Yeni Şafak yazarı o detayları yazdı: Bu yazıdan dolayı başıma bir şey gelirse...
Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk "bu yazıdan dolayı başıma bir şey gelirse" diye başladığı yazısında AKP'de bıyık bırakma modasının ayrıntılarını yazdı.
"Geçen sene MİT Müsteşarı Hakan Fidan haftalık olağan
görüşmelerinden birini bitirmek üzereyken, Cumhurbaşkanı
Erdoğan’dan sakal bırakmak için izin istiyor. Hem çok seyahat
etmesi, hem de cildinin tahriş olması nedeniyle ihtiyacı var.
Erdoğan, ‘sakal uygun olmaz, bıyık bırak istersen’ diyor." yazan
Öztürk devamında olanları şöyle anlattı:
"Tam o esnada içeri Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan giriyor.
'Hasan’ın da bıyığı yokmuş. Senin neden bıyığın yok?' diyor
birden."
Öztürk şöyle devam etti:
"Hakan Fidan uğurlanırken, yeni kurban içeri alınır. Ve o gün bıyık
bıraktırma şakası sistematik bir uygulamaya döner. Bu bir
asimilasyon değil, entegrasyon hareketidir.
O günden sonra bıyık üzerine yapılmamış espri, edilmemiş laf
kalmaz. Erdoğan nazının geçtiği herkese bıyık bıraktırır. Şakayı
anlayıp, itiraz edenlere ise Erdoğan, ‘sen benim talimatlarıma
itiraz mı ediyorsun?’ diye karşılık verince, itiraz ederken gülen
yüzünün yarısı buz kalıbına dönüşür garibanların."
İşte "Ezcümle, Hakan Fidan bıyık bırakmadı ama yüzlerce kişinin
bıyıklanmasına neden oldu. Kendisi de sakal bıraktı. Dedim, bu işte
bir MİT parmağı var" diyen Kemal Öztürk'ün AKP'deki bıyık bırakma
modasını anlattığı o yazısı:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etrafındakilere neden bıyık bıraktırdığını
ve bu işin nasıl başladığını öğrendiğimde, adeta ipten döndüm
diyebilirim. Anlatacağım ama önce şuraya bir not düşmek
istiyorum.
Bu yazıdan dolayı başıma bir şey gelirse, benimle beraber bir kişi
daha ‘yansın’ istiyorum: Çok sevdiğim dostum Metin Gım. Çünkü bu
yazıyı yazmam için beni çok tahrik etti. Niyetim yoktu. İftar
kulisi yazımdan sonra kanıma girdi, bu bıyık kulisi yazısını
yazdırdı. Durum bilinsin.
BIYIK BIRAKTIRMA İLK NASIL BAŞLADI
Geçen seneydi. Bir başbakan yardımcısının bıyık bıraktığı dikkatimi
çekti. Hayatta bıyık bırakacak biri değildi. Çünkü yakışmadığını
aynaya ilk baktığında hemen anlardı. Sonra baktım başka bakanlar,
siyasiler de bıyık bırakıyor. Lakin estetik açıdan sorun büyük.
Bir tivit yazayım dedim. ‘Bıyık bırakma modasını başlatan her
kimse, AK Parti’nin oyları düşsün istiyor herhalde’ diyecektim. ‘Ya
bir sorayım şu moda nasıl başlamış’ diye Ankara’daki eski
arkadaşları aradım
Telefonun öbür ucundaki arkadaşım (muhtemelen arpa boyu kadar olan
bıyığını burmaya çalışıyordu), neşeli bir şekilde olayı anlatıyor
ama ben soğuk terler döküyorum. Meğer ne büyük tehlike atlatmışım.
Çünkü modayı başlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat
kendisiymiş.
Tabii ki tiviti yayınlamadım ama tansiyonum fena çıktı. ‘Bıyık
modası çok güzel oldu’ diye tivit atayım diye düşündüm. ‘Sonra
sakin ol, bu gereksiz yalakalık daha çok dikkat çeker. Kimsenin bu
taslak tivitten haberi yok’ dedim. Rahatladım.
BU İŞTE BİR MİT PARMAĞI VAR
Benim öğrendiğim bıyık bırakma olayının başlangıcı şöyledir:
Geçen sene MİT Müsteşarı Hakan Fidan haftalık olağan
görüşmelerinden birini bitirmek üzereyken, Cumhurbaşkanı
Erdoğan’dan sakal bırakmak için izin istiyor. Hem çok seyahat
etmesi, hem de cildinin tahriş olması nedeniyle ihtiyacı var.
Erdoğan, ‘sakal uygun olmaz, bıyık bırak istersen’ diyor. Fidan ise
bıyık bırakmak istemez. O zaman, ülkede yaşayan bıyıksız erkeklerin
başına ne getirdiğini bilmiyor tabii.
Tam o esnada içeri Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan giriyor. “Hasan’ın
da bıyığı yokmuş. Senin neden bıyığın yok?” diyor birden.
