18 Mayıs 2009 20:13 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:42

YENİ ŞAFAK GENEL YAYIN YÖNETMENİ YUSUF ZİYA CÖMERT'TEN MUTFAK SOHBETLERİ!..CÖMERT, HANGİ 'ENERJİK' YÖNETİCİYİ GÖKLERE ÇIKARDI,ŞAMİL TAYYAR'IN GAZETECİLİĞİNE NEDEN İMRENDİ,EDİTÖR FUAT ATİK'İ NİÇİN KUTLADI?

Yusuf Ziya Cömert yazdı; Uzun süredir 'tipik' bir 'editorial' yazı yazmamıştım. Haftanın olayı ile benim yazı günüm denk düştüğünde, güncel şeyler yazıyordum.

Biraz da 'mutfak'tan konuşalım

Uzun süredir 'tipik' bir 'editorial' yazı yazmamıştım. Haftanın olayı ile benim yazı günüm denk düştüğünde, güncel şeyler yazıyordum. O güncel şeyler kimi zaman Yeni Şafak'ın yayın çizgisine, üslubuna dair birkaç cümle sarfetmemi gerektiriyordu. Bu sütundan yazdıklarımın çoğu böyle şekilleniyordu.

Bazen, -önceki hafta Mardin'deki müessif katliamda olduğu gibi- 'haftanın olayı' hakkında yazılacak her şey benim sıram gelinceye kadar yazılmış oluyordu, ben de o kadar sözün üstüne bir de ben laf kalabalığı yapmayayım diye haftayı sessiz geçiriyordum.

Bugün, biraz 'içeriden,' 'mutfaktan' yazmak istiyorum.

Okurlarımız bilir, Yeni Şafak bugün kendi alanında güçlü ve grafiği sürekli yükselen bir 'marka.'

Yeni Şafak çizgisi, Yeni Şafak'ın dışında da sürekli değer kazanıyor ve bu yaklaşık 15 yıl önce kurulan Yeni Şafak için onur verici bir şey.

Dikkatli okurlarımız bilirler, son 'ihraç'larımızdan biri, mesleki hayatını Sabah gazetesinde sürdürmeye karar veren istihbarat şefimiz Şaban Arslan'dı. Yeni Şafak Şaban'a, o da Yeni Şafak'a önemli katkılarda bulundu. Şimdi, tecrübeli bir şefle, Mevlüt Yüksel'le çalışıyoruz. Mevlüt'ün enerjisi, sadece kendi servisinde değil, gazetenin haber üretim 'mekanizma'sının tümünde hissediliyor.

Özellikle son aylarda daha çok hissedilen bir başka şey var. Yayın Koordinatörümüz Ergün Diler'in imzasıyla çıkan Yeni Şafak manşetleri.

Ergün, -eminim daha önce çalıştığı gazetelerde de öyleydi- mesleki kapasitesini, enerjisini, gazetesinden hiç esirgemeyen bir gazeteci. Ergün Diler'in, Yeni Şafak'ın yükselen grafiğindeki önemli rolünü bir de buradan, yazıyla beyan etmek istiyorum.

Yeni Şafak, elbette büyük bir aile ve bu büyük ailenin içindeki, başka gazetelerde çok zor bulunduğunu tahmin ettiğim uyum ve hassasiyet, yazarlarından editörlerine, birim şeflerinden muhabirlerine, idari personeline kadar bütün çalışanlarının katkısıyla 'üretiliyor.'

Şimdi, her biri Yeni Şafak için birer değer olan bir çok arkadaşımın gayretleri gözümün öne geliyor. Adlarını başka vesilelerle anmak üzere, hepsine teşekkür ediyorum.

'Mutfak' bahsini, geçen hafta geniş yankı uyandıran iki haberle ilgili birkaç not düşerek sürdürmek istiyorum.

Bunlardan biri, Ergenekon operasyonu kapsamında 'zanlı' statüsünde olan Bedrettin Dalan'ın, ya tesadüfen, ya da aranacağını önceden haber alarak yurtdışına çıkmasıyla ilgili.

Bilindiği gibi, Sabah gazetesi, Dalan'ın bir MİT yetkilisi tarafından önceden haberdar edildiğini, bu sayede yurtdışına çıkma imkanı ve fırsatı bulduğunu yazmıştı.

MİT, müteakip günlerde, bu haberle ilgili herhangi bir açıklama yapmadı. Yeni Şafak, bu haberin devamı niteliğinde bir gelişmeyi tespit etti. Sözkonusu görevli, (MİT İstanbul Bölge Başkan Yardımcısı) İzmir'e 'bölge müdürü' olarak atanmıştı.

Sabah'ın haberinin ardından böyle bir atamanın gerçekleşmesi önemliydi. Yeni Şafak, bu haberi manşetten verdi. Yeni Şafak'ın haberinden sonra MİT, bir açıklama yayınladı. Açıklamada, Dalan'ı uyarmakla suçlanan MİT yetkilisi hakkında bir soruşturma başlatılmadığı belirtiliyordu.

MİT, ayrıca, sözkonusu yetkilinin, asaleten atanmadığını, vekaleten görevlendirildiğini, bunun bir 'terfi' sayılmayacağını bildirdi.

Bu açıklamalar, kamuoyunda ilk haberin doğru olduğu kanaati oluşmadan önce yapılsaydı, zannediyorum, gelişmeler daha doğru bir çizgi üzerinde sürerdi.

Geçen hafta başında, Star gazetesi, Yeşil'in hiç yayımlanmamış fotoğraflarını yayımladı. Bu, o günün en önemli haberiydi. Gazeteci olarak 'keşke bizde olsaydı' dediğim bir haber.

Daha sonra, yine Star, Yeşil'in yemek sofrasına serili gazetede yer alan bir ilandan hareketle, Yeşil'in 2002 yılına kadar sağ olduğu sonucunu çıkaran bir haber yayımladı. Bu da, -Şamil Tayyar'a ait- 'imrenilecek' bir gazeteci dikkatiydi.

O gün, editör arkadaşımız Fuat Atik, o haberde bir yanlışlık olabileceğini söyledi ve araştırdı. Fuat'ın araştırmasına göre, Yeşil'in masasına serili gazetedeki ilan 1995 Aralık ayında yayımlanmıştı.

Yeni Şafak'ın bu konudaki haberi de, hemen hemen bütün basında yankı buldu. Bazı gazeteler, Yeni Şafak'ın adını anmayı yüksündü ama, bu çok önemli değil.

Şamil'in yaptığı bir 'buluş'tu. Ben, o haberi de, daha doğrusu o haberin yapılmasına sebep olan heyecanı da bir gazetecilik niteliği olarak görüyorum. Her gazeteci, yaptığı iş zamana karşı yarışılarak yapıldığı için, yanılabilir.

Fuat Atik'in dikkatini değerli kılan, biraz da o 'buluş'un cazibesi. İki gazeteciyi de kutluyorum. Elbette, Fuat'ı daha çok kutluyorum.

Bu haftaki 'mutfak' sohbetimiz bu kadar.

Yusuf Ziya Cömert/Yeni Şafak