Yeni Şafak yazarı Hanım Büşra Erdal’a sert çıktı! ‘Aşağının aşağısı bir FETÖ'cü olduğunu..."
İsmail Kılıçarslan, Yeni Şafak’taki bugünkü yazısında Hanım Büşra Erdal’ın pişmanlığıyla ilgili sert bir çıkışta bulundu.
Yenişafak yazarı İsmail Kılıçarslan, FETÖ’nün kapatılan yayın organı Zaman gazetesinde bir dönem adliye muhabirliği yapan Hanım Büşra Erdal’ın pişmanlığıyla ilgili sert bir çıkışta bulundu. “Hanım Büşra Erdal gibi ‘şeddeli teröristlerin’ şimdilerde yazıp durdukları ‘çok pişmanım’ diskurlarına falan aldanırsak sade kalbimiz değil, tüm insanlığımız kurusun” diyen Kılıçarslan, “15 Temmuz gecesi bu aşağılık insanlar, çatır çatır insan katlettiler. Bu Hanım Büşra gibiler de o gecenin başarıya ulaşması için ellerinden geleni yaptılar. Sokaklarda insan cesetleri varken darbe başarılı olsun diye yapmadık şey, çekmedik numara bırakmadılar. Şimdi aynı Hanım Büşra Erdal, aşağının aşağısı lanetli bir FETÖ’cü olduğunu unuturuz zannederek ‘nedamet getirmeye’ çabalıyor” ifadelerini kullandı.
İsmail Kılıçarslan’ın ‘Üç gün ayaklarını aradık’ başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:
“Bakınız, “15 Temmuz gecesi” tam bir turnusoldür. Öyle net bir gecedir ki 15 Temmuz, o gecede kimin ne yaptığı, hangi tarafta durduğu sonraki hayatının yol haritasını belirlemiştir. Erketede bekleyen [Meral] Akşener falan bir tarafa, sıradan insan tekleri için bile bu böyledir.
Hele FETÖ’cü teröristler için bu, iyice böyledir. Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan falan gibi “lanetli FETÖ’cüler”in kendilerine yeniden alan açma çabalarını gördükçe öfkelenmem bundandır. O gece Bulaç’ın, Alkan’ın durduğu tarafı unutursak kalbimiz kurusun.
Hele hele Hanım Büşra Erdal gibi “şeddeli teröristlerin” şimdilerde yazıp durdukları “çok pişmanım” diskurlarına falan aldanırsak sade kalbimiz değil, tüm insanlığımız kurusun. O gece bu aşağılık insanlar, çatır çatır insan katlettiler. Bu Hanım Büşra gibiler de o gecenin başarıya ulaşması için ellerinden geleni yaptılar. Sokaklarda insan cesetleri varken darbe başarılı olsun diye yapmadık şey, çekmedik numara bırakmadılar.
Şimdi aynı Hanım Büşra Erdal, aşağının aşağısı lanetli bir FETÖ’cü olduğunu unuturuz zannederek “nedamet getirmeye” çabalıyor.
Alkan için yazdığımı, bu şeddeli terörist için de yazayım. Doğrudur. İnsanın yaptığı hatadan nadim olma hakkı da, fırsatı da vardır. Hanım Büşra Erdal da, elbette pişman olabilir, nedamet getirebilir. Tövbesinin kabul edilip edilmeyeceği bilgisine de biz değil, Allah sahiptir. Dolayısıyla pişman olduğunu ifade eden birine “sana inanmıyorum” deme hakkımız yoktur.
Fakat… İşte bu “fakat” önemli. 15 Temmuz gecesi gibi bir geceyi desteklemenin pişmanlığı beraberinde derin bir utanç da getirir. Bu utancın insanı konuşamaz, insan içine çıkamaz hale getirmesi kaçınılmazdır. Bu Alkan, Bulaç, Erdal gibi lanetliler, son derece hesaplı kitaplı şekilde, son derece FETÖ’cü şekilde “imaj yönetimi” yapmaktadırlar. Bir gram fazlası değil. Ne nursuz yüzlerinde pişmanlıktan bir iz vardır, ne yazdıkları satırlarda samimiyetin kırıntısı. Altı üstü “yeni bir güçlenme operasyonu”na aparat olmaktadırlar. Yarın Türkiye’de işler bir anlığına değişse bu lanetliler, bizim öldürülmemizi büyük bir zevkle ve “hak ettiler yahu” inanmışlığı ile izleyecekler, ellerini ovuşturacaklardır.