12 Ara 2013 12:25
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:48
Yeni Şafak yazarından Nazlı Ilıcak ve Eyüp Can bombası!
Yeni Şafak gazetesi yazarı Cem Küçük bugünkü yazısında ortalığı karıştıracak iddialara yer verdi.
Emniyet-Yargı cuntasının kara propaganda santrali:
Kuzguncuk
Erdoğan'ı indirme planları yapan Emniyet-Yargı cuntasını
önemli istihbarat örgütleri biliyor. Belli başlı dünya
devletlerinin üst düzey istihbaratçıları ve diplomatları her şeyin
farkında. Fakat kendi çıkarları gereği meşru demokratik hükümetin
yanında yer almıyorlar. Bu cuntanın varlığını Erdoğan'a ve
Türkiye'ye karşı koz olarak kullanıyorlar. İkili görüşmelerde
masaya o cuntadan aldıkları kimi istihbari gizli belgeleri
koyuyorlar. Kendi içimizden yaşadığımız bir ihanet sözkonusu. Kendi
devletinin mahremlerini grupsal çıkarları için başka istihbarat
örgütlerine sızdıran bir çete bu. Ana omurgası 30 kişiden oluşan
Emniyet-Yargı cuntası dolaylı uzantılarıyla birlikte çok daha büyük
etki alanına sahip.
Emniyet-yargı cuntasının en iştahlı şekilde manipüle ettiği
gazete Taraf. Bu gazetenin manşetlerini doğrudan polis şeflerinin
attığını bilmeyen bir diplomat yok Ankara'da. Sözcü'nün
manşetlerini doğrudan bu ekip atmıyor ama Sözcü'de kendilerine
zarar verecek tek satır çıkmasını engelliyorlar.
Bu noktada en ilginç aktör Radikal'in başındaki Eyüp Can. Eyüp
Can'la ilgili önce Stratfor belgesini beraber okuyalım. Reva Bhalla
ile görüşen kişinin ismi geçmiyor. Ama ben kesin bir istihbaratla
söylüyorum ki, o kişi Eyüp Can'dır. Aksini kimse söyleyemez.
Bhalla'nın notları şöyle: 'Washington'da buluşuyorlar. 10 yıl
boyunca muhafazakar bir Gülenci olan yazar ancak birkaç yıl önce
değişim yaşamış. Gülen'den kurtulmak istiyor ama kurtulamıyor.
Buluşmanın ilk anlarında bir hayli paranoyak davranıyor. Gülen
modelinin açık bir şekilde çok başarılı olduğunun altını çiziyor.
Fethullah Gülen'in şeker hastası olması nedeniyle hareket içinde
eskisi kadar aktif olmadığını, cemaatin çoğu ABD'de yaşayan 12
kişilik bir akil adamlar grubu oluşturduğunu da anlatıyor. Gülen
okullarının veri tabanını hazırlamaya çalıştığını, ancak
çabalarının boşa gittiğini belirtiyor. Cemaat bünyesinde hiyerarşi
çok katı. Hücre örgütlenmesi şeklinde çalışıyorlar. 'Ben beş
kişiden sorumluyum. Bir başkası da, benim seviyemde beş kişiden
sorumlu' diyor Eyüp Can. Üst düzey Gülenciler de hepsinin 'vesayeti
altındakilerin' maddi durumu ve sağlığıyla ilgili bilgi alıyor.
Onlara kafa tutabilecek buna benzer bir teşkilat yok. Polisin
içinde çok güçlüler. Yargı sisteminde de daha fazla Gülenci yargıç
olması için çalışıyorlar.'?
Aslında bu belge bile Eyüp Can'ın işlevini kanıtlıyor. Belki
gönüllü değil ama zorunlu bir emir subaylığı Eyüp Can'ınki. Zaten o
yüzden Radikal'in başında. Hiyerarşi çok katı ve ağabeyler isterse
bir günde Can'ı bitirir. Sözde solcu gözüken Radikal öyle kritik
zamanlarda öyle manşetler atıyor ki, cuntadan alkış alıyor Eyüp
Can. Öte yandan Can, Başbakan'a eskiden yakın olmuş birini de
dönüştürmeyi başardı. Bunu artık hangi yöntemlerle yaptı bilmem ama
başardı. Bu zor dönemde hakikatleri yazamayan biri haline getirdi o
kişiyi. Sözde Erdoğan'ı savunan o yazar epey iyi bilir bu cunta
gerçeğini ama herhalde korkudan susuyor.
Buna benzer şekilde gönüllü değil zorunlu kontrol altına
alınanlardan biri de Ahmet Hakan. Ahmet Hakan için iddianame bile
hazırdı. Emniyet ve Yargı cuntasının elinde Ahmet Hakan'la ilgili
olmasını istedikleri hemen her şey vardı. Sonra tutuklanmadı. Bu
şekilde boynuna yular takıldı. Kendisini tutuklamak isteyen o
yapının aleyhine tek satır yazmıyor Ahmet Hakan.
Ve tabii değişmez ismimiz Nazlı Ilıcak. Daha önce Nazlı
Hanım'ın Emniyet-Yargı cuntasının başlarından biri tarafından nasıl
yasadışı şekilde kullanıldığını, ona kitaplar yazdırıldığını
deşifre etmiştim. Sonra her hafta bir araya geldiği o polis şefiyle
görüşmeyi çok azalttı Ilıcak. Ama Emniyet-Yargı cuntasının kara
propaganda santrali Kuzguncuk, Ilıcak'la görüşmeye devam etti.
Polis şefleri Kuzguncuk'a talimatları veriyor. Kuzguncuk'tan iki
görevli de Ilıcak'a kibarca (!) rica da bulunuyor. Yine aynı hukuk
dışı ilişki sözkonusu. Zaten Kuzguncuk'un hoşgörü, diyalog, insan
hakları kamuflajları altında nasıl bir cuntacı kara propaganda
merkezi haline geldiği yakında ortaya çıkacak. Başbakanlık Teftiş
Kurulu'nun Kuzguncuk raporu en nihayet açıklanacak ve herkesi
şaşırtacak...
Nazlı Hanım Kuzguncuk merkezli kara propagandaları Sabah'ta
yazamadığı için CNN Türk'teki Dört Bir Taraf programında söylüyor.
Nazlı Ilıcak resmen kandırılıyor. Kendisi Tayyip Beye olan öfkesini
bu şekilde gideriyor ama tam da Emniyet-Yargı cuntasının
isteklerini yerine getirdiğinin farkında değil. Ne yazık ki
Emniyet-Yargı cuntası Nazlı Hanım'ın da itibarını sıfırın altına
indirdi.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN