Yeni Şafak yazarı hükümete sert çıktı; Ey devleti yönetenler...
Yeni Şafak yazarı ve ilahiyat profesörü Hayrettin Karaman hükümete sert çıktı: Ey devleti yönetenler, yoksulların hakkını yiyenlerden hesap sorulmazsa üzerimize bela yağacak!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP çevrelerinde görüşleri
dikkatle dinlenen ilahiyat profesörü Hayrettin Karaman, hükümeti
sert bir dille eleştirdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın defaatle
dile getirdiği bir söz üzerinden gönderme yapan Karaman, “Siz ey
devleti yönetenler! ‘Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu
Gelir de adl-i ilâhî sorar Ömer’den onu’ diyen büyük Ömer’in (Allah
ondan razı olsun) makamında oturuyor değil misiniz? İlâhî adalet
bir koyunu yiyen kurdun hesabını yönetenden soracaksa, yoksulların
hakkını yiyenlerden, milyonlar sürünürken sefa sürenlerden,
yoksulların hakkını bunlardan alarak onlara ulaştırmayan
yöneticilerden hesap sormayacak mı?" diye sordu. Karaman, "bela"
uyarısı yaparak eleştirilerini şöyle sürdürdü:
"Bugünden tezi yok öyle tedbirler alınsın ve öyle düzenlemeler
yapılsın ki ülkede, temel ihtiyaçlarını temin edememiş bir fert
kalmasın. Ya bu olacak veya göklerden üzerimize bela yağacaktır
vesselam!"
Hayrettin Karaman’ın Yeni Şafak’ta “Bunu da mı unutacağız”
başlığıyla yayımlanan (5 Aralık 2014) yazısı şöyle:
Ermenek’teki maden kazasında veya cinayetinde toprak ve su altında
can veren son işçilerin de cesetlerine ulaşıldı. Tanınmaz haldeler,
DNA testi ile kimlikleri belli olacak. Acılı aileler hiç olmazsa
ölülerini görecek, elleriyle defnedecek, acı akıbet hakkında kesin
bilgiye ulaşmış olacaklar.
Ülkemizde böyle nice cinayete benzer kazalar oluyor, birkaç gün vah
tüh diyoruz, yazılar yazılıyor, konuşmalar yapılıyor, sonra bunlar
da unutuluyor ve “hayat devam ediyor”.
Bu yazıda altını çizmek, vicdanlara kazımak istediğim iki husus
var:
1. Bu tür kazaların olmaması mümkün; çünkü ihmaller ve kazanç hırsı
yüzünden kasıtlı tedbirsizlikler var. Sorumluluk işçiden başlıyor,
iş dayıları, sendikalar, işverenler, müfettişler ve dolayısıyla
devleti yönetenlere kadar ulaşıyor. Herkes dünyadaki cezadan ve
rezil olmaktan önce Allah’tan korksun ve taşlaşmış vicdanlar
yumuşasın da üzerine düşeni yapsın ve bu acıları daha az
yaşayalım.
2. Ve şu haber:
“Oğlum yüzme bilmiyor’ sözüyle Türkiye’yi ağlatan mahsur kalan
işçilerden Tezcan Gökçe’nin annesi Ayşe Tezcan gibi babası Recep
Tezcan’ın ayağındaki eski ve yırtık lastik ayakkabılarıyla
yürekleri dağladı.”
Evet bir de bu haberi asla unutmayalım.
Bu onurlu insan Recep amca, kendisine yapılan teklifleri reddetmiş,
“emekli maaşımı alınca ayakkabı alacağım” demiş, bu tavır da ayrıca
yüreklere taş gibi oturmalı.
Evet Recep amca niçin şunun bunun elden-doğrudan vereceği parayı
alsın da yüzü kızarsın, mahcup olsun, onuru incinsin? Recep amca ve
benzerlerinin, ihtiyacından fazla mal varlığı olanların malında
hakkı var; bu hakkı veren borcunu ödemiş olacak, alan da hakkını
almış olacak. Asıl utanması, mahcup olması gerekenler borcunu
ödemeyerek Recep amcaları önce yırtık lastikle bırakanlar, sonra da
sadaka veriyormuş gibi ayakkabı parası vermeye kalkışanlar değil
midir!.
Ey bu ülkenin yüzde doksan dokuzu Müslüman olan insanları!
Siz bu hakkı ve bu borcu bilmiyor musunuz?
Bilmiyorsanız niçin öğrenmediniz?
Bildiğiniz halde örgütlenerek yoksulluğa çare bulmak ve insanları,
birilerinin eline bakar olmaktan kurtarmak için neden çaba
göstermediniz?
Ebedî aleme göçüldüğünde bu sorulara vereceğiniz cevabı düşündünüz
mü? Yoksa “hele bir gelsin o zaman düşünürüz” mü diyorsunuz. Böyle
diyorsanız bunun, inançsızlıkla eş değersizlikte olduğunu ifade
etmek isterim.
Siz ey devleti yönetenler!
“Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu Gelir de adl-i ilâhî
sorar Ömer’den onu” diyen büyük Ömer’in (Allah ondan razı olsun)
makamında oturuyor değil misiniz? İlâhî adalet bir koyunu yiyen
kurdun hesabını yönetenden soracaksa, yoksulların hakkını
yiyenlerden, milyonlar sürünürken sefa sürenlerden, yoksulların
hakkını bunlardan alarak onlara ulaştırmayan yöneticilerden hesap
sormayacak mı?
Bugünden tezi yok öyle tedbirler alınsın ve öyle düzenlemeler
yapılsın ki ülkede, temel ihtiyaçlarını temin edememiş bir fert
kalmasın.
Ya bu olacak veya göklerden üzerimize bela yağacaktır vesselam!