27 Ara 2010 14:18 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:54

YENİ ŞAFAK YAZARI HAKAN ALBAYRAK KENDİ CAMİASINI TOPA TUTTU!

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Hakan Albayrak, muhafazakar yazarları hedef aldı: Oku ve utan!

Mavi Marmara’yı sevmeyen bir kardeşime

Kardeşim, biliyorsun, dün Furkan Gemisi’ni karşıladık Sarayburnu’nda. Millet çocuk-çocuk geldi. Mavi Marmara’ya bakan gözlerinde sevgi, hüzün, sevinç ve iftihar okunuyordu. Şehit Furkan Doğan’ın babası Ahmet ağabey dedi ki: "Furkan ’Kişi sevdiğiyle beraberdir’ diye not düşmüş günlüğüne. Biz Mavi Marmara’yı seviyoruz, şehitlerimizi seviyoruz." Sevmeyenler kendileri bilirler. Kendileri bilirler, ama yine de şaşırıyorum hallerine. Hele senin haline.

Secdeden kaldırdığın başını hışımla Mavi Marmara’ya çevirip, açtın ağzını, yumdun gözünü... Bozguncu dedin, ajan-provokatör dedin, bilmem hangi gizli servisin elemanları dedin, dedin de dedin... Allah yolunda mazlumların yardımına koşan Müslüman kardeşlerini ve sen geride dururken onlara omuz veren gayrimüslimleri yerden yere vurmayı marifet bildin... "Kardeşin duymaz eloğlu duyar" mısraındaki kardeşsin sen... Amerikalı şarkıcı David Rovics "All Aboard The Mavi Marmara" (Mavi Marmara Kalkıyor) adlı şarkısında, "üzerlerine taştan başka silah almadan Calut’un krallığına karşı sefere çıkanlar"ı saygıyla selamlarken ve "Kudüs’ün çocukları bilsinler ki yalnız değiller" diyerek Mavi Marmara’nın yeşerttiği umuda dikkat çekerken sen bu resimde ne Hazret-i Davud’un attığı taşı görebildin ne de surda açılan gediği... Gördüğün tek şey İsrail’de vehmettiğin başedilmez güç oldu... Allahuekber diyerek kapandığın secdeden İsrail’in hışmına uğrama korkusuyla kalktın... O hışımdan korunmak için insafsızca saldırdın Mavi Marmara’ya... "Siyaseten yanlış" filan deseydin, kardeşçe eleştirseydin, çok gücüme gitmezdi; ama sen Mavi Marmara’nın izzet ve şerefine kast ettin... Sağda-solda yaptığın iğrenç tezviratı ve daha başka şeyleri duyuyorum, biliyorum... Mavi Marmara’nın devam eden yolculuğunu sabote etmek için çevirdiğin dümenlerden haberim var... Elinden geleni ardına koyma; Allah büyük.

Dünkü Radikal’de Cüneyt Özdemir’in "Evine Hoş Geldin Mavi Marmara" başlıklı yazısını okudun mu, bilmiyorum. Okuduysan utandın mı? Utanabildin mi? Oku, tekrar oku; bak bakalım, ar damarı namına bir şey kalmış mı sende:

"Sevgili Mavi Marmara, sen bu ülkenin dini bütün insanını da vicdanlısını da ateistini de aynı utkuya, benzer hedefe götürdün. Farkında olmasa da milyonlarca insanın kalbine gizlenmiş bir ilham perisinin kanatlarının çırpmasını sağladın. Sadece dini, dili, ırkı farklı diye bir ülkenin, artık olmayan bir ülkeye uyguladığı ambargoyu, hedefine ulaşamasan da yardın. Ulaşılmaz, tecrit edilmiş, kaderine terk edilmiş, kuşatılmış Filistin duvarlarını zihinlerimizde yerle bir ettin. Bir ülkenin, bir başka ülkeye ettiği zulmün adını sadece güvertene değil, tarihe dökülen kanlarla yazdırdın. Senin bu yolculuğundan sonra ne Gazze ne İsrail ne de Türkiye için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Varsın umutlar kanla yıkansın.

Ey Mavi Marmara, sen her ne kadar farkında olmasan da biz her ne kadar ara sıra yerden yere vursak da sen bu ülkenin Dışişleri Bakanı’nın, Başbakanı’nın cansiparane sahiplendiği bir sivil başkaldırının adısın. Bu halinle dünyaya bir meydan okumanın, başkalarının kulluk ettiği devletlere karşı çıkmanın da ilk kıvılcımısın. Türk dış politikasında bir ezberi bozdun. İsrail ve ABD’ye biat etmeyi marifet bilenlerin dengesini allak bullak ettin. (...) Sen bir ülkenin, bir başka unutulmuş ülkeye giden masal gemisi oldun. İnsanlar insanlara kavuşamasalar da nasıl ulaşabilecekleri umutlara rota tuttun.

Bu uğurda şen gittin, yaslı geldin.

Sevgili Mavi Marmara evine hoş geldin."

Cüneyt Özdemir’e aşk olsun, sana yazıklar olsun kardeşim.

Hakan ALBAYRAK / YENİ ŞAFAK