Yeni Şafak yazarı Berna Laçin'e fena yüklendi! Bildiğin zavallılık...
Ünlü oyuncu Berna Laçin geçtiğimiz günlerde attığı tweetle büyük tepki çekmiş ve hakkında soruşturma açılmıştı.
Berna Laçin'in olay olan tweetini bugünkü köşesinde değerlendiren
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, "Tweetteki berbat Türkçe
hataları bir yana, burada Laçin’in Medine’yi seçmesindeki kastı
görür görmez anlamamak mümkün mü? Yetiştiği atmosferde “oryantalist
iftira”yı gözümüzün içine sokuyor Laçin." dedi.
Laçin'in gelen tepkiler üzerine kıvırdığını söyleyen Kılıçarslan,
“Ben aslında Arapları kastettim” , "Sultanahmet’te çok hırsızlık
oluyor dediğimde camiyi mi kastetmiş olurum” falan fıstık. Bildiğin
zavallılık yani…" ifadelerini kullandı.
İşte Kılıçarslan'ın "Berna Laçin ile huzura doğru"
başlıklı bugünkü yazısı:
Bu yazıyı yazmaya oturmadan önce hepsi terlemiş, fakat hemen
hiçbiri ter kokmayan yüzlerce insanla aynı anda namaz kıldım. Cuma
namazı yani… Üstelik namaz kıldığım cami, ağırlıklı olarak mobilya
atölyelerinin ve mağazalarının olduğu bir semtteydi. Yani ter ve
çorap kokusu ile karşılaşma durumum vardı. Fakat karşılaşmadım.
Gerçi, Tunus, Fas ve benzeri ülkelerde yani cuma günlerinin tatil
olduğu ülkelerde, hiçbir şekilde rastlamıyoruz çorap ve ter
kokusuna. Zira sabahın seherinden itibaren çalışmak zorunda olan
insanların iki arada bir derede gittikleri bir namaz değil oralarda
Cuma namazı. İnsanlar en güzel şekilde hazırlanıp öyle geliyorlar
namaza. Tatil olunca böyle…
Gerçi Berna Laçin Hanımefendi için bu dahi kabul edilebilir bir şey
değildir büyük ihtimalle. Laçin’in yetiştiği atmosferi az çok
tahmin edebiliyorum. O atmosfer için muteber olan ibadet hiç
yapılmayandır ama ille de yapılacaksa banklara yan yana oturarak
yapılan bir ibadet tercih edilmelidir. Ayakkabı çıkarma derdi
yoktur. Eğilip kalkma derdi yoktur. Birinin omzunun diğerinin
omuzuna değme derdi yoktur. Her şey aşırı sterildir.
Ne var ki bu toprakların insanları bir türlü gelişmedikleri için
işte mobilya atölyesinden, bakkaldan, oto sanayiden falan çıkıp
koşa koşa camilere akmaktadırlar. Ah ah, ne yapsın bu durumda Berna
Laçin Hanım?
“Berna Laçin’in yetiştiği atmosferi az çok tahmin edebiliyorum”
dedim ya, oradan devam edeyim. Mesela o atmosferde konuşulan şey
“Norveç’in ne kadar da çevreci bir ülke” olduğudur ve siz
oyunbozanlık edip “yavru fok kürkü satın alma konusunda da dünyanın
bir numarası Norveç imiş” derseniz ağızlarının tadı bozulur. “En
çok Japonlar okuyormuş” cümlesini “haklısınız, ilginç olanı şu ki
kişi başına tüketilen porno yayın konusunda da Japonlar bir numara”
cümlesiyle desteklerseniz bir kekrelik oluşur ortamda.
Gelelim meselenin “bam” dediği yere. Yine o atmosferin bir şartı
daha vardır. Durduk yere rahatını bozmamak. O yüzden Berna Laçin
Hanımefendinin o malum tweetinden sonra yaptığı keskin dönüşleri
tam burasından ele almak gerekir.
Hatırlayalım mı o tweeti? Şöyle yazdı hanımefendi: “İdam çözüm
olsaydı Medine toprakları tecavüzde rekor kırmazdı! Konuşturmayın
şimdi beni. Bırakın bilim insanları, nörologlar, psikiyatrlar,
psikologlar, toplum bilimciler, hukukçular el birliği verip çare
üretsin. Devlet, tribün sesleriyle toplum inşaa etmez.”
Tweetteki berbat Türkçe hataları bir yana, burada Laçin’in
Medine’yi seçmesindeki kastı görür görmez anlamamak mümkün mü?
Yetiştiği atmosferde gizli-açık konuşulan şu meşhur “oryantalist
iftira”yı gözümüzün içine sokuyor Laçin. Üstelik “konuşturmayın
şimdi beni” diyerek tahminimce bir cümle daha bilmediği bir
meselede bir de ayar veriyor güya. O çirkin iftiranın Peygamberimiz
hakkında olduğunu biliyoruz. Laçin de o tweeti atarken doğrudan hem
bu çirkin iftirayı, hem de tüm Müslümanları kastediyor zaten. Bu
açık. Bir başka açık olan şeyse tepkiler karşısında bu kez tam bir
“oryantal” gibi kıvırması. “Ben aslında Arapları kastettim” ,
“Sultanahmet’te çok hırsızlık oluyor dediğimde camiyi mi kastetmiş
olurum” falan fıstık. Bildiğin zavallılık yani…
İşin daha da ilginci şu ki Laçin, Arapları bile kastediyor olsa
bunu bir yerinden uyduruyor. Uyduruyor zira güncel taciz-tecavüz
listesinin ilk onunda hiçbir Arap ülkesi de yok hiçbir İslam ülkesi
de... Onun bildiği ona yeter, yani merak etmiyordur ama ben yine de
söyleyeyim. İki listede de ABD birinci 2017’de.
Yetiştiği atmosferin hamlığına, yobazlığına, cahilliğine vermek
lazım yine de bütün bunları. Laçin, çoktan sakatladığı iğdiş
zihniyle neyin ne olduğunun ayırdına varabilecek bir bilinçte
değildir zira. Dolayısıyla hakkında soruşturma açmaya falan
değeceğinden şüpheliyim. O bilinç düzeyiyle mücadele etmenin tek
bir yolu vardır zira: Bilimin aydınlığı ile bu karanlığı
temizlemek. Başkaca bir mümkünü yoktur.
Unutmadan. Taciz, tecavüz, adam öldürme gibi “adi suçlara” idam
cezası verilmesini savunuyorum. İdam kararını hukuk
müesseselerinin, infaz kararını mağdur ailenin vermesi ve idam
cezasının sadece adli olaylarla sınırlı kalması şartıyla elbette…
Üstelik bunu “suç oranlarının düşmesi” bağlamında falan da istiyor
değilim. O başka, bambaşka bir süreç. Bunu sadece “içimiz soğusun”
diye istiyorum. Lan bak yine bilimsel olamadık iyi mi? “İçimiz
soğusun” nedir yahu?
Bak şunu da unutuyordum: Bu Berna Laçin’in kıvırmayan modeli
yoktur. Bulamazsınız. Üretmiyorlar.