ın dünyaca ünlü ressamı Toulouse Lautrec (Dötten bacak ressam diye de bilinir) nasıl ki Moulin Rouge'u mesken tutmuşsa, Türkiye'nin tek fikir empresyonisti Okay Bey de Yakup'u böyle mekân tutmuştur..
Fikir arkadaşları ile genellikle burada buluşurlar.. Türkiye'ye yarayışlı fikirlerin tohumlarını atarlar.. Bu tohumlar keseye elverişli Yakut şarabı ile sulanıp filizlenir..
Okuyucu da oturduğu yerden sebeplenir..
İşte Yeni Yüzyıl'ın geleneksel kutlaması böyle bir yerde yapıldı.. (Beni çağırmadılar..)
Elliden fazla eski çalışan geceye icabet etti.. Bunlar yüzer liralık hasar verseler, toplamı beş bin lirayı aşar..
Lakin gazete patronluğu ile birlikte ticari yetenekleri de gelişen Okay Gönensin bunun da çaresini bulmuş..
Keklik türküsünü söylememiş ama "Herkes kesesinden yesin içsin, saltanatım var benim.." siyasetini peşin peşin açıklamış..
Yakup'un sahibi de medyaya bir katkımız olsun yaklaşımı ile kelle başına elli liradan hesap almış..
İstemezler "Elli liralık yemek bu kadar olur.." deyip dudak büküyor.. Araştırdık.. Gerçekten ana yemek yokmuş.. Sadece meze varmış..
Varsın olsun.. Biz kendi grubumuzdan bunu da görmedik..
"Yılbaşında bütün çalışanlara ekmek arası helva dağıtılacak.." diye bir söylenti var ama.. Dur bakalım..
Geceyi anlatanların yalancısıyım..
Okay Bey'in mekâna girişi çok görkemli olmuş.. Eski çalışanları (eş durumundan katılan talihliler de dahil..) eski genel yayın müdürlerini, şimdiki manevi patronlarını ayakta alkışlayarak karşılamışlar..
Okay Bey yerine oturana kadar iki kolu havada bir sağa bir sola selam verip durmuş..
Sanırım "Geldiğinde kafası kıyaktı.. İçeri girer girmez harmandalı oynadı.." söylentileri de buradan çıktı.. Asılsızdır, istemezlerin dedikodusudur..
Gecede yönetim kurulu başkanı olduğum Vatan'ı bizim Genel Yayın Müdürümüz olan Tayfun Devecioğlu temsil etmiş.. (Zafer Mutlu'yu da çağırmamışlar.. Huzuru bozmak istemedikleri içindir..)
O yüzden biraz burulduk ama başarı başarıdır.. İçimizden gelmese bile başarıyı alkışlamak lazımdır..
Bu olgun davranış dikkatinizi çekmişse ne mutlu bize..