Yeni Şafak yazarından Gülen'e ağır eleştiri! Yakışmadı hocam!
Yeni Şafak Gazetesi'nden Abdülkadir Selvi bugünkü yazısında Fethullah Gülen'in ettiği beddua ile ilgili ağır ifadelerde bulundu.
Fethullah Gülen'in bedduası günlerdir gündemde. Yeni Şafak
gazetesinden Abdülkadir Selvi, Bediüzzaman'ın Adnan Menderes için
ettiği duaları hatırlatarak Fethullah Gülen'i eleştirdi.
"Mustafa Kemal'a ve İnönü'ye meydan okuyan, Sultan Abdulhamid'e
kafa tutan, devirlerin önünde eğilmeyen Bediüzzaman, kendisine
zulmedenlere dahi beddua etmemiş, ıslahı için dua etmiştir." diyen
Selvi, Fethullah Gülen için "Gayri Müslimlere hoşgörü, Müslümana
beddua" ifadelerini kullandı.
İşte Gülen'e göndermelerle dolu o yazı:
TÜRKİYE'YE DÖN ÇAĞRISINA KARŞI BEDDUA
Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı'ndaki Türkiye'de dindarların
sıkıntı olarak gördükleri her şeyin kaldırılmasına, kamuda ve
Meclis'te başörtüsü serbestisine, okullarda Kur'an-ı Kerim ve
Peygamberimiz'in Hayatı'nın ders olarak okutulmasına, ordudan
atılanların haklarının iadesine, darbecilerden, Ergenekonculardan
hesap sorulmasına, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin beraat etmesini
sağlayan 2006 tarihli yasal düzenlemelere ve hocefendiye,
'Türkiye'ye dön' çağrısına rağmen, duanın yerini beddua aldı.
Hem de ne beddua...
İsrail'in Mescid-i Aksa'yı işgalinde, Amerika'nın Irak'ı işgalinde,
Ebu Gureyb'de Müslüman kadınların ırzına geçilirken yapılmayan
beddualar bugün Recep Tayyip Erdoğan için yapılır oldu.
Kur'an'da Kabe'yi yıkmaya giden Ebu Leheb'e yapılan bedduanın
gönüllere Kabeler inşa etmeye çalışan kadrolara karşı kullanılması
üzücü bir durum olsa gerek.
Kenan Evren'den, Vatikan'daki Papa'ya kadar diyalog ve hoşgörü
örneklerini sergileyen Fethullah Gülen Hocaefendi'nin, bu ümmete
hizmetten başka gayesi olmayan Başbakan Erdoğan'a yönelik olarak,
'firavun, diktatör, harami' şeklindeki nitelendirmelerde bulunması
nasıl bir aklın ürünüdür anlamak mümkün değil.
HARAMİ HA!
Harami ha!
Bir dönem Risale-i Nur hizmetinin içinde bulunduğu için Hocaefendi
de bilir ki, Bediüzzaman, hayatında hiçbir zaman Müslümanlara
beddua etmemiştir. Çünkü ölçüsünü Peygamberimiz'den almıştır.
Taif'te kendisini taşlayanlara dahi beddua etmemiştir
Peygamberimiz. Cebrail'in gelmesine rağmen.
Bediüzzaman, Eskişehir Hapishanesi'nde kışın ortasında kendisini
camı kırık tek kişilik bir hücreye atıp, idamla yargılanması için
iddianame hazırlayan ve Eskişehir savcısına hiddet edip beddua
etmek istemiştir. Ama bahçede oynayan çocuğun, savcının kızı
olduğunu öğrenmesi üzerine, o masum yavrunun zarar görmesinden
ürktüğü için beddua etmekten kaçınmıştır.
Mustafa Kemal'a ve İnönü'ye meydan okuyan, Sultan Abdulhamid'e kafa
tutan, devirlerin önünde eğilmeyen Bediüzzaman, kendisine
zulmedenlere dahi beddua etmemiş, ıslahı için dua etmiştir.
Sizin, 'Allah onların evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın'
dediğinizde o evler yandığında içindeki masumların hesabını kim
verecek?
Gayri Müslimlere hoşgörü, Müslümana beddua...
Yakışmadı hocam...
Belki de yakıştı...