YENİ ŞAFAK YAZARI BAYRAMOĞLU, ÇÖLAŞAN'A FENA ÇATTI!
Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu, bugün köşesinden Sözcü yazarı Emin Çölaşan'a fena yüklendi.
Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu'nun bugünkü köşe yazısı...
Alan ve Çölaşan ya da asker gazeteci...
2004 yılı olsa gerek, Gelibolu'da bir yaz, ölüm ilanları ve belediye anonslarının yapıldığı, kasabanın dört bir yanını kuşatan hoparlörlerden, garip bir metin okunduğuna şahit olmuştum.
Okunan Kolordu Komutanlığı'ndan gelen bir yazıydı.
Küstah bir dille, emir kipiyle, 30 Ağustos kutlamalarında sivil ahali dahil herkese görevlerini hatırlatıyor, ne yapmaları gerektiğini adım adım belirtiyordu.
İçerikten, emir dilinden, böyle bir metnin belediye hoparlörlerinden yayınlanmasından dehşete uğramıştım.
Asker kasabaya talimat veriyor, mülki amir ve belediye başkanın görevlerini, yerlerini bile anons ediyordu.
Toplama kampında hissetmiştim bir an için kendimi...
Rezaletin, aşağılamanın, meydan okumanın mimarı Kolordu Komutanı Engin Alan'dı...
Aynı Alan, birkaç ay önce 18 Mart kutlamalarında Çanakkale'de Başbakan'a da meydan okumuştu...
Önceki gün Başbakan herhalde yeri geldi ki, işte o meydan okumayı hatırlattı, dedi ki: "Başbakan anma törenine gider de bir korgeneral orada ayağa kalkmaz mı? Çanakkale'de anma törenlerine gidiyoruz, bu beyefendi ayağa kalkmıyor. Gereği yapıldı, bedelini ödedi..."
Kimi gazeteler özellikle "gereği" sözünü manşetler üzerinden ima yollu Alan'ın Silivri'de olmasıyla bağlantılandırmışlar...
Yapılan ahlaki değildir.
Emekli Korgeneral Engin Alan bunun bedelini emekliye sevkedilerek ödedi.
Silivri'de bulunması ise katıldığı darbeci eylemlerle ilgili...
Bu madalyonun asker yüzü...
Öte yüzde "gazeteci" var...
Bu ülke, uzun süre başbakanlara "pezevenk" diyen, önünde ayağa kalkmayan, elini sıkmayan, cumhurbaşkanı selamlamayan generallerin ülkesi oldu. Ve merkez medya bu generalleri eleştirmek yerine onlara alkış tutan, onlarla iş tutan, başbakanların bunu hak ettiğini ima eden bir tavra sahip oldu. Sürmekte olan pek çok davaya, Ergenekon davasına, Balyoz'a, tutuklu generallere bakış hâlâ bu tutumun izlerini taşıyor.
Engin Alan merkez medyaya göre Özel Kuvvetler'in efsane komutanı...
Hayır... Engin Alan efsane değildir... Alan açık ve yeterli delillerle darbe girişimiyle yargılanan, bu nedenle hapiste olan eski bir askerdir...
Özel Kuvvetler'in kurucusudur, evet...
Peki, Özel Kuvvetler Komutanlığı nedir? Kökü nerededir?
Askerin resmi sitesinden okuyalım:
"Bugünkü Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın çekirdeği; 2. Dünya Savaşı'nı müteakip, Sovyetler Birliği'nin Türkiye için büyük bir tehdit oluşturması üzerine, Silahlı Kuvvetler'in harekatını, düşman gerisinde icra edilecek faaliyetlerle kolaylaştırmak maksadıyla; 1952 yılında, zamanın Yüksek Savunma Kurulu'nun kararı ile Milli Avcı Birlikleri şubesi olarak kurulmuştur. Kurulduğu günden itibaren, gelişimini modern çağın gereklerine uygun olarak sürdürmüş ve TSK'nin reorganizasyonu kapsamında 1992 yılında Özel Kuvvetler Komutanlığı adını almıştır. "
Bu işin çekirdek kısmı...
Gelenek kısmında ise şunları söylüyor Özel Kuvvetçiler:
"Kurtuluş savaşındaki çeteler ile Teşkilat-ı Mahsusa, bugünkü Özel Kuvvetler'in görevlerini, dönemlerinde yerine getiren teşkilatlar olmuştur. Cumhuriyet döneminde de en ciddi sınavını, Kıbrıs Türklerinin özgürlüğüne kavuşmasında Türk Mukavemet Teşkilatı içinde yer alarak vermiştir..."
Şu, kıyımlarda adı geçen Teşkilat-ı Mahsusa...
Şu Rumlar yaptı sanılsın diye cami bombalatan, adam vurduran, derin devletin beşiği olan Mukavemet Teşkilatı...
Şu MAH'ın talebi üzerine adam öldüren ve gömen yapı...
Kontrgerilla, gladyo...
Bir tür gazeteci için ne gam!
Sözcü Gazetesi'nden Emin Çölaşan mesela, Saygı Öztürk'le birlikte, Silivri'den hastaneye nakledilen Alan'ın yanında alıyor soluğu, Çanakkale meselesini soruyor.
Efeleniyor Engin Alan:
"Bana vali aracılığı ile haber gönderiyor, 2 saat geç gelecekmiş, töreni geç başlatsınlar diyor! Kabul etmedim, emir değişmez dedim. O da zamanında gelmek zorunda kaldı. Konuşması bitti. Ayağa kalkmadım, alkışlamadım..."
Bu efelenme üzerine gazeteci soruyor:
-Bunlar (siyasi iktidarı, siyasetçiyi kastediyor) özellikle Özel Kuvvetler'den korkuyor mu?
Cevap: "Hepimizden korkuyorlar. Çok korkaklar. Ama en büyük korkuları Özel Kuvvetler'le birlikte, denizcilerin SAS ve SAT komandolarıdır. Onun için denizcilerin üzerine gidiyorlar."
Bu adam şimdi MHP'den milletvekili adayı... Kimisine göre efsane...
Belli alınacak yol pek uzun...