13 Oca 2017 11:13 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:22

Yeni Şafak yazarından Ahmet Hakan'a salvo atış: 'Hakiki başkanlık' ne lan?

Yeni Şafak yazarı Hikmet Genç'ten Ahmet Hakan'ın Başkanlık'la ilgili yazısına cevap geldi.

Yeni Şafak yazarı Hikmet Genç, "Hakiki başkanlık gelseydi kesin destek olurdum, herkes 'Yandım Allah' diyecek" ifadesini kullanan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'a yönelik olarak "Bu arada bizim çakma Nişantaşılı da oyunu gizlememiş. İtirazını şöyle dile getiriyor; 'Hakiki başkanlık gelseydi, kesin destek olurdum' 'Hakiki başkanlık' ne lan?!" dedi.

İŞTE HİKMET GENÇ'İN O YAZISI

Pazartesi televizyonunuzu açın ve bizi izleyin” dediğinde ne demek istediğini anlamamışız…

Meğer 'Hattı müdafaa yoktur, sath'ı müdafaa vardır.., O satıh, bütün Meclis'tir...' tadında, bol aksiyonlu bir gösteriden söz ediyormuş Kılıçdaroğlu!..

Ne arasan var…

Kürsüyü işgal ve yıkım operasyonu..,

Lojistik bölgelerde mevzilenme.., 3G canlı yayın bağlantısı.., ön ve arka sıralar arası muhaberat, istihbarat paylaşımı…

Arkadan saldırıp enseden yakalamak.., gırtlak sıkmak..vs,

Nedir amaç?...

Siyasi rakibi korkutup anayasa değişikliğinden vazgeçirmek!.. (Halka sorulmasını, sandığa gidilmesini istemiyorsan, işi Meclis'te bitireceksin!..)

Mevcut darbe anayasasını korumak ve kollamak… (Yahu madem bu anayasaya o kadar bağlısınız, bu anayasanın meclise hak tanıdığı bir referanduma niye karşısınız, deyiverin hele…)

Yahu sistem cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile ilgili referandumdan sonra değişmişti…

Yani 'değişik' bir sistem oldu… Yetki alanlarının düzenlenmesi gerekiyor ve bunun için halka gidilecek… Oyunu kullanırsın, derdini halka anlatırsın… Demokrasi böyle bir şey…

Böyle durumlarda hemen demokrasinin ne menem tehlikeli sonuçlar doğurduğunu hatırlatır CHP…

“Hitler de seçimle gelmişti!...”

Hani şu demokrasinin Nirvana'sına ermiş Batı da dahil olmak üzere dünyanın neresinde olursa olsun seçim; demokrasiye tehdittir!.. (Ulan bulun o zaman seçimsiz bir demokratik sistem, vatanı kurtaralım.., O da yok!..)

Referanduma itiraz eden CHP…

Yani tek partili dönemin biricik partisi!..

Teklifleri teknik olarak tartışmıyorlar… Kürsüye barikat, sille tokat, el ense, yumruk, gırtlak.., devam ediyorlar CHP'liler…

'Zarfı eliyle kapatmadı.., oy kabinine 3 kişi girdiler, iki kişi çıktı, üçüncü nerde?!.., gizli oy gizli kullanılmadı.., pulları gösterdi..vs, gibi abuk sabuk itirazlarla süreci uzatıyorlar… ('Gizli oy' denince yine CHP akla geliyor… 1946'daki ilk çok partili seçimde 'açık oy, gizli tasnif (sayım)' sistemi uygulanmıştı… Hani şu seçim sandıklarının CHP bayrağına sarıldığı o özgür, bağımsız seçim… Hey gidi hey.., ne demokratik günlerdi be!..)

Bu arada bizim çakma Nişantaşılı da oyunu gizlememiş…

İtirazını şöyle dile getiriyor;

'Hakiki başkanlık gelseydi, kesin destek olurdum…'

'Hakiki başkanlık' ne lan?!...

Dünyada o kadar farklı başkanlık ya da yarı başkanlık sistemi var, 'hakikisi' hangisi arkadaş?!..

Nereden buldun, kim diyor?!.. (Kılıçdaroğlu'na 'seç bir başkanlık sistemi onu getirelim' dediklerinde kabul etmemişti… Madem hakikisini sen biliyorsun neden söylemedin koçum?.. Belki ikna ederdik Kemal abiyi!..)

Çakma Nişantaşılı'sın ama 'hakiki başkanlığı' biliyorsun, öyle mi?!..

Aferin sana enkırmen… Atiye sokakta sana en hakiki 'espresso'yu ısmarlayacam!..