YENİ ŞAFAK VE VATAN MUHABİRLERİ HABER YÜZÜNDEN BİRBİRİNE GİRDİ!... VATAN MUHABİRİNİN "HABERİMİ ÇALDI" İDDİASINA YENİ ŞAFAK MUHABİRİNDEN CEVAP GELDİ: "MAHKEMEDE GÖRÜŞÜRÜZ"!...
Vatan muhabiri Cahit Yüce "Yeni Şafak muhabiri Ali Oktay haberimi çaldı" iddiasında bulundu.Yeni Şafak muhabiri Ali Oktay bu iddiaya,"Mahkemede hesaplaşacağız" cevabını verdi.İşte ilginç iddialar içeren ve bir o kadar da garip kavganın ayrıntıları...
Yeni Şafak Gazetesi'nin bugünkü sayısında "Ayrılık nedeni demir çubuk mu sarışın sunucu mu" başlıklı bir haber manşetten verildi.Haber İstihbarat Servisi imzasını taşıyordu. Ve bu haberden dolayı medyada eşine pek ender rastlanan bir kavga başladı.Vatan Gazetesi'nin Sarıyer Adliyesi muhabiri Cahit Yüce,bir internet sitesine gönderdiği e-maille Yeni Şafak'ın hukuk muhabiri Ali Oktay'ı "haberini çalmakla" suçladı. İŞTE CAHİT YÜCE'NİN GÖNDERDİĞİ e-mail: Öncelikle iyi çalışmalar. Ben, Vatan Gazetesi muhabiri Cahit Yüce. Kurulduğu günden bu yana gazetenin Sarıyer Adliyesi muhabirliğini yapmaktayım. Aynı görevi 1999 yılından 2002'ye kadar Akşam Gazetesi'nde yürüttüm. Yaklaşık 9 yıllık bir gazetecilik hayatım var. Muhabirlik hayatım boyunca hem arkadaş hem de rakip olduğum meslektaşlarımla iyi ya da kötü günlerimiz oldu. Zaman zaman haber uğruna omuz omuza da mücadele verdik, bazen de birbirimize haber atlatmak için türlü "numaralar" çevirdik. Ama bunlar "ahlaki" boyutları zorlamayan numaralardı. Ta ki 16 Eylül 2007 gününe kadar. O günü mesleğin "kara günü" ilan ederek başımdan/başımızdan geçenleri aşağıda anlatıyorum: Hürriyet Gazetesi muhabiri arkadaşım Taner Yener ile birlikte Sarıyer Adliyesi'nde bir boşanma davasını izledik. Daha sonra bazı ipuçlarından yola çıkarak haberin detaylarına ulaştık. Haberi tüm detaylarıyla toplamımız 3 günümüzü aldı. 15 Eylül cumartesi günü, haberi gazetedeki bilgisayarımda, "özel sıramdan" yazdım. Yazdığım metni, haberi birlikte hazırladığım arkadaşım Taner Yener'in mailine de attım. Karşılıklı fotoğraf alış-verişlerimiz oldu yine mail yoluyla. Sonuç olarak haberi pazar gündem toplantısına girecek şekilde hazırladık. Yani haber, pazartesi günü çıkacak şekilde yazıişlerinin masasına gidecekti. Gidecekti diyorum, çünkü bundan sonra yaşananlar "adli" bir vaka. Yani tam bir hırsızlık olayı. 17 Eylül Pazartesi günü çıkması gereken haberimizi, 16 Eylül Pazar günü, Yeni Şafak Gazetesi'nin manşetinde gördük. Benim gazetenin özel sırasında yazdığım haber metnimin birebir aynısı kullanılmıştı. Dahası habere konu fotoğrafta "orijinal haberci" gazetenin sayfalarını süslüyordu. Herkese olabileceği gibi biz de "beynimizden vurulmuşa" döndük. Emeğimiz, bizim dışımızdaki bir gazetenin sayfalarını süslüyordu. Şeflerimizle konuştuk. Zaten onların haberi hazırladığımızdan önceden haberleri vardı. Sonra Yeni Şafak'ın istihbarat şefi Şaban Arslan'a ulaştık. Haberin, Ali Oktay adlı muhabir tarafından verildiğini öğrendik. Ali Oktay'ı aradık. Haberin kendisine nasıl geldiğini sorduk. Alaycı bir üslupla, "Yav böyle ufak şeylerle uğraşmayı bırakın" gibisinden birşeyler söyledi. Kendisinin, "hrsızlık malını satın alan" kişi konumunda olduğunu, haberi "bir şekilde" ele geçiren kişi ya da kişilerin "asıl hırsız/hırsızlar" olduklarını söyledim. Bu kez alaycı üslubu yerini "tehditçi" üsluba bıraktı. Beni açıkça kemiklerimi kırmak ve öldürmekle tehdit etti. Tam da "yavuz hırsız" misali... Yani sonuç olarak gelinen nokta bu. Ali Oktay burada tetikçi. Onu azmettirenlerin kim olduğu konusunda tabi ki şüphelerim var. Ama ben onları oruç tuttukları bu ayda, Allah'la başbaşa bırakıyorum... Vatan muhabiri Cahit Yüce'nin bu denli ağır suçlamasına muhatap olan Yeni Şafak muhabiri Ali Oktay ise mesajında "Mahkemede hesaplaşacağım" dedi. İŞTE ALİ OKTAY'IN MESAJI: Az önce bazı arkadaşların beni cepten aramasıyla sitenizde benimle ilgili bir haber yayımlandığını gördüm. İlk önce şunu söyleye