Yeni Şafak'tan Hakan Çelenk'e 'jeep' yanıtı! "Posta yazarı bak jeep!"
Yeni Şafak Dersim ile ilgili "belge"lerde yer alan "jeep" sözcüğü ile ilgili polemikte yanıt verme hakkını Wikipedia'ya atıf yaparak kullandı: "Eskiden bombardıman uçaklarına da jeep denirdi"
Yeni Şafak'ın Dersim isyanıyla ilgili "bugüne kadar hiç bilinmeyen
belgeler" diyere duyurduğu Atatürk- Seyit Rıza görüşmesinin
tutanakları sosyal medyada olay yaratmıştı.
Posta gazetesi yazarı Hakan Çelenk, köşesinde belgelerdeki "jeep"
kelimesinin belgelerin üzerinde yazılı olan 1938 yılında
kullanımda olmadığını, çünkü 1941 yılında Jeep isimli bir otomobil
markasının ortaya çıktığını yazmıştı.
Yeni Şafak bu yazıya "Posta yazarı bak jeep!" başlıklı bir yazı ile
yanıt verdi: "Yeni Şafak'ın hiç bilinmeyen Atatürk-Seyit Rıza
görüşmesinin belgelerini "jeep" kelimesi üzerinden
itibarsızlaştırmaya çalışanları bir çok kaynak yalanlıyor.
Wikipedia'daki jeep maddesini görmezden gelenler, Dersim
olaylarının en yakın tanığı ve Seyit Rıza'nın idamında bulunan
İhsan Sabri Çağlayangil'in gazetelerde de çarşaf çarşaf yayınlanan
anılarındaki jeep ayrıntısını yok saydı." denilen yanıtta, "jeep"
sözcüğünün 1941 yılından önce de kullanıldığı Wikipedia'ya
dayanılarak ortaya kondu.
Yeni Şafak yanıtında "jeep" sözcüğünün eskiden bombardıman uçakları
için kullanılan bir sözcük olduğunu, ayrıca daha önce
Çağlayangil'in anılarını yayınlayan Cumhuriyet ve Vatan
gazetelerinin de jeep sözcüğüne yer verdiğini açıkladı.
İŞTE YENİ ŞAFAK'IN O YANITI
4 haftadır Türkiye'nin yakın tarihine ilişkin çok önemli gerçekleri
belgeleri ile ortaya koyan Yeni Şafak'a karşı algı operasyonu
yapanların son dayanakları,Atatürk-Seyit Rıza görüşmesine ilişkin
MAH'a sunulan istihbarat raporunda geçen “jeep" kelimesi oldu.
Atatürk'ün, idamından hemen önce Seyit Rıza ile gizlice bir araya
geldiğini belgeleyen raporda, Seyit Rıza'nın Atatürk'ün yanına
“jeep" ile gelip ardından yine jeep ile ayrıldığı detayları ile iki
ayrı yerde geçiyor. Posta Gazetesi yazarı Hakan Çelenk'in o dönemde
“jeep" diye bir kelime ve araç olmadığını iddiası, Yeni Şafak'ın
yayınladığı belgelerden rahatsızlık duyanların dayanağı oldu.
WİKİPEDİA: BOMBARDIMAN UÇAKLARINA JEEP DENİRDİ
Yeni Şafak'a karşı özellikle sosyal medyada düzenlenen kampanyanın
argümanı olan bu yazıyı kaynaklar açık bir şekilde yalanlıyor.
Wikipedia'nın İngilizce sayfasında “jeep" kelimesinin
etimolojisi, tarihsel kökeni ve kullanım alanı ile ilgili olarak şu
bilgiler yer alıyor: "Jeep kelimesi 1914 yılında ABD ordu
teknisyenleri tarafından yeni araçlar için kullanılmaktaydı.
1937'de Minneapolis Moline tarafından ABD ordusuna verilen
traktörlere jeep denmekteydi. Uçan Kale diye nitelenen Boeing B-17
ağır bombardıman uçağına da "jeep" denmekteydi. Ayrıca her tür
küçük uçak, helikopter ve diğer küçük araç" Jeep taşıyıcısı ifadesi
donanmalarda da kullanılıyordu."
Posta gazetesi yazarı Hakan Çelenk, “Jeep" kelimesi 1941'de
markalaştığı için bu tarihi “milad" kabul ederek, araştırmacılık
kapasitesi çerçevesinde Yeni Şafak üzerinden adını duyurmaya
çalıştı fakat dünya ve Türkiye'deki askeri kaynaklar, “jeep"
kelimesinin adı tescillenmeden yıllar önce ordu literatürüne
girdiğine dikkat çekiyor.
"VATAN VE CUMHURİYET DE JEEP DİYE YAZMIŞTI"
Atatürk- Seyit Rıza görüşmesine ilişkin MAH'a sunulan raporda yer
alan jeep kelimesi, Dersim olaylarının baş görevlilerinden Malatya
Emniyet Müdürü İhsan Sabri Çağlayangil'in anılarında da geçiyor.
Çağlayangil'in Seyit Rıza ile arkadaşlarının 15 Kasım 1937'de idam
edildikleri geceyi anlattığı anılarını, Zülfü Livaneli de Vatan
gazetesindeki köşesinde iki ayrı tarihte yayınlamıştı.
Livaneli'nin, Seyit Rıza'nın jeep'e bindirildiğinin yer aldığı bu
yazısı Cumhuriyet gazetesi tarafından da alıntılanmıştı.
Çağlayangil, Seyit Rıza'nın idamının hemen öncesini şöyle
anlatıyor: “Biz Seyit Rıza'yı aldık. Otomobilde benimle Polis
Müdürü İbrahim'in arasına oturdu. Jeep jandarma karakolunun
yanındaki meydanda durdu."
Yeni Şafak'ın yayınladığı belgede Seyit Rıza'nın Atatürk'ün yanına
jeep ile götürüldüğü ve ardından idam edileceği meydana da jeep ile
getirildiği yazıyor: “Trenden gelecek İhsan Sabri beyi bekledik.
İhsan Sabri bey gelerek öndeki jeep'e geçti, hareket ettik. Bizler
de peşlerinden giderek Buğday Meydanı'na geldik."