06 Ara 2013 12:15
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:47
Yeni Şafak yazarından bomba iddia! Seks kasetleri mi patlayacak?
Cemaat'in vakfından gelen dünkü açıklamadaki bir bölüm hükümete yakın medyada alarm zilleri çaldırdı.
Yeni Şafak'ın hükümetin mesaj verdiği kaynak
gibi algılanan Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, 'bu cümle midemi
bulandırdı' diyerek bir iddia ortaya attı.
Sırada ne var?
Solcular favorilerinden, ülkücüler bıyıklarından
fişleniyordu.
Parkanın sol cebine konulan Cumhuriyet Gazetesi ya da Kur'an
tefsiri okumak hayatınızın karartılması için yetiyordu.
Bir Nur talebesinin evinde yapılan aramada, Risale-i Nur
Külliyatı'ndan, 'Ramazan İktisat ve Şükür Risalesi'ni bulan polis,
evdekilerin tevkif edildiğini ancak örgüt lideri olduğundan
şüphelenilen Ramazan'ın tüm aramalara rağmen bulunamadığını
kayıtlara geçmişti.
Örgüt evine baskın yapan polis, duvarda asılı Marx'ın
fotoğrafını göstererek, 'Kim bu' diye sormuş, 'Dedem' cevabını
alınca da, 'Sakallı hacı dedenden de mi utanmadın, komünist oldun'
diye fırça çekmişti.
Bu tür fişlemelerle birçok insanın canı yandı.
Filin kulağındakini dinlemeyi başaran MİT her nedense, bağlı
olduğu başbakanları devirecek olan darbeleri haber
alamıyordu.
Demirel, 'MİT her gün size Afrika'da hangi kabile hangi
kabileden kaç kişiyi öldürdü diye haber verir ama Ankara'da altınız
oyulur, darbe hazırlanır haber vermez' demişti.
12 Mart'ı kendisine bağlı MİT'ten değil, İran Şahı Rıza
Pehlevi'den öğrenmişti Süleyman Demirel.
O nedenle MİT, bizde rejim açısından da büyük önem taşıyan bir
kurum. Hedefte olmasının bir hikmeti var. Başbakan'a dershane
üzerinden açılan savaşın dönüp dolaşıp, MİT saldırısına
dönüşmesinin arkasında yatan da bu.
Başbakan'ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın, 'Seçim sürecinde,
Cumhurbaşkanlığı sürecinde, AK Parti'yi yıpratma kampanyasıdır.
İkincisi Tayyip Erdoğan'ın önünü kesme çabasıdır. Seçim sürecine
girdiğimiz bu dönemde bunlar sürpriz değil. Doğrudan Erdoğan'ın
halk üzerindeki algısı üzerinde oynayan bir faaliyet olduğunu
görüyoruz' tespiti çok önemli.
Peki fişlemelerin, 2004 MGK kararlarının, dershane
tartışmasıyla ne ilgisi var?
Var.
Hem de asıl amaç dershane değil, Erdoğan dememizin nedeni
bu.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından yapılan açıklama ile
bu bir kez daha teyit edilmiş oldu.
Dershanelerle ilgili yapılan açıklamada 2004 MGK kararları ve
fişlemeler üzerinden yürütülen mücadelenin sahiplenilmesi de bunu
gösteriyor.
Dershane bahane Erdoğan'la mücadele şahane...
Her mücadelenin bir dili var. Bunun da şifrelerini çözecek
olursak, 2004 MGK belgesiyle, 'Bakın askeri vesayeti gerilettiği ve
MGK'da Paşalara, 'Kes ulan' dediği rivayet edilen Erdoğan, MGK'da,
cemaate karşı alınan kararları kuzu kuzu imzalayan bir adam.
Ayrıca iktidarı süresince Gülen hareketi başta olmak üzere
dindarlara kol kanat gerdiğini düşündüğünüz Recep Tayyip Erdoğan,
tam tersine cemaati bitirmek için planlar yapan ikiyüzlü bir
insan.
Medya ve istihbarat savaşları aynı zamanda bir algı ve imaj
savaşıdır. Burada amaç, dik duran Erdoğan imajını yıkıp, ikiyüzlü,
yüzüne gülüp arkadan iş çeviren bir Erdoğan portresi
oluşturmaktır.
Bir yandan Erdoğan'a karşı kirli ittifaklar içine girilirken,
diğer yandan doğrudan Erdoğan'ın imajını sarsmaya yönelik
profesyonel bir kampanya yürütülüyor.
Fişlemelere gelince.
Dünyanın en kirli işi.
Ama burada servis edilenler, tarih ve sayı verilip, MİT'in
resmi yazışması olarak işlem görmüş, istihbarata dönüşmüş unsurlar
değil.
Peki ne?
Önceden mezhebinden siyasi görüşüne, cinsel tercihinden
tarikatına, cemaatine kadar yalan yanlış fişlenip, hayatı
karartılan insanlarla ilgili olarak Abdullah Gül'ün Başbakan olduğu
ilk günlerde 2002 yılının Aralık ayında MİT'e ve Emniyet
İstihbarat'a gönderilen talimatta görev birimi dışında, kişisel
durumları içermeyen ve şifahi olmayıp yazılı haldeki bilgiler
üzerinden güvenlik soruşturması yapılması talimatı verilmiş.
Bu fişlerde yılda 450 bin soruşturma yapılan MİT'in
havuzundaki bilgiler. MİT içerisinde bir yapı, bunları servis etmek
suretiyle, 'Bakın Başbakan'ın en güvendiği isim olan Hakan Fidan'ın
döneminde MİT'te bunlar yapılıyor' diye mesaj veriyor. Bir taşla
iki kuş misali.
Hem Erdoğan hem Hakan Fidan vuruluyor.
Geniş bir şekilde fişleme işinin perde arkasını ve kirli
ittifakı yazacaktım ama Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın
açıklamasındaki, 'Önceki seçimler arifesinde denenmiş olan özel
hayatın mahremiyetini ihlal edici ahlakdışı metod ve girişimlerin,
tekrar denenebileceğine dair endişe verici işaretler görülmektedir'
cümlesi midemi bulandırdı.
Ama şaşırmadım.
Bu bir tehdit ya da uyarı mı, yoksa kasetler savaşı öncesinde
ön alma mı?
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN