14 Ara 2016 11:50
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:15
Yeni Şafak yazarı Rasim Ozan'a ayar verdi: "İnadına alışveriş" diye aptalca cümleler kurma, bir sus!
Yeni Şafak yazarı bugünkü yazısında Rasim Ozan Kütahyalı'ya sert çıkışta bulundu
Yeni Şafak yazarı Fatma Barbarosoğlu, Dolmabahçe ve Maçka Parkı'nda eş zamanlı olarak düzenlenen terör saldırılarıyla ilgili olarak "Sokaklara, caddelere çıkalım, alışveriş edelim. Hangi semt bize yakınsa oranın AVM'sine gidelim ve alışveriş edelim. Kalleş ve alçak terörizme inat yaşamaya devam edelim. İnadına umutla yaşamak vaktidir" diyen Sabah yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'yı eleştirdi. Barbarosoğlu, "Deliye her gün bayram neşesinden sıyrıl da, acının içinde hiç olmazsa 24 saatliğine akıllı ol. İnadına alışveriş inadına hayat filan diye aptalca cümleler kurmadan, bi sus. Sus da biz seni yaslı bilelim" dedi.
Fatma Barbarosoğlu'nun "Yasını tut Türkiye" başlığıyla yayımlanan (14 Aralık 2016) yazısı şöyle:
Başını yasına yasla, kederini insan gibi yaşa.
44 kişinin ölümü sana bir şey demiyorsa, yalandan cümleler kurma!
Yalandan yas tutma.
Acının ve kederin sahnelenemez olduğunu biliriz.
Bizi ne kadar üzgün ve öfkeli olduğuna inandırmak için kederin karesine beyhude sığmaya kalkma!
Yasını tut. Ama sükut ile tut.
Yas tutmanın efelenmek/dayılanmak/bağırmak/yaranmak olmadığını bil de tut yasını.
Yas tutmasını bilmiyorsan hiç olmazsa çeneni tut.
Yasını tut, bütün bunlardan benim üzerime düşen yük ne idi, hangi yükü kaldırmadım da olanlar oldu diye, tefekkürün ıssızlığında tut gözyaşını.
Yasını tut Türkiye.
Saçma sapan programları 24 saatliğine ekrandan uzaklaştırmayı yas tutmak olarak görmeden, yasını tut.
Deliye her gün bayram neşesinden sıyrıl da, acının içinde hiç olmazsa 24 saatliğine akıllı ol.
İnadına alışveriş inadına hayat filan diye aptalca cümleler kurmadan, bi sus. Sus da biz seni yaslı bilelim.
Yüzüne bakmaya doyulmayacak evlatların, kara toprağın koynuna indirildiği gün, dünyadan kam almayıver.
Bir gün de hayatın tadı sensiz çıksın.
Kendinlen barışık durma.
Kendini iyi hissetme.
Bir gün sadece bir gün NLP kitabından aparılmamış bir cümle kur.
Yüreğinin sesini, rengini göreceğimiz bir cümle.
Hayat sana AVM olmasın. Dur. Olduğun yerde dur.
Dursun hayat,
Duran hayattan devşir umudunu!
Bu çocuklara, bu gencecik çocuklara hayat borçlu olduğunu unutmadan tut yasını.
Aldığın nefesin kıymetini bilerek tut yasını.
Babasını, tabutun içine yakıştıramayan Duru'nun gözyaşlarına bak da; ben insan mıyım, benim kalbim niye bu kadar kuru diyerek kendi tükenmiş insanlığın için tut yasını!
Fatma Barbarosoğlu'nun "Yasını tut Türkiye" başlığıyla yayımlanan (14 Aralık 2016) yazısı şöyle:
Başını yasına yasla, kederini insan gibi yaşa.
44 kişinin ölümü sana bir şey demiyorsa, yalandan cümleler kurma!
Yalandan yas tutma.
Acının ve kederin sahnelenemez olduğunu biliriz.
Bizi ne kadar üzgün ve öfkeli olduğuna inandırmak için kederin karesine beyhude sığmaya kalkma!
Yasını tut. Ama sükut ile tut.
Yas tutmanın efelenmek/dayılanmak/bağırmak/yaranmak olmadığını bil de tut yasını.
Yas tutmasını bilmiyorsan hiç olmazsa çeneni tut.
Yasını tut, bütün bunlardan benim üzerime düşen yük ne idi, hangi yükü kaldırmadım da olanlar oldu diye, tefekkürün ıssızlığında tut gözyaşını.
Yasını tut Türkiye.
Saçma sapan programları 24 saatliğine ekrandan uzaklaştırmayı yas tutmak olarak görmeden, yasını tut.
Deliye her gün bayram neşesinden sıyrıl da, acının içinde hiç olmazsa 24 saatliğine akıllı ol.
İnadına alışveriş inadına hayat filan diye aptalca cümleler kurmadan, bi sus. Sus da biz seni yaslı bilelim.
Yüzüne bakmaya doyulmayacak evlatların, kara toprağın koynuna indirildiği gün, dünyadan kam almayıver.
Bir gün de hayatın tadı sensiz çıksın.
Kendinlen barışık durma.
Kendini iyi hissetme.
Bir gün sadece bir gün NLP kitabından aparılmamış bir cümle kur.
Yüreğinin sesini, rengini göreceğimiz bir cümle.
Hayat sana AVM olmasın. Dur. Olduğun yerde dur.
Dursun hayat,
Duran hayattan devşir umudunu!
Bu çocuklara, bu gencecik çocuklara hayat borçlu olduğunu unutmadan tut yasını.
Aldığın nefesin kıymetini bilerek tut yasını.
Babasını, tabutun içine yakıştıramayan Duru'nun gözyaşlarına bak da; ben insan mıyım, benim kalbim niye bu kadar kuru diyerek kendi tükenmiş insanlığın için tut yasını!