YENİ ŞAFAK YAZARI FARKLI DÜŞÜNÜYOR; NTV SPİKERİNE KIZMAYIN!
NTV spikeri Nur Tuğba Algül'ün şehit haberi yayındayken, arkadan şarkı söylemesine Yeni Şafak yazarından farklı bir tepki geldi.
Kızmayın NTV spikerine...
Dün internet ortamında en çok tıklanan ve en ilgi
gören haber konusunda ben epey farklı düşünüyorum.
Konu malum...
NTV spikeri canlı yayında haberi sunarken, araya Hakkari’de 8 şehit
verdiğimiz haberin bandı girdiğinde arka planda şarkı mırıldandığı
duyulmuş.
Yazıyı kaleme aldığım saatlerde sosyal medyada eleştirilerin ardı
arkası kesilmiyordu.
Düştüğü bu zor durum nedeniyle spikere yüklenmek ve şehit haberleri
konusunda toplumca sanki aşırı duyarlıymışız gibi rol kesmek çok
ciddi samimiyetsizlik göstergesi olur.
5-10 damacana şişesinde sular kalitesiz çıktı diye ortalığı ayağa
kaldıran toplum ve medya, 8-10 bin şehidin kanı yere dökülürken o
ölçüde yeri göğü inletmedi.
Dökülen şehit kanları için artık içi burkulmaz hale gelen toplum,
aylar evvel içtiği su markası bozuk çıktı diye, o zaman geçirmediği
mide bulantısını şimdi geçirme derdine düştü.
Sakat çıkan damacana markaları ifşa edilsin diye haftalardır
sabırsızca bekleyen kamuoyu, kötü sevk ve idare ile Mehmetçiğin
şehit olmasına neden olan komutanların isimlerini merak etmiyor
bile.
Sakat çıkan su markasını zihnine kazıyan toplum, vatan için
sakatlanan, şehit düşen Mehmetçiğin adını, sayısını artık aklında
tutamıyor bile...
Acı gerçek şu: Bu ülkede şehit haberleri, trafik kazası haberleri
gibi rutine dönüştü...
Türkiye’nin en büyük şehirlerinin ilçelerini, tarihi ve turistik
yerlerini bilmeyen toplum, her birinde verdiğimiz şehitler
nedeniyle G. Doğu’daki ilçelerin, kırsalların ve karakolların
isimlerine aşinalık kazanır hale geldi.
Evladını askere gönderen aileler, en değerli varlıklarını
komutanlarına emanet etmiş oluyorlar. Bu emanete nice zamandır
layıkınca sahip çıkılmadığı gibi bir his var içimizde. Şehitlerin
cenaze törenindeki kusursuz düzeni, askeri operasyonların
planlanmasında ve en az kayıpla sonuçlanmasında göremiyoruz.
Çok şehit verdik.
Yetiversin artık...
Hakkari’deki Geçitli karakoluna saldırıp 6 asker ve 2 köy
korucusunu şehit eden PKK’lıların canlı kalkan yaptığı Adem Demir
ve Osman Sağırlı adındaki gazeteciler, teröristlerin karakola kadar
girdiğini söylemişler.
Hatta, Geçimli Karakolu’nun üs bölgesinde konuşlandırılmış Türk
Silahlı Kuvvetleri’ne ait zırhlı araç mühimmatı bittiği için,
teröristler içine el bombası atarak bir uzman ve iki eri şehit
ettiğini iddia etmişler.
Ben Mehmetçiğin planlamadaki ihmaller nedeniyle bu kadar kolaylıkla
hayatını kaybetmesine razı olamam. Bu kayıpların muhakkak hesabı
sorulmalı.
Koca ordunun 1 defa değil, 2 defa değil, her defasında
karakollarına baskın yemesini ve ülkeyi koruması beklenen
Mehmetçiğini bile koruyamaz hale gelmesini artık anlayamıyor
toplum.
5 Bin civarında olduğu söylenen teröristin kökünü kazıyamayan 700
Bin kişilik ordunun muhakkak toplumu ikna edecek makul gerekçeleri
olmalı...
Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarındaki terfi listelerine Silivri
ekseninde göz atan çevreler, ihmal nedeniyle emri altındaki
askerlerin ölümüne neden olan komutanların durumuna göz atma
ihtiyacı hissetmiyor bile.
Sakarya’da tren raydan çıktı diye 3-4 yıl bürokrat kellesi almak
için ortalığı ayağa kaldıran medya, G. Doğu’da raydan çıkan işlerin
hesabını sorma derdinde olmuyor.
Parola olarak ’Adi Başbakan’ yazan subay terfi etmiş mi etmemiş
diye göz atan medya, şehit cenazelerinin artık adiyattan (sıradan)
olmasının derdine düşmüyor. Kimse verilen şehitlerin hesabını sorma
çabasında olmuyor. Sorumlu aramıyor.
Bu ülke mazeretlerin arkasına sığınmamalı...
Ülkenin giderek bölgede caydırıcılığını kaybettiği gibi bir endişe
taşıyorum.
Önüne gelen çakıyor, omuz atıyor ve sopa gösteriyor.
Kimse kıvırmasın ve rol kesmesin...
Nice zamandır bu ülkede ateş, sadece düştüğü yeri yakar hale
geldi.
NTV spikeri haberi okuduktan sonra şarkı mırıldanır oldu da,
kamuoyu eğlencesinden, keyfinden, dizisinden, şamatasından,
denizinden geri mi kaldı?
Kaç kişinin dün akşam şehit haberlerini izlerken iştahı kaçtı? Kaç
kişinin lokmaları boğazında düğümlendi? Gözleri yaşlı, masasından
ve sofrasından kalktı. Şehit ailelerinin acısını sanki bir ok
saplanmış gibi göğsünde hissetti.
Bu ülkenin kaç sivil ve asker yöneticisi dün akşam, ’şu güzelim
ülkede terör durmadıkça gülmek bana haram olsun’ diye ahdetti.
Üzgünüm, epey zaman daha şehit haberlerinin ardı arkası
kesilmeyecek bu ülkede.
Dün bir gazete internet sayfasında, ’kim ne dedi?’ başlığı altında,
terörün başladığı 1984 yılından bu yana üst düzey devlet
adamlarının terör olaylarının ardından ne söylediği konusunda
foto-galeri açmış. Sözün kısası hep aynı nakarat.
Biz de bu konuyu geçen yıllar içinde defalarca köşemize taşıdık ve
’bu konuşma tam 30 Bin kez yapıldı’ dedik.
Kızmayın NTV spikerine...
Durumu, toplumun şu an ki durumunu çok andırıyor çünkü...
Hak ettiğimiz kaderi yaşıyoruz.
Osman Özsoy/Yeni Şafak