YENİ ŞAFAK YAZARI: BİR GÜN HERKES BAŞINI ÖRTECEK!
Yeni Şafak yazarı Fatma Barbarosoğlu, "Bir gün herkes başını örtecek" başlığıyla çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
Bir gün herkes başını örtecek!
I-Cumhuriyet 90 yaşında, ben 50 yaşındayım, kamuda başörtüsü birkaç günlük.
TBMM tarihinde ilk defa ard arda kadınların konuştuğu, her birinin çarpıcı cümlelerle konuştuğu bir gün geçirdi.
Tansiyonu yüksek tarihi oturumu bir kadın yönetti: Meral Akşener. 'Zor zamanların' 'İçişleri Bakanı'.
Kürsüye çıkan herkesi sevdi sosyal medya. O kadar sevdi ki, Ruhsar Demirel'i MHP Genel Başkanı, Pervin Buldan'ı BDP Genel Başkanı olarak görme istekleri ard arda dizildi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Bütün Türkiye' bir mutluluğu paylaştı.
Ülke olarak tasada ve kederde birleşiyorken ilk defa sporda kazanılan zaferlerin dışında bir sevinçte birleşilmiş oldu. CNN'den Ahu Özyurt Türkiye'nin 8 Mart'ı 31 Ekim olarak kutlansın dedi.
Polemikçi birkaç vekilin hali tavrı da parantez içine alınıverdi. Onların tavrı sevincin sadakası olarak tarihe armağan edildi.
II-
Bunca yıl bekledik. Beklerken yürünebileceğini, beklerken uçulabileceğini, beklerken beklemeyi unutmayı örgendik.
50 yaşındayım. Başımı 18 yaşında örttüm. Felsefe öğrencisiydim, meşrebim metafiziğin sularında eğleniyordu.
Eskilerin deli gençlik, modern zamanların ergenlik dedikleri şey dünyaya sınır çekme yaşıdır aslında.
Biz ergen olmayı bilmedik. Coğrafyamızda genç olmak, evvelinden ölmek demekti. Ölümü kendimize hep yakın bildik. Mezara götürebileceklerimizin derdiyle biriktirdik. Efendimiz ilim Çin'de olsa arayınız buyuruyordu, ilim öğrenmek için üniversiteye gittik.
1983'ün birinci yarıyılının bitmesine az bir zaman kala başörtüsü yasaklandı. Bazı arkadaşlarımız başını açtı, bazıları okulu bıraktı. Biz iki arkadaş ne başımızı açtık ne okulu bıraktık. Saçımızın üstüne siyah bir tülbent onun üzerine sentetik bir peruk onun üzerine file onun üzerine şapka en üste başörtüsü.
Edebiyat Fakültesi'nin kapı görevlisi Hasan Amca'sı vardı. Başörtüsü yasaklanıncaya kadar 'amca' idi sonra başörtüsü avcısı oldu. Kapıda başörtümüzü çıkarır, başımızın üstündeki yüklerle yolumuza devam ederdik.
Bir gün bir polis durdurdu. Bacım böyle giyinmesen herkes sana gülüyor dedi. 20 yaşındaki bir genç kız için zor bir durum olmalı. Ne ki zorluğunu hiç hatırlamıyorum. O an kendimi çok güçlü hissetmiştim.
Allah'ımız var ne gamımız var, o günden bu yana dilimdeki zikirdir.
III-
Biz Mustafa Kutlu'nun 'Süheyla'sını sevmiştik. 'Yoksulluk İçimizde' idi o yoksulluğu varlığa çevirmenin derdiyle dertli idik.
IV-
Başörtüsünün en yasak olduğu günlerde başımızdaki örtüyü parantez içine alarak dayanışma dilini, dostluğu paylaştığım sosyal demokrat, liberal, sosyalist, feminist bütün arkadaşlara teşekkür ediyorum.
Lakin şunu da söylemek istiyorum. Neden tam da şimdi sorusu içimde hançerdir.
Londra-Pekin birbirine yaklaşırken, İngiltere 'helal tahvil' üretirken, bütün AVM'leri her akşam ısrar ve ısrarla başörtülüler doldururken...
'İyi tüketiciler' olduğumuzu cümle âleme ispat etmişken...
V-
Başlığa gelince... Saygın iletişimci herkes on beş dakikalığına ünlü olacak demişti.
Bir gün herkes bir şekilde birkaç dakikalığına ya da saatliğine başını örtecek.
Hatta daha şık olmak daha güzel görünmek için başını sürekli olarak örtenler de olacak. Başörtülü olmak için diyet ödemek gerekmiyor. Başörtülü olmanın bonusları var artık. Kıyafetinizi olanca modern tarzda seçip; yüzünüzü kalıcı makyajlarla renklendirip; su geçiren ojeler ile tırnaklarınızı bakımlı hale getirip; 11 punto ayakkabılarınız; altınızda son model bir araba ile dolaşırken taktığınız başörtüsü ile 'fark' yaratmanız daha kolay.
'Marka kardeşliği' tekinsizliğinizi bertaraf edecek iyi bir
sığınak. Korkmadan her mekâna girebilirsiniz artık.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN