Yeni Şafak yazarından medya depremine Dersim benzetmesi!
Yeni Şafak yazarı Mehmet Şeker, Mustafa Karaalioğlu, Yusuf Ziya Cömert ve Mehmet Ocaktan'ın görevden alınmasını Dersim katliamına benzetti.
Yeni Şafak yazarı Mehmet Şeker, MHP Genel Başkanı Devlet
Bahçeli'nin bugün gerçekleştireceği Tunceli ziyareti üzerinden
ironi yaparak, Ethem Sancak'ın sahibi olduğu Star Medya Grubu'nda
yapılan büyük operasyon kapsamında yayın yönetmenlerinin görevden
alınmalarına "Dersim katliamı" benzetmesi yaptı.
"Sayın Bahçeli, Tunceli’den döndükten sonra esas ziyaret etmesi
gereken yer, medyazedeler olmalı" diyen Şeker, "Kimi kast ediyorum;
Mustafa Karaalioğlu, Yusuf Ziya Cömert, Mehmet Ocaktan, Hakan
Albayrak ve İbrahim Kiras’ı elbette. Dersim katliamını kabul
etmeyen Bahçeli, belki Sancak medyasında yaşananları o çerçevede
değerlendirebilir" yazdı.
Mehmet Şeker'in "Bahçeli, Tunceli’den sonra Starzedelere uğrasın"
başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
BAHÇELİ'YE TUNCELİ'DE BAŞARILAR
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Davutoğlu’nun “Ankara’da
konuşmak kolay, gidin, aynı sözleri Dersim’de söyleyin” restine
cevap verdi.
“Tunceli’ye gidiyorum.”
Bahçeli’nin sürpriz açıklaması, kendi partisi dâhil, bütün
çevrelerde şaşkınlığa sebep oldu.
Bugün gidecek Sayın Bahçeli. Programında miting görünmüyor. Sadece
Tunceli Valiliği ziyareti var.
Ankara’da söylediklerini Sayın Vali'ye tekrarlayacaksa, başarılar
dilemeye gerek yok.
Ama yine de nezaketen ve Bahçeli’nin saygın kişiliğine olan
hürmetimiz çerçevesinde başarılar dileyebiliriz.
ACEMİ İŞİ
Tunceli’de halkla yüz yüze gelmedikten sonra, Davutoğlu’nun
kastettiğini yerine getirmiş sayılmaz.
Her şeyden önce söylem farkı ortada.
Dersim ile Tunceli aynı şey değil.
1938’de orada öldürülenlerin torunlarına “Sizin dedeniz, nineniz
kucaklarında bebekler dâhil hepsi isyancıydı. Bugünkü
teröristlerden farkı yoktu. O yüzden devletin özür dilemesini kimse
beklemesin” demedikçe bu resti görmek anlamına gelmez.
Bir parça benzerlik olsa bile eldeki “beş benzemezi belli ederek”
rest görmek, ancak acemi işidir.
Bahçeli yıllar önce benzer sürpriz çıkışını hükümet üyesiyken,
Başbakan Yardımcısı olarak, “erken seçim” isteyerek yapmış ve
alelacele seçime gidilmişti.
Sonrası kendi açısından pek parlak olmadı.
MHP, birkaç partiyle beraber barajı geçemedi ve Meclis dışında
kaldı.
Bir süre sonra genel başkanlıktan istifa ile ayrıldı.
BAHÇELİ MEDYAZEDELERİ DE ZİYARET ETSİN
Sayın Bahçeli, Tunceli’den döndükten sonra esas ziyaret etmesi
gereken yer, medyazedeler olmalı.
Kimi kast ediyorum?
Mustafa Karaalioğlu, Yusuf Ziya Cömert, Mehmet Ocaktan, Hakan
Albayrak ve İbrahim Kiras’ı elbette.
Sancak medyasınca görevine son verilen ve o sebeple istifa
edenler.
Belki bu listeye Elif Çakır ve birkaç kişi daha eklenecek.
Dersim katliamını kabul etmeyen Bahçeli, belki Sancak medyasında
yaşananları o çerçevede değerlendirebilir.
Bu konuda yazılanlara, söylenenlere bakıyorum, gülsem mi ağlasam mı
karar veremiyorum. Sonra bir daha bakıyorum, yine bir şey
değişmiyor.
Yapılan açıklamalar, yazılan ve konuşulanlar tam gerçeği
yansıtmıyor.
Bir kısmı var, bildiklerinin fazlasını yazıyor.
(Bu nasıl başarılır, iletişim okullarında işlenmesi gereken bir
durum.)
Bir kısmı da yeterince dürüst değil; bildiklerinin onda birini bile
ortaya dökmüyorlar.
*
Hiç topa girmeyenler var.
Rakip kaleye doğru ilerleyeceğine orta sahada top çevirenler
var.
Oyuna girmeyip kenarda düz koşu yapanlar var.
“Zamanla her şey anlaşılır” diyenlere inanarak oraya bakıyorum ki
pek farklı durum görünmüyor.
Yine eveleme gevelemenin paralelcesi.
OPERASYON ŞIK OLMADI
Şurası kesin ki hatalarıyla sevaplarıyla bu arkadaşlar, son yirmi
yılın medyasında söz sahibi olan isimler.
Her ne kadar beklenen bir şey olsa da bu şekilde toptancılık
anlayışıyla yapılan operasyon şık olmadı.
Patron, “Para benim, karar benim, el ne karışır” diyebilir; kimse
ortak çıkmıyor zaten.
Estetik tarafına dikkat çekiyoruz sadece.
Amerika’yı değil ama Türkiye’de medyayı kimin keşfettiği, tekrar
araştırılması gereken bir konu.