Yeni Şafak yazarından medyaya uyarı: Muhalefete şans tanıyın!
Yeni Şafak gazetesinin yazarı Ali Saydam, bugünkü köşesinde AK Parti’ye yönelik eleştirilerini sıraladı
Yeni Şafak yazarı ve iletişim uzmanı Ali Saydam, 3 Kasım 2019'dan
24 Haziran 2018'e çekilen cumhurbaşkanlığı ve genel milletvekili
seçimleriyle ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.
Televizyon kanallarının muhalefetin adaylarına şans tanımadığını
ifade eden Saydam, "Medyanın, özellikle TV’lerin sadece Sayın
Cumhurbaşkanı’nın konuşmalarını yayınlamaları ne kadar doğrudur ve
bu tutum, vaat-ikna sürecine mi hizmet eder, yoksa güç kirlenmesine
mi, ya da mağduriyet yaratarak muhalefete mi yarar; iyi
değerlendirmek gerekir" dedi.
Saydam, "Şimdi o üç kavramı anlatma zamanı" başlığıyla
yayımlanan yazısında, şu ifadeye de yer verdi:
"Güç kirlenmesinin en büyük göstergelerinden biri de medyada sahici
olmayan hâkimiyettir. 1950 seçimlerinde medyaya silme CHP hâkimdi.
DP kazandı. 1983 seçimlerinde medyanın kahir çoğunluğu biraz da
Evren ve şürekâsının yayılmacı baskısı ile MDP ve HP yandaşı bir
çizgidelerdi. ANAP kazandı. 2002 seçimlerinde yüksek tirajlı
olmayan bir iki yayın organı dışında medyanın tamamı Sayın
Cumhurbaşkanımızın ve AK Partinin karşısındaydı ve AK Parti
kazandı. Yani medya kazanmıyor ve kazandırmıyor. Peki ne
kazandırıyor? Üç şey: Büyük Fikir, Büyük Lider ve Büyük
Teşkilat.
"AK Parti’yi iktidara taşıyan ve onu orada tutan ‘esas mefkûre’nin
özünde, duble yol, köprü, alt geçit, otoban kenarlarındaki yeşil
alanlar, havaalanları, büyük yatırımlar, ihracat rekorları
vaatlerini bulamazsınız. Öz, dediğimiz meselenin ruhudur çünkü. Alt
yapı vaatleri, özü destekleyen payandalardır. Çok önemlidir ama
mefkûrenin ruhu yaşadıkça, yaşatıldıkça alt yapı yatırımları da
ışıldar. Sadece alt yapı yatırımlarına abanıldığında, mefkûre
güneşiniz parlamıyorsa, yaptıklarınız gölgede kalır. AK Parti’nin,
‘Büyük Fikir, Büyük Lider, Büyük Teşkilat” üçlemesinin buluştuğu
idealin ruhu, zaferlerin lokomotifidir. Adalet, özgürlük, insanca
yaşama, AB standartları vb. gibi üst yapı meseleleri, işte bu temel
siyasi söylemi belirleyen, ruhu giydiren, somutlaştıran temel
meselelerimizin başlıcaları değil midir?"