Yeni Türkiye'de medyanın yeni aktörleri kimler?
Yeni Türkiye'nin Nazlı Ilıcak'ı, Uğur Mumcu'su,Emin Çölaşan'ı, Hasan Cemal'i kim olur? Oray Eğin Sözcü'de yazdı.
Türkiye'ye dönen ve medya üzerine yazmaya da başlanyan Oray Eğin'in
Sözcü gazetesinin pazar ekinde bu hafta yazdığı yazı okurlarını çok
şaşırtacak. Kimi "yok artık" diyecek yaptığı benzetmeler için kimi
de "olur mu olur" diye destekleyecek.
Kimi isimler polemik çıkartacak, kimileri ise deyim yerindeyse cuk
oturduğu için kimse itiraz edemeyecek...
İşte Oray Eğin'in 'Medyanın yeni aktörleri' başlıklı o
yazısı:
"Yeni Nazlı Ilıcak: Televizyon tartışmalarında da
parlayan Aslı Aydıntaşbaş. Geçmişte TRT'nin açık oturumlarının bir
numaralı konuğu Ilıcak'tı; tıpkı bugünkü gibi bildiğini savunur,
karşısındakine kök söktürürdü. Ama ne olursa olsun dersini
çalışırdı. Aydıntaşbaş onun gibi ideolojik değil, tam bir Amerikalı
gazeteci mesafesiyle yaklaşıyor ele aldığı konuya. Ama o da
tartışmada karşısındakini pes ettirene kadar vazgeçmiyor.
Yeni Fikret Bila: Ankara'nın bir bileni Abdülkadir
Selvi. Eskiden Bila iktidara (Ecevit'e) ve dönemin baskın gücü
askere yakınlığıyla haber atlatır, kimsenin sahip olmadığı
ayrıntılarla manşet çıkarırdı. Bugün tek bir güç odağı var:
Erdoğan. Ama Selvi ona yakınlığını Beyefendi'ye tapınmak için
kullanmıyor, aksine çok önemli ayrıntıları içeren haberler yazıyor.
Ankara'da ne oluyor diye Selvi'ye bakmak şart.
Yeni Altan Öymen: Sakin, karizmatik ve bilgili
Kadri Gürsel. Türk basınının her zaman bir ahlaki pusulaya ihtiyacı
olmuştur, yıllardır da Altan Öymen bir duruştur. Kadri Gürsel,
Milliyet geleneğini sürdürüyor. Diyelim ki ileride büyük bir
tartışma oldu, 'Kadri Gürsel nasıl durmuş' sorusu basının geri
kalanına da yol gösterecek. Ancak hem Öymen'in, hem Gürsel'in en
büyük hatası kendi kıymetlerini bilmeyip basındaki ucuzluklarla
ekranı paylaşıp, onlara meşruiyet kazandırmaları.
Yeni Uğur Mumcu: Bugünün bilinmeyen gerçeklerini
ağzımızı açık bırakacak şekilde ortaya çıkaran Soner Yalçın.
Durmaksızın okuyor, araştırıyor, karşısmdakini bilgiyle dövüyor. Bu
yüzden de, tıpkı Mumcu gibi, çok fazla düşman kazanıyor. Dahası
iflah olmaz bir Kemalist. Peki esnemeye, vazgeçmeye, pes etmeye,
hizaya gelmeye niyetli mi? İki yıl hapis yatmak bile onu egemenlere
boyun eğdiremediğine göre...
Yeni Elif Şafak: Yeni romanını İngilizce yazan
Kaya Genç. İlk romanı "Macera" okunamayacak kadar kötüydü (Türkçesi
bakımından) ama Yapı Kredi'den çıkmıştı. Tıpkı Şafak'ın okunması
imkansız ağdalı Türkçesiyle yazdığı "Pinhan"ın İletişim'den çıkması
gibi. Artık ikisi de İngilizce yazıyor ve dostluklarını Batı
medyasından isimlerle kuruyorlar. Formülü biliyorlar.
Yeni Ruşen Çakır: Cemaat konusunda ansiklopedi
yazabilecek kadar bilgili Barış Terkoğlu. Eskiden Türkiye'de Siyasi
İslam denince gözler Çakır'a dönerdi; bugün Cemaat var. Terkoğlu,
hapse girmeden önce de yakından takip ettiği Cemaat'in kodlarını
hâlâ çözmeye devam ediyor. Gülen hareketinin Utah bağlantısından
polislere, yargıdaki uzantılarına kadar pek çok tartışılan konuyu
ilk kez o yazdı.
Yeni Hasan Cemal: Kendisine parlak çocuk muamelesi
yapılan Eyüp Can. Tıpkı Cemal gibi derdi ortadan yazmak... Bir
parıltısı var mı, henüz görmedik. Hasan Cemal'in Osmalı'ya dayanan
şeceresi, Çan'ın da Harvard'dan vasat bir yüksek lisansı
kendilerini 'şık' yapmaya yetiyor. Hasan Cemal'in sol geçmişinin
günahım çıkardığı amları gibi Çan'dan da Cemaat yılları hakkında
bir am kitabı gelirse şaşırmayın.
Yeni Ece Temelkuran: Buram buram vicdan kokan
yazılarıyla Radikal'den Pınar Öğünç... Üniversite kantinlerindeki
solcular yeni kahramanlarını buldu. Öğünç'ün kalemi sayesinde
baskın beyaz ırkın vicdan azabı da bir parça hafifliyor; okur
kitlesi küçük bir Anadolu kasabasında yaşanan mağduriyet için
yerinden kımıldayıp taş üstüne taş koymaya niyetli değil. Ama Öğünç
yazdıkça, onlar da okudukça kendileri de değişime katkı sağlıyormuş
gibi hissediyorlar.
Yeni Celal Başlangıç: AKP döneminin Olağanüstü
Hal'ini haberleriyle tarihe not düşen İsmail Saymaz... Geçmişteki
OHAL'i, işkenceyi, henüz moda olmadan Alevi ve Kürt meselesini sık
sık Cumhuriyet'te Celal Başlangıç haber yapardı. Bu konulara
kendisini adamıştı araştırmacı gazeteci. Dönemin mağdurları ve
ezilenler değişti, şimdiki OHAL'in nabzım da Saymaz tutuyor.
Yeni Emin Çölaşan: Belki en tartışmalı benzetme
Ahmet Şık... Aralarında ideolojik olarak hiçbir benzerlik yok, ama
ikisi de belgeli gazeteci. Belgeyle vurdukları içi; zaten
dokunduklarının cam yamyor. İkisinin bir başka özelliği de çok net,
anlaşılır yazmaları. Asla ve asla kıvırmıyorlar. İkisi de inatçı;
hiçbir şey kendi bildiklerinden döndüremiyor onları. Tek bir
açıkları, veremeyecekleri en ufak bir hesapları yok."