18 Ara 2014 11:01 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:59

Yeni Şafak yazarından bomba iddia! Cemaat bitti ama yeni yapı geliyor!

14 Aralık operasyonu Cemaat medya-yayın grubu için verilen gözaltı kararları gündemde hala sıcaklığını koruyor.

Yeni Şafak yazarı Markar Esayan, bugünkü yazısında 14 Aralık operasyon sonrasında çözülen Cemaat ardından geleceğini ileri süredüğü yeni bir yapılanma olan Gladyo C'nin yeniden ülkeyi karıştıracağını iddia etti.

'2. Dünya Savaşı’ndan sonra NATO ile kurulmuş olan A tipi GLADYO'nun, Türkiye ekonomik zayıflığı nedeniyle Menderes’in ilk bağımsızlık hamlesinden sonra teslim alındığını' ifade eden Esayan, B tipi Gladyo'nun ise 'A Tipi Gladyo'nun işlevsiz kalması üzerine dini görünümlü bir paralel yapı üzerinden kurulduğunu, hükümet dahil neredeyse çoğumuzun bu senaryoyu yuttuğunu' dile getirdi.

A TİPİ GLADYO VE B TİPİ GLADYO NASIL ŞEKİLLENDİ?

Esayan'a göre 28 Şubat B tipi Gladyo üzerinde çok ciddi bir yıkıma neden olmuş olsa da 'değil bin yıl, on yıl bile sürecek bir formatlama yapmakta cuntacılar başarılı olamadı, testten geçemediler ve vesayet mültezimliği ellerinden alındı, paralel yapıya verildi' (Mültezim: Osmanlı’da toprak sisteminde açık arttırma usulüyle, belirli eyaletleri kiraya vermeye iltizam, iltizam sahibi olan kişiye de mültezim denirdi.)

ÖCALAN'IN TÜRKİYE'YE, GÜLEN'İN ABD'YE, ERDOĞAN'IN HAPSE GİRMESİNİN B TİPİ GLADYO İLE İLGİSİ

Hatta Esayan'a göre, '1999 yılında Öcalan’ın Türkiye’ye, Gülen’in ABD’ye, Sayın Erdoğan’ın da hapse gönderilmesi bu bağlamda çok anlaşılır.'

TÜRKİYE'Yİ BEKLEYEN YENİ TEHLİKE: C TİPİ GLADYO

Esayan, yazısında son olarak, şuanda Türkiye için bir tehdit teşkil ettiğini iddia ettiği C tipi Gladyo'yla ilgili olarak 'bir şekilde paralel yapı üzerinden inşa edilmeye çalışılan B tipi GLADYO oyununun bozulması; deşifre olmasıyla artık kullanılamaz hale geldiğini, dolayısıyla bu yapıyla mücadelenin belki yıllar süreceğini; ama Türkiye’yi kaybetmek istemeyenlerin yeni mültezimler yaratmaya şimdiden girişmiş olduklarını, yani Türkiye'yi bekleyen yeni bir C tipi GLADYO'nun yolda olduğunu' ifade etti.

GLADYO'NUN RUSYA'YLA İLGİSİ OLABİLİR Mİ?

Esayan daha önce “Yabancı bir cisim geliyor” diye yazdığı C tipi Gladyo'yla ilgili olarak, 'ekonomi üzerinden, ya da içeride başka bir partner yaratılarak Türkiye'yi karıştıracaklarını' ileri sürerek, yazısının sonunda çok çarpıcı bir iddiaya daha yer vererek "Rusya’ya yapılan operasyona da azami dikkat etmekte fayda var." ifadesiyle dikkat çekti.

GLADYO NEDİR?

II. Dünya Savaşı sonrasında Batı Avrupa'da gelecekte olması beklenen bir Varşova Paktı işgaline cephe gerisinde bir direniş başlatmak amacıyla İtalya'da NATO tarafından gizli olarak örgütlenen kontrgerilla (stay-behind) operasyonunun kod adı. Gladyo, özel olarak NATO cephe gerisi direniş organizasyonun İtalyan kolunu belirtse de bazen "Gladyo operasyonu" NATO'nun bütün cephe gerisi (stay-behind) operasyonlarının gayriresmî adı olarak kullanılır ve bazen "Süper NATO" adıyla da anılır.

LATİNCE'DE GLADYO: KILIÇ

Latince'de kılıç anlamına gelen Gladio sözcüğünü ad olarak kullanan örgüt, Amerikan ve İngiliz kontrgerilla örgütlenmesi olan Stay Behind tarafından 1952 yılında kuruldu. CIA tarafından yönetilen ve finanse edilen örgüt, 1956 yılında ABD ile işbirliği içinde, casusluk ve gerilla savaşı yapmak üzere örgütlendi. Sardunya'da örgütün ilk eğitim kampı kuruldu ve Kuzey İtalya'da 139 yerde silah ve mühimmat depoları oluşturuldu. Resmi adı Müttefik Koordinasyon Komitesi (Allied Coordination Committee) idi.

Star yazarı Ardan Zentürk de yazmıştı :C tipi Gladyo
Zentürk, 14 Aralık operasyonu'ndan 48 saat önce kaleme aldığı, operaysondan 1 gün sonra yayınladığı yazısında, GLADYO C'yi şöyle kaleme almıştı:

O zaman, bizim, bütün dikkatimizi GLADIO-B ile mücadeleye odakladığımız bir dönemde GLADIO-C bir yerlerde devreye giriyor demektir.

Dışişleri ve ekonomi bürokrasisine dikkat...

Erdoğan’ı, Putin gibi bir “otokrat” ilan eden dış-iç medya kampanyasının kaynağının İsrail ve onun Washington-Londra hattındaki güçlü lobisi olduğunu biliyoruz. Eğer, dışişleri bürokrasisi, bu kampanyanın sonlanması için “İsrail ile Mavi Marmara anlaşmasını” dile getiriyorsa, bu, Erdoğan için “kaybet-kaybet formülünün” başlangıcı anlamına gelir. 1- Erdoğanbu tür bir anlaşmayla “Arap sokağındaki” tüm etkinliğini yitirecek, 2- Türk ekonomisi açısından hayati önemdeki Arap sermayesi kaynaklı para akışının kesilmesi için yeni bir algı kampanyası ile karşı karşıya kalacaktır.

Cumhurbaşkanı’nın her fırsatta, ekonomi bürokrasisinin direndiği “yüksek faiz” politikasına karşı çıkması ise, ülke açısından yükselen yeni riskin kaynağını yakaladığını göstermektedir.

GLADIO-C’nin hedefi ne olabilir?

Yanıtı nettir: “Sözde” değil, “gerçek” yalnızlık ve ekonomi...