Hani şöyle dudağının bir kenarını kıvırıp, gizliden bir muziplikle
soru sorar ya insan… Lakin soran kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan olunca,
mesele emir komuta formatında algılanır karşıda. Hasan Doğan, ‘ben
doğduğum günden beri bıyıksızım’ demek geçer içinden. Diyemez. Her
zamanki gibi “emirleriniz efendim” diye karşılık verir refleks
olarak. “Sen en iyisi bıyık bırak” der Hasan Doğan’a. Hakan Fidan
ve Cumhurbaşkanı içten içte gülerken, şaşkın Hasan Doğan hayatında
ilk kez bıyık bırakacak olmanın heyecanıyla odadan çıkar.
Dışarıda görüşme sırasını bekleyen kişilerden biri, işte ilk
ekranda gördüğüm bıyıksız Başbakan Yardımcısıdır ki, başına nelerin
geleceğinden henüz habersizdir.
BAŞBAKAN YARDIMICISININ BAŞINA GELEN
Hakan Fidan uğurlanırken, yeni kurban içeri alınır. Ve o gün bıyık
bıraktırma şakası sistematik bir uygulamaya döner. Bu bir
asimilasyon değil, entegrasyon hareketidir.
O günden sonra bıyık üzerine yapılmamış espri, edilmemiş laf
kalmaz. Erdoğan nazının geçtiği herkese bıyık bıraktırır. Şakayı
anlayıp, itiraz edenlere ise Erdoğan, ‘sen benim talimatlarıma
itiraz mı ediyorsun?’ diye karşılık verince, itiraz ederken gülen
yüzünün yarısı buz kalıbına dönüşür garibanların.
“Bıyıklarım çıkmıyor edendim. Af buyurun, kedi gibi bıyıklarım var
efendim. Hanım istemiyor efendim. Valla ben aslında köseyim
efendim…” ne kadar mazeret varsa sıralanır ama Erdoğan hiçbirini
kabul etmez.
Rivayet o ki, başta bahsettiğim o başbakan yardımcısı bir gün
‘efendim bana bıyık yakışmadı, çok itici oldum, kesmek istiyorum
bıyıklarımı’ der. Erdoğan da ‘olur’ diye karşılık verir. İzin
aldığına mı sevinsin, yoksa itici olduğunun teyit edildiğine mi
üzülsün, bilememiş.
Fakat bıyıklarını kesmiş yine de. Bir süre sonra bakanlar kurulu
değişikliğinde kabine dışı kalır. Bıyıklarını kestiği için kabine
dışında kaldı diye düşünenler, bunu Erdoğan’a soramaz tabii. Ama
bunun bıyık modasının yaygınlaşmasında önemli bir dönüm noktası
olduğu söyleniyor.
Bıyık bırakınca itici olduğunu düşünenler, kesmeyip sakal bırakıyor
şimdi. Sakalsız ve bıyıksız olanlar da, köşe bucak
Cumhurbaşkanı'ndan kaçıyor.
BIYIKSIZ OLANIN ŞAHİTLİĞİ OLUR MU?
Medya iftarında gazetecilerin dilinde bu bıyık meselesi vardı.
Erdoğan epey kişiye bıyık bırakma talimatı verdi. Konuyu takip için
bıyıklı Mustafa Varank da şahit olarak yazıldı. Dikkat edin,
basından sorumlu başdanışman Lütfullah Göktaş şahit yazılmıyor.
Çünkü onun bıyığı yok (sahi o nasıl hala bıyıksız?).
Genel Merkez MYK değişikliğinde, görev bekleyip alamayan
siyasilerin bir kısmına, ‘senin bıyığın yok. Bence ondan’ diye
espri yapanlar, karşılığında ‘acaba olabilir mi?’ diyen şaşkın yüz
ifadesi buluyor. Fazla ciddiye aldılar, bu kesin.
Bu arada Cumhurbaşkanı’ndan randevu almak için yoğun baskı
yapanlara, şakayla karışık, ‘senin bıyığın yok abi, istersen bırak
öyle görüştürelim. Sonra yanlış anlaşılmasın’ deyip iki ay bu
baskından kurutulan danışmanların olduğu rivayetleri bile var!
Ezcümle, Hakan Fidan bıyık bırakmadı ama yüzlerce kişinin
bıyıklanmasına neden oldu. Kendisi de sakal bıraktı. Dedim, bu işte
bir MİT parmağı var.
Sigarayı bıraktırmadan sonra, bıyık bıraktırma hikayesi de bence
çok tatlı bir anı olarak konuşulacak. Ancak bazılarının kâbusu
haline gelmiş, karakter çökmesine neden olmuşsa, hani bu konuda da
abartmamak lazım (garibanların iç sesi olayım).
Metin Gım diyor ki, “abi politik bir mizah dergisinin tam zamanı.
İnan 6 hafta bıyık esprisi yapsak kapaktan, gider.” Mübarek orucun
etkisi dedim. Ama yine de bu yazıyı yazdım. Artık takdir Sayın
Cumhurbaşkanımız'ın. Kızarsa, “emirleriniz efendim” diye çıkarım
karşısına.